38. BÖLÜM

486 41 3
                                    

Yoğun toz yüzüme çarparken hapşırdım.

Kimse buraya gelip temizlemiyor muydu?

Aslında ormanın ortasında ve mezarlığın yanındaki kimsenin olmadığı bir kiliseye tek başıma gidip temizlemeyi ben de  istemezdim.

Yavaşça dua etmek için yapılan yere gittim ve İsa'nın heykelinin önünde ellerimi birleştirdim.

Ne diyecektim peki?

Daha önce hiç kilisede dua etmemiştim..

"Tanrım.."

Gözlerimi kapadım.

"Vücudumdaki morluklar ve oluşacak yeni morluklardan kurtulmak istiyorum. Bu kulun hiçbir günah işlemediği halde hızla çürüyor."

Saçma kelimeler ağzımdan dökülürken sinirle gözlerimi açtım.

Kalbim nedensizce nefretten çılgına dönecek gibi atıyordu..

"Ben hiçbir günah işlemedim! Neden bu hâldeyim peki?! Benim acılar çekip bu hallere düşmeme bakıp güldüğünü biliyorum ama yine de geldim işte! Kilisene geldim ve sana dua ediyorum, bunların suçlusu sen olsan da yine de yapıyorum!"

Ağzımı her açışımda nefret kekimelerinin düşüşü beni şaşırtırken daha fazla istedim.

Daha fazla bağırıp çağırmak hatta bu kiliseyi yakıp kül etmek istedim.

"İşlemediğim bir günahın cezasını çekmek istemiyorum! Kim suçluysa onu cezalandır, beni değil!"

Sinirle yan tarafımdaki eski sandalyelerden birine vurduğumda yanındaki sandalyelerle birlikte yere devrilerek büyük bir toz kütlesini havaya kaldırdı.

Ellerimle onlardan kurtulmaya çalışarak öksürdüm.

"Tozun bile kirli."

"Toz zaten kirlidir."

Kalın bir ses bana karşılık verdiğinde hızla kapıya döndüm.

Bir rahip neden terkedilmiş bir kilisedeydi?

Yan tarafımda kırılmış sandalyelere baktım.

Tanrım, ne yapmıştım ben?

Neden bir an da tüm irademi kaybederek böyle davranmıştım?

"B-ben.."

Rahip hızla yanıma yaklaşırken gülümsedi.

"Amanın! Yeni sandalyeler alma zamanı gelmiş değil mi? Bir dokunuyorsun kırılıveriyorlar."

O da bir sandalyeyi devirdiğinde yere düşerek kırıldı.

Bunu beni iyi hissettirmek için mi yapmıştı?

"Sorunun neydi genç kız?"

İlgiyle gözlerini üzerimde gezdirdi.

"Ben.."

Nasıl söyleyeceğimi düşünmeye başladım.

Bu herkese söylenebilecek bir şey değildi..

"Çekinme, söyle. Tanrı her zaman sana yardım eder."

Bana yardım etmek isteyen sensin, Tanrı değil..

"Ben.. Çürüyorum."

En mantıklı kelimeleri söylemeye çalışırken devam ettim.

"Buraya çürüdüğüm ve çürümekten kurtulmak istediğim için geldim."

Güldü.

"Tanrı'ya bağırıp çağırarak ve evindeki eşyaları kırarak mı?"

VAMPİR 2✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin