Gözlerimi yavaşça açtığımda başımda bir şeyler yapan beyaz giyinimli kadına baktım.
Ölmüş müydüm?
"Ah.. Uyandınız mı?"
Kadın bana gülümsediğinde onu umursamayarak etrafa baktım.
Filmlerdeki gibi etrafa bakmadan 'Burası da neresi?' diye soracak değildim.
"Neredeyiz?"
Dedim kadına bakarak.
"Hastanedeyiz."
Dedi alışmış bir yüz ifadesiyle.
Kaşlarımı çattım.
Hastanede olduğumuzu zaten anlamıştım..
"Hangi şehirdeyiz?"
Dedim sinirle.
"Busan'dayız."
Dedi yüz ifadesini bozmadan.
Bir şey demeden kadına arkamı dönüp gözlerimi kapattım.
Seoul'a gitmeye çalışırken kaza geçirip Busan'a gelmek ne kadar da güzel bir şeydi..
"Bu arada Hanımefendi.."
Gözlerimi açarak utangaçca gülümseyen kadına döndüm.
"Efendim?"
Kadın kızarmaya başladığında merakla ne diyeceğini bekledim.
Kim bir şey söylemek için bu kadar kızarırdı ki?
"Şey.. Sevgiliniz çok yakışıklı.."
Sevgilim?
Benim sevgilim mi vardı ki?
Aniden aklıma gelen isimle iç çektim.
Taehyung'dan bahsediyordu...
"Sana ne Sevgilimden? Yakışıklıysa bana yakışıklı."
Kadının tüm yüz ifadesi aynı anda bozulurken sinirle odadan çıktı.
Kadının arkasından bir süre boş boş baktıktan sonra tepemde duran kan torbasına gözüm kaydı.
Kim bana kan vermişti ki?
Koluma takılan şeyi hızla çıkardım ve ayağa kalktım.
Araba taklalar atmasına rağmen ne bir kırığım vardı ne de sorunum..
Kafama birden dank eden şeyle söylendim.
"Ben vampirim.."
Daha doğrusu Shin Shin vampir olmuştu ama onun yüzünden ben de vampir olmuştum.
Bu bir bakıma benim için şans demekti..
Jungkook ile daha yakın olabilirdim.
Sevinçle gülümsediğimde odada bulunan tek oturulabilecek yer olan tekli koltuğa baktım.
Üstünde bir kutu vardı..
Merakla gidip kutuyu elime aldım ve hızla açtım.
İçinde bana gönderilmiş ve tek 2 dakikası kalmış bir bomba olduğunu düşünürken beni şaşırtacak bir şekilde sadece yeni alınmış kıyafet ve ayakkabı vardı.Kutuyu koltuğa geri koydum.
"Bombayı tercih ederdim."
Bir süre kutuyla bakıştığımda aniden boynumda hissettiğim soğuk nefesle vücudum titredi.
"Ne zamandır böyle psikopat biri oldun sen?"
Arkamda duran kişi güldüğünde gülümsemesi kulağımda yankılanmıştı.
"Taehyung?"
Dedim şaşkınca.
Neden buradaydı?
Ah.. Hemşire bahsettiğine göre tabii ki de burada olmalıydı..
"Ne o? Beklemiyor muydun?"
Arkama dönmeye çalıştığımda sıkıca belimden tutarak durdurdu.
"H-hayır."
Dedim kekeleyerek.
Neden bu çocuk beni bu kadar korkutuyordu?
"Neden buradasın?"
Dedim korkumu yenmeye çalışırken.
Alayla gülüp boynuma nefesini üfledi.
Bu seferki sımsıcak olmasına rağmen yine de beni titretmeye yetmişti..
"Kaza geçirdim."
Dedi normal bir şeymiş gibi.
"Ne kazası?"
Dedim merakla.
Küçük bir şey miydi de kendi yerine benimle ilgileniyordu?
Zaten o bir vampirdi, büyük bir kaza da olsa her türlü iyileşirdi..
"Büyük bir şey değildi. Karşıdan gelen arbaya çarpıp havada taklalar atmasına sebep olmak dışında."
Gözlerimi korkuyla kocaman açtığımda hızla arkama döndüm.
Sırıtarak gözlerine bakıyordu.
"Senin yüzünden miydi?!"
Umursamazca omuz silktiğinde tam ağzımı açmıştım ki işaret parmağını dudağıma bastırarak kendisi konuştu.
"Biliyor musun? Seninle tanışmadan önce tıpatıp senin aynın olan bir kızla tanışmıştım. Sanırım adı Tzuyu'ydi."
Şaşkınca olduğum yere kalırken beni nereden tanıdığını çözmeye çalışıyordum.
Gülümseyerek devam etti.
"Daha beni tanımamasına ve ya vampir olduğumu fark etmesine rağmen zor bir durumda olduğum için bana kendi kanını içirerek yardım etmişti."
Yardım ettiğim sevimli çocuğun karşımda duran ve iliklerime kadar beni korkutan çocuk olduğunu öğrenmemle şok geçirirken eliyle bileğimi kavrayıp ağzına götürerek konuştu.
"Bugün onun sayesinde yaşıyorum."
Bileğime küçük bir öpücük kondurarak etkileyici bir şekilde gülümsedi.
"Senin sayende yaşıyorum..."
Tekrardan bir öpücük daha kondurduğunda gözlerini gözlerime çıkardı.
"...Tzuyu"
.
.
.
.
.
.
.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAMPİR 2✔
VampireHayat uzun ama kuşlar yok olmuş. Peki ben neden hâlâ yaşıyorum? . . . . . . . . (2. Kitaptır. Lütfen ilk kitabı okuduktan sonra okuyun.)