36. BÖLÜM

495 43 12
                                    

Okuldaki konuşmamızın ardından koca bir iki hafta geçmişti.

O günden beri suratım daha çok morarmış ve büzüşmüştü.

Ne zaman aynaya baksam ilk önce ürkütücü bir zombiyi sonrasında yaşlı bir kadını en sonunda da kendimi görüyordum..

Bu hâlimle okula gidemezdim, hatta dışarıya bile çıkamazdım ki zaten öyle yapmıştım..

Daha doğrusu yapmıştık.

Jungkook-an ile düşündüğümüz tüm planları karalayıp çöpe atmış ve çareyi beni saklamakta bulmuştuk.

Jungkook-an'ın dediğine göre bu sadece geçici bir plandı ama 'geçici plan' olarak yürürlüğe geçeli iki hafta olmuştu.

Zaman geçtikçe bunun kalıcı bir plan olarak kalmasından korkuyordum..

Ayrıca saklandığım yer Taehyung'un evi değildi.

Kendi evim olmadığı için saklanacak yerlerde 'evim' seçeneği yoktu bu yüzden Jungkook-an beni himayesi altına almış, ben evde sürdüğüm süre zarfında da benimle evde kalmıştı.

"Neden okula gitmiyorsun?"

Koltukta her zamanki gibi gergince otururken yanımda rahatça yayılmış olarak oturan Jungkook-an'a baktım.

Elinde kumandasıyla yüzüncü kez kanal değiştirme tuşuna basarken diğer eliyle de bardaktaki kanı yudumlamıştı.

"Liseyi onlarca kez okudum. Bir kez de sınıfta kalsam bir şey olmaz."

Gülümseyerek bana baktı.

"Nasıl olsa ölümsüzüz, okulda geçirebileceğimiz çokça yılımız var."

Bir süre gözlerine baktıktan sonra derin nefes alarak arkama yaslandım.

"Senin.."

Bastırarak söylememle şaşkınca bana döndü ve cümlemin devamını dinledi.

"Okulda geçirebileceğin çokça yılın var."

"Ah, hadi ama Tzuyu."

İki hafta boyunca da birçok kez yaşadığımız konuya gelmiştik..

Bu suratımla bir yere çıkamayacağımı her söylediğimde itiraz ediyor ve beni umutlandırmaya çalışıyordu.

Ama beni iyi hissettirmek için kurduğu cümlelerin hepsi kafa ağrıntısından başka bir şey değildi.

"Bunu daha kaç kez konuşacağız? Yüzüne bir çözüm bulacağız ve seninle beraber okula-"

"Yeter artık!"

En sonunda dayanamadığımda sinirle ona baktım.

"Her gün sabahtan akşama kadar bu koltuktan kalkıp da bir plan üzerinde düşünmeye çalıştığımız yok ama ben her seferinde bu konuyu açtığımda güzel şeyler söylemeye başlayarak konuyu değiştirmeye çalışıyorsun!"

Bunu beklemiyor gibi bir hâli vardı.

Dudakları şaşkınlıkla aralanmıştı ve kumandayı tutan eli havada kalmıştı.

Bir gün, eninde sonunda ona baş kaldıracağımı bilip de söylenmeye başladığımda hazırlıklı olmalıydı.

Ama o beni bu eve kapatarak hem koltuğunun yanındaki boşluğu hem de evdeki sessizliği gidermeye çalışmıştı.

Benim için çabaladığı bile yoktu!

"Biz bir süre daha böyle yaşamaya devam ettikten sonra tüm vücudum çürüyecek ve organlarım iş görmeyecek hâle geldiğinde de öleceğim. Belki bir yıl belki de iki yıl boyunca yasımı tuttuktan sonra ne olacak peki? Yalnız kalmak istemeyerek okula döneceksin. Suratınla kızları büyüleyecek, yeni arkadaşlar edinecek hatta kendine bir sevgili bile bulacaksın. Ama ben çoktan ikinci kez mezarlığı boylamış olacağım ve tekrar da geri dönemeyeceğim. Hatta dönemeyeceğimi boşver dönmeyeceğim! Çünkü bu aptalca hayata tekrar ve tekrar başladıkça yine aynı mutsuz, umutsuz yere dönmekten bıktım."

Nefessiz kaldığım için derin nefesler almaya başladım.

İki hafta sonra bunların hepsini söylemek beni rahatlatmıştı..

Kaşlarımı çatarak Jungkook-an'a baktım.

Hâlâ aynı şekilde bana bakıyordu..

"Tzuyu."

Sesi titrek ve kısık bir şekilde çıktığında elindeki kumandayı bırakarak hızla kolumdan tuttu ve beni kendine çekerek sarıldı.

Şaşkınca ne yaptığını anlamaya çalışırken ellerini saçlarımın üstünde gezinirken buldum.

Az öncekinden daha büyük bir rahatlama hissi vücudumda dolanırken ellerinin dokunduğu her yer gıdıklanıyordu.

Bir süre daha saçlarımla oynadıktan sonra sesi kulaklarımı doldurdu.

"Hani sana demiştim ya Tzuyu, iki hafta önce.."

Ne dediğini hatırlamaya çalışırken devam etti.

"Zombilerden mi hoşlanıyorum diye."

O gün dediği şey aklıma gelirken kalp atışlarım hızlanmaya başlamıştı ki beni büyük bir hayal kırıklığına uğratan şeyi söyledi.

"Bunu yeterince düşündüm ve.. Sanırım zombilerden hoşlanmıyorum."

Kendimi ondan uzaklaştırıp ayağa kalkacağım sırada iki elimden de sıkıca tuttu ve ve ayağa kalkmamı engelleyerek suratını bakmamı sağladı.

"Ben zombilerden değil, senden hoşlanıyorum."

Tüm vücudum sanki lavların olduğu bir kazana atılmış gibi ateş basmaya başladığında bacaklarım heyecandan tir tir titriyordu..

"Ne?"

Ağzından çıkan zorlu iki harfle gülümsedi.

"Ve sanırım bir planım var."

.

.

.

.

.

.

.

.

.

Tzuyu'ye en çok yakıştırdığınız kişi kim?
×Jungkook-an
×Jungkook
ya da
×Taehyung
Sadece merak ettiğim için sordum.😊 Özel bir nedeni yok.😁

.

.

.

Vote ve yorum atmayı unutmayın~

.

~Oolda~

.

VAMPİR 2✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin