Tüm vücudum titrerken dolabımdaki kıyafetlerden elime ne geldiyse alıp kapağını kapattım.
Bedenimdeki tüm kan çekilmiş gibiydi ve kusmak istiyordum.
Daha az önce sarılan kişi nasıl da ben gider gitmez bana karşı olabilirdi ki?
Ellerimin titremesinden dolayı düğmeleri açamadığımda dayanmayıp bir elime aldığım kıyafetleri yere fırlattım.
Başım feci bir şekilde ağrıyordu ve artık daha fazlasını kaldıramayacak gibiydim.
Tıpkı küçücük bir saman gibi..
Küçücük bir esintide bile oradan oraya uçuyordum..
Zorlukla nefes alırken önüme gelen saçlarımı arkaya attım ve eğilerek yerden kıyafetleri aldım.
Artık titremiyordum veya başka bir şey olmuyordu ama korkuyordum..
Bir daha birine güvenebilir miydim?
Daha doğrusu Taehyung'a güvenebilir miydim?
Gömleğimi yırtarcasına çıkardıktan sonra çok da kalın olmayan kazağı giydim.
Aynı şekilde eteği de çıkararak yerine bir pantolon geçirdim.
Adımlarımı kapıya yönelttiğimde kalbim hızla atmaya başlamıştı.
Daha az önce yan odanın kapısının sesini duymuştum ama yine de korkuyordum işte.
Derin bir nefes alarak kapıyı açtım ve koridora çıktım.
Onu görmekten korkuyordum..
Yan odaya baktım ve bir şeyler bekledim.
Belki bir ses veya kapının açılması..
Ama hiçbir şey olmadı.
Etraf sessizdi..
Ben dışında kimse yoktu burada..
Sakinleşmeye çalışarak koridoru geçtim ve merdivenlerden inerek aşağı kata gittim.
Uzun süredir kansız olduğum için mutfağa giderek buzdolabından kan aldım.
Bardağa boşaltma gereği hissetmediğim için direk kafama dikmiştim.
Tam yarısına gelmişken aklıma gelen Taehyung'un kanı yaladığı an ile ağzıma aldığım kanları yere püskürttüm.
Kendimi gerçekten kötü hissediyordum..
Kan poşetini tezgaha bırakarak bir bez yardımı ile yeri sildim ve kanı tekrardan elime alarak zorlukla içtim.
Taehyung'u düşündükten sonra kanın tadı değişmişti resmen, kendimi bozulmuş kan içiyor gibi hissetmiştim.
Kalan çöpü çöpe atarak yavaş adımlarla mutfaktan çıktım ve salona geçtim.
Her zamanki gibi kimse yoktu..
Beni izleyen yüzlerce göz arasından kendimi koltuğa bırakarak kumandayı elime aldım ve televizyonu açtım.
Birkaç kanalda dolaştıktan sonra bir ünlünün bulunduğu röportajda durdum.
Tanıdığım bir ünlü değildi ve röportaj da sıkıcıydı..
Soruları soran kadın ona birisiyle ilişkisi olup olmadığını sormuştu.
'İlişkiniz hakkında bazı haberler var. Bunlardan biri de BTS üyesinden Jung Hoseok ile çıkıp çıkmadığınız hakkında. Bunlar doğru mu? Gerçekten de Jung Hoseok ile çıkıyor musunuz?'
'Bunu nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum ama.. Evet. Onunla çıkıyoruz.'
'Gerçekten mi?! Bunu öğrenmek gerçekten de beni büyük bir şokun etkisi altına aldı!'
Röportajı dinlerken gözüm odanın ortasında duran sehpadaki Taehyung'un telefonuna takıldı.
Orada öylece duruyor olması bende büyük bir merak uyandırmıştı..
'Jung Hoseok ile nasıl tanıştınız?'
'BigHit'te stajyer iken BTS'in bir konserine gitmiştim. Orada beni görmüş, şirkette karşılaşınca da hemen konuşmaya ve görüşmeye başladık. İşler aslında çok hızlı gelişti. Ben bir grup ile çıkış yapınca da bu ilişkiyi resmileştirmek istedik.'
'Sizin için iyi bir gelecek diliyorum. BTS gibi bir grup ile böyle bir ilişki içerisinde olmak gerçekten güzel olmalı..'
Artık televizyonu izlemiyordum bile.
Gözüm sadece Taehyung'un telefonuna bakıyordu ve kulaklarım da duymuyordu.
Her şey sessizleşmişti resmen..
Sadece arada bir röportajı sunan kadının tiz sesini duyuyordum.
'Peki Jung Hoseok nasıl biri? Onun gayet neşeli biri olduğunu biliyoruz ama bir de sizden duyalım.'
'Hoseok dediğiniz gibi çok neşeli ve pozitif biri.. Onu ve gördüğümde sanki yeni tanışıyormuş gibi taze ve heyecanlı hissediyorum.'
Büyük bir merakla masaya uzandım ve telefonu elime aldım.
Taehyung'un neden sürekli telefonuna baktığını, benden neler sakladığını bulabilirdim..
Her şey sadece telefonu açıp açmamamla bitiyordu.
'Bugün BigHit'in yeni kız grubundan-'
Hızla kumandayı diğer elime aldım ve televizyonu kapattım.
BigHit'in yeni kız grubundaki ve BTS'den Hoseok ile çıkmaya başlayan kızın adını öğrenmek umurumda bile değildi, şu an da tek umursadığım telefonda neler döndüğüydü..
İçimdeki büyük heyecan ile beraber telefonu açarak kilitsiz ekranındaki benim resmime baktım.
Ekran fotoğrafı ben miydim?
Vücudum daha çok heyecanla kaplanırken uygulamalara girdim ve gözüme çarpan ilk uygulamaya baktım.
Kamera kayıtları..
Bu evde kameralar mı vardı?
Bu; kilitli odalarda ne döndüğünü, Taehyung'un neler yaptığını öğrenmenin tek yoluydu..
Tek ve tehlikeli yolu..
.
.
.
.
.
Evett~ Öncelikle bu kadar geç bölüm yayınladıktan sonra bile size sıkıcı bir bölüm yazdığım için özür dilerim. 😥😥
Ama bana böyle sıkıcı bir bölüm yazdığım için söylenmeden önce size iyi bir haberim var. 😊
Muhtemelen haftasonu Kamera Kayıtları 1 ve Kamera Kayıtları 2 adlı 29. Ve 30. Bölümlerle geri döneceğim. 😊😊
Bu arada J-Hope ile ilgili böyle saçma bir röportaj yazdığım için de özür dilerim. 😁😁Hoşçakalın~
~Oolda~
.
.
.
.
∞
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAMPİR 2✔
VampireHayat uzun ama kuşlar yok olmuş. Peki ben neden hâlâ yaşıyorum? . . . . . . . . (2. Kitaptır. Lütfen ilk kitabı okuduktan sonra okuyun.)