33. BÖLÜM

461 47 21
                                    


Bir yerden sonra hikaye farklılaştı. Şimdiden söyleyeyim dedim. 😀

........

"Seni eve bırakmamı ister misin?"

Gülümseyerek Jungkook-an'a baktım.

Rüzgarda dalgalanan saçları ve yüzündeki şaheser ötesi gülümsemesiyle fazlasıyla etkileyici görünüyordu.

Onun bu hayranlık çekiminden ayrılmaya çalışarak zorlukla yutkundum.

"Işınlanabilme gücüm varken mi?"

Sonradan aklına gelmiş gibi bir surat ifadesine büründüğünde tekrardan yutkunarak gözlerimi ondan çektim ve göle bakmaya başladım.

Tanrım, o fazlasıyla mükemmeldi..

"Bir sorun mu var bu arada?"

Heyecanla ona döndüğümde yüzü biraz eğilmiş olduğu için nefesini suratımda hissedebiliyordum.

"Ah, yok bir şey."

Geçiştirmeye çalıştığımda son kez etrafı süzdüm.

"Hadi gidelim."

Jungkook-an başını salladığında koluna tutundum ve bizi okula ışınlamasını bekledim.

Ama hiçbir şey yapmamıştı.

Şaşkınca ona baktım.

"Neden bizi ışınlamıyorsun?"

Gözleri benimkilerle buluştuğunda bakışlarında merak olduğunu gördüm.

"Neden sen bizi ışınlamıyorsun?"

"Ne?"

Ağzım resmen bir karış açıldığında şaşkınca ona bakmaya devam ettim.

"Nasıl olsa sen de ışınlanabiliyorsun. Bizi okula ışınlayabilirsin."

Daha da şaşırmıştım.

Evet, ışınlanabiliyordum ama sadece ışınlanabiliyordum.

Yani başkalarını ışınlayamıyordum.

Bunu kesinlikle biliyor olması lazımdı..

"B-ben.."

Vücuduma hücum eden heyecanla titremeye başladığımda Jungkook-an ısrarcı gözlerle bana baktı.

"Yapabilirsin."

Tekrardan ağzımı açtığımda hiçbir şey ifade etmeyeceğini bildiğimden geri kapadım.

Bu ısrarcı bakışlara karşı kesinlikle kazanamazdım..

"Peki."

Dedim büyük bir özgüvensizle.

Sonrasında Jungkook-an'a daha sıkı tutunup beyninin içindeki her şeyi yok etmeye çalıştım.

Bir görüntü getirmeye çalıştım aklıma.

Benim ve Jungkook-an'ın sınıfta benim sıramda oturduğumuz bir görüntü..

Vücudumun karıncalandığına dair bir his içimde dolanırken aklıma gelen Taehyung'un kızı kazıkladığı sahneyle kapalı gözlerimi kocaman açtım.

Gözlerime gelen insanı kör edecek derecedeki bir ışıkla gözlerimden tüm vücuduma titreme geçerken Jungkook-an'ı tuttuğum elim kasılmaya başlamıştı.

Elimi sıkmaya çalıştığımda beni çevreleyen acıyla kendimi Jungkook-an'dan uzaklaştırdım.

Ani bir gökgürültüsüne benzer bir ses çıktığında Jungkook-an'da gözlerini açtı ve şaşkınca bana baktı.

Sonrasında  kendimi bir yatağa düşerken buldum.

Yatağın yumuşaklığıyla rahatlarken kıyafetlerimden geçip tenime değen ıslaklıkla kendime geldim.

Şaşkınca olduğum yeri incelerken kan dolu bir yatakta yattığımı fark ettim.

Büyükçe bir çığlık atıp yataktan kalkmaya çalıştığımda takıldığım şeyle yere sertçe düştüm.

Acılarım saniyeler içinde yok olurken takıldığım şeye bakmak için yatağa döndüm ve gördüğüm şeyle tekrardan çığlık attım.

Taehyung'un kazıkla öldürdüğü kız yatakta oturmuş ve öylece bana bakıyordu.

Ama nedense gözlerindeki bakışın öylesine olmadığını hissediyordum..

Sanki çok acıkmış ama açlıktan yerinden bile kıpırdayamayan biriydi..

"S-sen.."

Şaşkınca kekelediğimde kırmızıyla boyanmış dişlerini gösterecek kadar gülümsedi.

"Ben?"

Beynim her şeyi anlamaya çalışırken zorlukla konuştum.

"Ölmüştün.."

Kızın kulak tırmalayan kahkahası odayı doldururken bir süre güldükten sonra tekrar bana döndü.

"Ah, öldüm sanıyordunuz değil mi? Ama bak, ölmedim. Şu an da Taehyung da beni öldü biliyor. Ama hepiniz bir şeyi atlıyorsunuz."

Gülümsedikten sonra göğsünün sağ tarafında açılmış ama daha kapanmamış olan yarayı gösterdi.

"Kalbim burada değil."

Gülümseyerek göğsünün sol tarafını gösterdi.

"Burada."

Şaşkınca ona bakarken yavaşça doğruldu ve bana doğru gelmeye başladı.

"Taehyung beni yanlış taraftan öldürmeye çalıştı ve haliyle de ölmedim."

Ondan korkuma kendimi geriye doğru sürüklerken o yataktan inmiş ben de duvara yapışıp kalmıştım.

"Ve ben fazlasıyla açım."

Adımlarını hızlandırarak ban yaklaştığında büyükçe bir çığlık attım.

Aklımdan Jungkook-an'ın son gördüğüm şaşkın bakışı geliyordu ve gözlerimden de yaşlar akmaya başlamıştı.

Kız açlıkla boynuma ulaşmak için çıldırırken onu durdurmak için kullandığım ellerimi ısırarak delik deşik ediyordu.

Jungkook-an'ın bir an önce yanıma gelip beni kollarına sarmasını ve bir şey olmadığını söyleyerek gözyaşlarımı silmesini bekledim ama olmadı.

Kimse gelmedi..

Ağlamaya ve bağırmaya devam ederken aniden önümde benim kanımı içmeye çalışan kız yere yığıldı ve o kalın, başka kimsede bulunmayan ses tonu kulaklarıma doldu.

"Aish, sen ölmemiş miydin?!"

.

.

.

.

.

.

.

.

Sorularınız olursa mutlaka sorun~

Ayrıca oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın~

.

.

Oolda

.

VAMPİR 2✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin