17. BÖLÜM

723 64 1
                                    

Yemek masasında huzursuzca bacaklarımı sallarken belli etmeden telenefonuyla ilgilenirken bardağındaki kanı içen Taehyung'a baktım.

En son dediklerinden sonra kendimde bir cevap verecek taraf bulamadığım için susmayı tercih etmiştim.

"Ne var?"

İçtiğim kan hızla boğazıma kaçarken yutkunamayıp öksürdüm.

"Yere tükürme lütfen."

Sinirli bakışlarımı umursamazca bana bile bakmaya tenezzül etmeyen Taehyung'a çevirdim.

"Ölüyordum."

Sitemle konuştuğumda gözlerini devirerek telefonu kapattı ve cebine tıkıştırdıktan sonra bana baktı.

Şükürler olsun!

"Bir vampirsin. Merak etme, ölmezsin."

Alayla gülümsediğinde bu sefer ben gözlerimi devirdim ve kafamı yana çevirerek, bardağı elime alıp içmeye başladım.

Kanın lezzetli tadının yanında kendimi eritilmiş demir içiyormuş gibi hissetmemle yüzümü buruşturdum ve Taehyung'dan kaçma yolu olarak kullandığım bardağı masaya bıraktım.

Sadece nefeslerimizin olduğu odada bardağın takırtılı sesinin yanında musluktan düşen bir damla sesi ona eşlik etmişti.

"Ne istiyorsun?"

Dedim gözlerimi onun yüzüne çevirmemeye çalıştığım bakışlarım sonunda  yoğun göz bebeklerini bulduğunda, yutkundum, ama bu yutkunuş kan içtiğim yüzünden değildi, içinde çocuksu parıltılar olan merakla açılmış gözler yüzündendi.

"Jungkook'tan.. Ne istiyorsun?"

Gözlerindeki parıltılar kutuplarda kalmış su kütleleri gibi buzla kaplandıklarında kendimi kötü hissetmiştim..

O parıltıları yok etmek içime pişmanlık duygusunu salmıştı..

"Ne istediğim seni ilgilendirmez Tzuyu. Sen hedefine ulaştığın gün ben de hedefime ulaşacağım. Bunu bil yeter."

Sinirle daha yeni eline aldığı bardağı masaya çarptığında ona baktım.

"Beni yarı yolda bir başıma bırakamazsın! Ben buna-"

Ayağa kalkıp bana doğru eğildiğinde ve okul kıyafetimin yakasından sertçe tuttuğunda tüm söyleyeceklerimin yarıda tıkanıp kaldığını hissetmiştim.

Gözlerim dolmuştu ama ağlamamak için direnektim..

"Hedefine ulaşacaksın dedim ya, daha fazla uzatma."

Beni ittirerek yakamı bıraktı ve mutfaktan ışık hızıyla çıkıp gözden kayboldu.

Büyük bir acı bedenimi esir alırken öksürmeye başladım.

Öksürüklerimin arasından gözyaşlarım akıp gittiğinde artık öksürmediğimi, hıçkırarak ağladığımı fark etmiştim.

Ağlamaya devam ederken sandalyeden kalkarak mutfaktan çıktım ve zorlukla merdivenleri aşıp kendimi koridora attım.

Hıçkırıklarım tüm koridorda yankılanırken kendi odama yürüdüm ve içeriye girerek yatağa yattım.

Taehyung'un yaptığı her hareket veya söylediği bir söze bu kadar kırılmak beni değişik hissettirirken yeni hayatıma daha başlamadan lanet etmiştim.

Susmaya çalışırken gözyaşlarımı silip yatağın örtüsünü sıkmaya başlamıştım.

Derin derin nefesler almaya çalışırken mide bulantımla aniden yere kustuğumda ne olduğunu anlayamamıştım.

Bulanık görüntümle yere baktığımda bunun kırmızı bir sıvı olduğunu görmemle gözlerimi kocaman açtım.

Aklıma ilk olarak öldüğüm zaman da kan kustuğum gelirken tekrardan kusma isteğimin gelmesiyle ağzıma kadar gelen kanı yeniden yere boşalttım.

Terden alnıma yapışan saçlarımı geriye atarken ayağa kalktım ve kana basmamaya çalışarak kanları silmek için bir şey bulma umuduyla koridora çıktım.

Gözlerimin kararmasıyla dengemi bulmak için ekimi duvara sabitledim ve elime gelen vıcık vıcık sıcak şeyle gözlerimi kocaman açarak etrafa baktım.

Duvarda silik bir şekilde oluşan şekile ve yerde çizgi hâlinde boydan boya duran kırmızılığa baktım.

Gördüklerimi beynim çözmeye çalışırken duvardaki şeyi kanlı kanlı bir elle oluşmuş şekil, yerdeki koridorun sonuna kadar oluşan şeyi de bir cesedin sürüklenmesi olarak eşleştirdiğimde şaşkınlıkla ellerimi ağzıma götürdüm ve aniden koridorun sonunda oluşan siluetin sahibine baktım.

Gözlerimiz hızla birleşirken çığlık attım ve odaya girerek kapıyı kapatmaya çalıştım ama kapıyı benden üstün gücüyle açıp içeriye girdi ve kanlı kıyafetlerinin arasında dehşet verici bir ifadeyle gülümseyerek bana baktı.

"Neden kaçıyorsun Tzuyu? Ben Taehyung."

Korkuyla ayaklarım birbirine dolaşıp yere düştüğümde midenin bulantısıyla gözlerimi kocaman açarak etrafa baktım.

Gözlerimden yaşlar süzülüyordu ve ben yatakta yatıyordum.

Doğrularak şaşkınca etrafa baktım.

Ne yani?

Gördüklerimin hepsi bir hayal miydi?

Aniden gelen midemin bulantısıyla yere küstüm ve korkarak yeniden etrafa baktım.

Tekrardan gelen kusma isteğiyle yeniden yere kustuğumda yataktan kalkarak kanlara basmamaya çalıştım ve yavaşça kapıya yürümeye başladım.

Önceden olduğum gibi geleceği mi görüyordum acaba?

Adımlarımı hızlandırarak kapıya gittim ve kulağımı kapıya yaslayarak koridordan gelen sürüklemeyle yerde oluşan gıcırtıyı dinledim.

Evet..

Gerçekten de geleceği görmüştüm..

Kısa bir süreliğine oluşan sessizlikten sonra odaya yaklaşan ayak sesleriyle kalbim koşarcasına atmaya başlamıştı ki Taehyung'un sesini duydum.

"Tzuyu! Yerlere biraz boya döktüm! Basmamaya dikkat et, ben sonra temizleyeceğim!"

Uzaklaşmaya başlayan adım sesiyle tuttuğum nefesimi geri verdim.

Bu çocuk resmen beni..

Ayakta uyutuyordu..

.

.

.

.

.

.

.

VAMPİR 2✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin