Tüm gücümle kanını içtiğim adam çığlıklar içindeydi.
Kendimi durduramıyor, kanın güzel tadını bırakamıyordum...
Adamın damarlarından akan kanı suymuşçasına içerken aniden adam ellerimden kayarak önüme düştü.
Ne yaptığımı sonradan fark ederken karşıdan gelen korna sesiyle büyük bir çığlık attım ve ellerimle yüzümü kapattım.
Sahi, ne zaman bu duruma gelmiştik biz?
Vampir olmaya başladığımı anladığımda korkuyla etrafa baktım.
Taehyung.
Neden böyle bir şey yapmıştı?!
Sinirden ağlamaya başladığımda hâlâ nereden çıkacağımı bilemediğim ormanı süzdüm.
Nasıl bir yerdi burası?
Kendimi labirentte gibi hissediyordum..
Akan gözyaşlarımı silerek tekrardan koşmaya başladım.
Açlıktan karnım sürekli değişik sesler çıkarıyor, arada bir de gözlerim kararıyor yere düşecek gibi oluyordum.
Zaten her yerim yara bere içindeydi, düşsem bile umursamazdım..
Bir yerlerden aniden çığlık sesi geldiğinde tüm orman bu çığlık sesiyle yankılanmıştı.
Sesin sahibi muhtemelen benden yardım isteyen kız olmalıydı.
İkinci bir çığlık daha duyduğumda koşmayı bırakarak kendimi yere attım ve hıçkırarak ağlamaya başladım.
2 buçuk ay mezarlıkta yatıp kalksam da bu kadar çok korkmadığıma yemin edebilirdim..
"Sus"
Dedim içimden kendime.
"Ağlama ve sus artık aptal."
İçimden dediklerime kıyasla daha da çok ağlamaya başladığımda omzumda hissettiğim elle korkarak olduğum yerde zıpladım ve korkuyla kendimi geriye doğru çektim.
"Pardon?"
Gözyaşlarım arasından zorla karşımda duran adama baktım.
"İyi misiniz?"
Başımı sallarken gözüm elinde tuttuğu baltaya gidince korkuyla gözlerimi açtım.
"Kayıp mı oldun?"
Adam yanıma çömeldiğinde hızla onu ittirerek bağırdım.
"Bana zarar verme!"
Tekrardan ağlamaya başladığımda adam elindeki baltayı yan tarafına bırakarak ayağa kalktı.
"Ben sadece bir oduncuyum. Sana zarar vermem.."
Gülümseyerek elini bana uzattığında başka şansım olmadığı için adamın elini tutarak ayağa kalktım.
"Kayıp mı oldun?"
Aynı soruyu sorduğunda elimi çekerek başımı salladım.
"Seoul'a gidiyorum. Seni orada bir polis merkezine ve ya hastaneye bırakabilirim."
Muhtemelen ağlamaktan sesim çıkmayacağı için tekrar başımı salladım.
Zaten buradan gitsem her şey iyi olacaktı.
Hatta çoktan bir plan bile kurmuştum..
"Arabam biraz uzakta. Yürümemiz gerekecek."
Yerden baltasını alarak yürümeye başladığında hemen arkasından gittim.
Biraz yürüdükten sonra arabasına gitmiştik.
Ön koltuğa oturarak adamın arabayı çalıştırmasını izledim.
Adam arabayı çalıştırdıktan sonra gülümseyerek bana döndü.
"Adın ne?"
Hafifçe öksürerek gülümsedim ve,
"Shin Shin."
Dedim.
"Güzel isim."
Dediğinde bir şey demeyerek önüme döndüm ve nasıl bir kolaylıkla ormandan çıkıp yola girdiğimize baktım.
Azıcık daha yürüsem yapıyormuşum valla..
"Aç mısın?"
Adam dikkatle arabayı sürerken ona baktım.
Kurt gibi açtım..
"Hayır."
Dedim sessizce.
Güldü.
"Kaybolmuştun?"
"Gerek yok."
Diyerek kestirip attığımda gözüm adamın boynundaki damara kaydı.
Zorlukla yutkunduğumda hemen önüme döndüm.
"Olmaz.."
Dedim kendi kendime.
"Lütfen... Şimdi olmaz..."
Sessizce mırıldandığımda adam gülümsedi.
"Bir şey mi dedin?"
Başımı hayır anlamında salladığımda tekrardan belirgin damarına baktım.
Ama ne zaman adama yapışıp da boynunu ısırdığımı bile bilmiyordum..
"Dur! Ne yapıyorsun?!"
Adam arabayı sürmeye çalışırken kanını içime çektim ve adamın çığlığı kulağımı doldurdu.
Onu umursamadan kanını canice içmeye devam ettim.
Aniden adam ellerini direksiyondan çekip kucağıma dültüğünde korkuyla etrafa baktım.
"Tanrım, ne yaptım ben?!"
Son hız gelen arabanın korna sesiyle karşıdan gelen arabaya bakarak büyük bir çığlık atıp ellerimle yüzümü kapattım.
Küçücük bir yolda karşıdaki araba durmayıp bize hızla çarpıtığında içinde olduğum araba havada taklalar atarak yere çakıldığında kırılan camdan dışarıya fırladım.
Etraf kararmadan önce son gördüğüm şey arabanın hâlâ taklalar attığıydı...
.
.
.
.
.
.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAMPİR 2✔
VampiroHayat uzun ama kuşlar yok olmuş. Peki ben neden hâlâ yaşıyorum? . . . . . . . . (2. Kitaptır. Lütfen ilk kitabı okuduktan sonra okuyun.)