Bomba gibi bir bölümle karşınızdayım😆💃
Multimedya: bölümden bir alıntı🙈
*İyi okumalar*
"Demir?"
Daldığı yerden çıkması için koluna dokundum. Tepki vermeden bana döndüğün de "cevap vermedin? İtalyaya geldiğini bilmiyordum." sorumu tekrarlarken gözlerini fotoğrafa dikip
"Ziyâret için gitmiştim ama fazla kalmadan geri döndüm" bana bakmadan cevaplaması hoşuma gitmemişti.
Zaten Derin'nin doğum günü bahanesine inanmasam da ses çıkartmamıştım.
Kokusu yakın da çıkardı kendiliğinden."Ne düşünüyordun öyle? Dalıp gittin"
Bakışları bana dönerken gözleri yüzümde oyalandı. "Valizleri otelden alalım buraya gelsin" konuyu değiştirmesi kaşlarımın çatılmasına sebep olmuştu.
"Demir yarın pazartesi dönmemiz gerek"
Bu adam neden bu ara bu kadar dalgındı?
"Sorun yok bir gün daha kalabiliriz"
Ses çıkartmadan sadece başımı salladım. Bir işler dönüyordu ama hayırlısı. "O zaman ben gidip yemek hazırlayayım" gülümseyip yanından kalktım. Mutfağa gittiğim de Nefes su dolduruyordu. "Merhaba" konuşmamla bana dönüp gülümsedi. Ne kadar da güzel gülümsüyordu. Bende gülümseyip
"İyisin değil mi?" sorumla kısa saçlarını geriye attı. "Bilmiyorum iyi miyim değil miyim?" neler yaşadığını bilmiyordum.
Ne demem gerektiğini de..
"Özgürle konuştunuz sanırım" gözlerini devirip "o öküzle konuşacak bir şeyim yok!" sert tepkisi şaşırma mı sağlarken sinirli suratı bir anda yumuşadı.
Bu kız gerçekten bir tuhaftı.
"Neyse.. Sen nasılsın?" omuz silkip
"İyidir yemek yapacağım yardım etmek ister misin?" cevap veremden arkadan bir ses geldi. "Elif o yemek yapmayı beceremez birde zehirlenmeye uğraşmayalım" Özgür yanımıza gelirken Nefes sinirle dişleri sıktı. "Elif sen ona bakma her zaman ki gibi boş konuşuyor!"
Özgür gülüp "yalan mı kızım? Hatırlarsan bir kek yapmıştım ama kek haricinde herşeye benziyordu" bu ikisi arasın da kalacağımı anladığım da müdahale etmeye çalışsam da konuşmama izin vermeden Nefes "hatırlarsan o keki bayıla bayıla yemiştin! Sanırım sen de erken bunama başlamış!" Özgür sinirle Nefes'in üstüne gelirken araya girdim. "Tamam Özgür! Sen çık biz de yemek yapalım."
Nefes sırıtarak bakarken Özgür küfür homurdanıp mutfaktan çıkmıştı.
"Bu kısa zaman da nasıl bu hale gelebildiniz?" hayretle Nefese bakarken kapının arkasın da bulduğu önlüğü alıyordu. "Onun yüzünden bana söz vermişti ama o ne yaptı beni buraya getirdi. Ne olacak yalancı öküz!"
Bunlar araların da savaş ilan etmişlerdi.
Ve en büyük zararı yine kendileri alacaktı....
Nefesle yemeği yaparken telefon çalması ile beni mutfak da yanlız bırakmıştı.
Çorbayı karıştırırken Derin yanıma geldi.
"Ne yapıyorsun yengelerin en tatlısı!"
Yanağıma sulu bir öpücük kondurup yaptığım salatayı tırtıklamaya başladı.
"Derin yiyeceğine yardım et git fırında ki tavuklara bak" yüzünü buruşturup fırına doğru gitti. Bu kız bu aralar baya solgundu. Yüzü kireç gibiydi. "Öhhğğ"
Öğürme sesi kulaklarıma dolarken arkamı döndüm. Derin elleriyle ağzını tutmuştu. Elimdeki bezi hızlıca tezgaha bırakıp yanına gittiğim de elindeki tavuğu aldım. "Derin iyi misin?" cevap veremeden mutfaktan çıktığın da elindeki tepsiyi bırakıp arkasından koştum.
Banyoya girdiğim de klozet eğilmiş kusan Derinle yardım etmek için saçlarını tuttum. "Derin iyi misin?" cevabı tekar alamazken ayağa kalkıp yüzünü yıkadı.
Havluyla yüzünü kurulayıp yorgun bakışları beni buldu. "İyiyim sanırım midemi üşüttüm." yüzü daha da solarken kaşlarım çatıldı. "Ne zamandır kusuyorsun?" bana anlamsızca bakıp gözlerini kıstı. "Bir süredir halsizim ama önemli değil geçer" Derin'nin bünyesi zayıf olsa da hiç bu kadar kötü olmamıştı. "Döndüğümüz de ilk iş doktora gideceğiz" başıyla olumsuzca sallayıp endişeyle bana baktı "G-gerek yok". Kaşlarımı çatıp "o doktora gidilecek! Şimdi git dinlen yemeğe çağrırım" arkamı dönüp mutfağa gidecekken kolumu tuttu. "Elif konuşmamız gerek" ne olduğunu anlamazken endişeli bakışları etrafı gezdi. Beni kaldığı odaya çekip yatağına otutturduğun da içimdeki sıkıntı daha da büyüdü. "Derin neler oluyor?" korku dolu bakışları beni süzerken "Elif ben nasıl diyeceğimi bilmiyorum zaten eminde değilim" yanıma oturup yutkundu.
"Ama birisine söylemezsem çıldıracağım!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşka Tutkun Adam | Tutkun Serisi I
RomanceAŞK, Bir kalıba, Bir yatağa, Bir sıfata, Ya da dört duvara... Sığdırarak yaşanacak kadar küçük bir duygu değil. Her sıfatta ve her firsatta. Her yerde ve her koşulda yaşanacak kadar kabuğuna sığmayan koca bir tutkudur. ... Hata yaparak öğrenir...