Yavaş adımlarla okulun merdivenlerinden çıktım.
Günlerdir okula geliyordum ve hâlâ pek bir şey olmadığı için şaşkındım.
Aslında bir bakıma olmuştu..
Sırtımda morluklar oluşmuştu.
Vampir olup olmadığımı sorgulamak gayet doğal bir şeydi çünkü çoktan onların geçmesi gerekiyordu.
Oysaki morluklar geçmek yerine zaman geçtikçe vücuduma acı yüklemeye başlamıştı.
Sınıfa girerek benden önce sınıfa gelmiş olan Taehyung'a baktım.
Sabahtan beri değişik davrandığımı fark etmişti.
Benden şüphelenmemesi için ne yapmam gerekiyordu?
"Günaydın Tzuyu."
Arkadan bir el sırtıma değdiğinde acıyla yüzümü buruşturdum ve mahcupça bana bakan Jimin'e baktım.
"Üzgünüm. Sana yine Tzuyu dedim Shin Shin."
Sırtıma temas eden elini hâlâ çekmediği için zorlukla yutkundum.
"Sorun değil."
Gülümseyerek elini çekti ve hızla kendi sırasına ilerledi.
Bu sırada gözlerim tekrardan Taehyung'u bulmuştu.
Bu sefer daha da bir dikkatli bakmaya başlamıştı ki buna karşı sadece acıyla yanmaya devam eden sırtım yüzünden derin nefesler aldım.
İlk başta dikkatini çekmişti zaten, bunu engellemek yerine daha da büyütürdü davranışlarım..
Sakin kalmaya çalışarak masama gittim ve oturdum.
O sırada sınıfa Jungkook girmişti.
Dudaklarına dikkatle baktım ve fark ettim.
Yara yoktu, yani o Jungkook-an'dı.
Çantasını tek koluna asmış, saçlarını özenle taramış ve temiz okul kıyafetlerini giymişti.
Yüzü bembeyaz ve parlaktı, benimki gibi solgun değildi.
"Günaydın."
Gülümseyerek bana baktığında kendimi zorlayarak gülümsedim ve bir şey demeden tekrar eski hâlime döndüm, suratı asık ve yüzü acıyla buruşmuş bana.
Zaten o da karşılık beklememiş olmalıydı ki çantasını sıraya çoktan koymuş ve oturmuştu.
Bir süre sonra öğretmen gelmişti.
Haftanın ilk gününde bizi görmek istemiyor gibi bir yüz ifadesi vardı.
Gözlerini bir süre boyunca herkesin üstünde gezdirdi ve sıra bana gelince durdu.
"Shin Shin? Okul kıyafetin nerede?"
Dalgın bir şekilde üstümdekilere baktım ve sabah giydiğim kazakla birlikte asık olan suratımı daha da çok astım.
"Üzgünüm öğretmenim."
Kaşlarını çattı.
"Daha bu okula yeni gelmiş birinden de ne beklenir ki? Hemen birinden yedek kıyafet bulup giy."
Başımı sallayarak hızla sınıftan çıktım.
Sabah okul kıyafetimi giymemek benim suçumdu ama öğretmenin böyle yapması çok sinirimi bozmuştu.
Zemin katta bulunan spor salonundaki giyinme odasına gittim ve kendi dolabımı açarak içinden okul kıyafetlerimi çıkardım.
Başka birine ihtiyacım yok, benim kendi kıyafetim var nasıl olsa..
Hızlı adımlarla giyinmek için koyulan bölümlerden birine girdim ve okul gömleği ile eteğini giydim.
Gömlek biraz üstüme yapıştığı ve beyaz olduğu için sırtımın görünmesinden korkuyordum.
Ya birileri fark ederse ya da bir şey olursa ne yapabilirdim ki ben?
Giyinme bölmesinden çıkarak kazağımla pantolonumu dolaba koydum ve dolabımın kapağındaki küçük aynada saçlarımı düzeltmeye başladım.
O sırada odanın kapısının açılma sesi gelmişti.
Kimin geldiğini görmek için dolabımı kapattım ve gelen kişiye baktım.
"Mina?"
Gülümseyerek yanıma geldi.
"Belki kıyafet bulamamışsındır diye gelmiştim. Ama bulmuşsun."
Gülümsedim.
"Evet. Yedeğim vardı."
Başını salladığında dolabımın karşısındaki dolabına gitti ve bir şeyler yapmaya başladı.
Ben de salınık saçlarımı toplayarak bağladım.
Ama Mina'nın çığlığıyla ürküp yerinde sıçradığımda şaşkınlıkla ona baktım.
O da şaşkınlıkla bana bakıyordu.
"Shin Shin.."
Dedi kısık sesle.
O sırada sırtım büyük bir acıyla sızlamaya başlamıştı.
Mina hızla yanıma gelerek sırtıma baktı.
"Tanrım.. Sırtın kanıyor Tzuyu!"
Bana Tzuyu demesini umursamadan elimi sırtıma götürdükten sonra elime baktım.
Elim simsiyah bir sıvıyla kaplanmıştı..
Korkuyla gözlerimi kocaman açtım.
"Bu da ne?!"
Elimi tekrar tekrar sırtıma götürdükten sonra her siyah sıvıyı gördüğümde gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı.
En sonunda dayanamayıp kendimi yere attığımda Mina yere çömelerek gömleğimin düğmelerini kavradı.
"Çıkar gömleğini."
Hıçkırıklarımla beraber titreyen ellerimi kaldırdım ve düğmeleri açmaya çalıştım.
Hepsi bir olmuş gibi hiçbiri açılmıyordu.
"Açılmıyor."
Dedim çaresizliğimle.
Mina beni umursamadan açmaya çalışırken en sonunda dayanamayıp yakalarımdan tuttu ve iki yana çekiştirdi.
Bir bir kopan düğmelerin yere düşme sesleri kulaklarımı doldururken gömlek omuzlarımdan yeri boylamıştı.
Tıpkı benim de gözlerimin kararıp yeri boylamam gibi..
.
.
.
.
.
.
.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAMPİR 2✔
VampireHayat uzun ama kuşlar yok olmuş. Peki ben neden hâlâ yaşıyorum? . . . . . . . . (2. Kitaptır. Lütfen ilk kitabı okuduktan sonra okuyun.)