61.Bölüm: DİŞE DİŞ

54.5K 1.7K 183
                                    

Herkeseee merhabaaaa😄

İnşAllah bu Ramazan herkes için hayırlı ve mutlulukla geçer... Hayırlı Ramazanlar💞

...

Multimedya: bölümden bir parça🔥

Umarım bölümü beğenirsiniz😊

*İyi Okumalar*

Elif'den

Sıkınlıkla iç geçirirken kahvenin son yudumunu da içip bardağı masaya koydum. Tatil için geldiğimiz Bursa bizi sıkıntıdan öldürüyordu.

"Ya bari telefonu verin"

Derin dudaklarını büzüp abisine tatlı tatlı bakarken Demir başını olumsuzca sallayıp dosyalarına geri gömüldü.
Bu hareketi sinirimi bozmaya yetmişken sinirli bir soluk çektim. Hayır hem tatile geldik diyorlardı ama kafalarını işten kaldırmıyorlardı. Kaşlarımı çatılırken karşımda ki koca adama baktım.
Çatık kaşları ile önündeki dosyalara öyle bir odaklanmıştı ki beni bile görmez haldeydi.

Diğerleri ise; Savaş ve Görkem, Demire yardım ederken Özgür ve Can tavla oynuyorlardı.
Güneş yorgun olduğunu söyleyip erken yatarken biz kızlar ise bütün teknolojik aletler toplandığı için kös kös oturuyorduk.

"Benim telefonum nerde?!"

Güneş'in sesi tüm evi sarsarken oldukça sinirli görünüyordu.

Bu kıza ne oluyordu?

"Dinlenmek için geldiğimiz yerde telefona ihtiyaç olmadığı için topladık"

Can Güneş'e bakmadan cevap verdiğinde Güneş gözlerini devirdi.
"Bu düşünceniz beni ilgilendirmiyor.
Telefonumu alabilir miyim?" sert sesi Demir'in dikkatini çekerken ilk bana bakıp sonra Güneşe döndü.

"Böyle olması gerekiyor şimdi cırlamayı kes ve otur oturduğun yerde"

Demir'in sert çıkışı ile kaşlarımı çattım.
Güneş'in konuşmasına izin vermeden elimi kaldırıp susturdum.
"Demir geldiğimizden beri zaten susuyoruz bir açıklama yapmadan bizi buraya getirdiniz ve her şeyi engellediniz. Şimdi gelip de kardeşimle böyle konuşamazsın"
Demir cevap vermeden bana bakarken sinirle koltuktan kalkıp bizim kalacağımız odaya çıktım.

Demir'i anlayamıyordum. Belki o geceden sonra her şey daha açık olacağını düşünürken hiçbir şey değişmemişti.
Hatta etrafına karşı oldukça sertti.

Neden böyle davranıyordu?

Saçlarımı karıştırıp yatağa oturdum.
Bana böyle davranması zoruma giderken elimden bir şeyin gelmemesi daha da zoruma gidiyordu. Kapı bir anda açıldığın da Demir içeri girip kapıyı sertçe örttü.

"İçerde ne demek istedin?"

İkimiz de ne demek istediğimi biliyorken neden bunu yapmak da ısrar ediyordu.
"Demir uyuyacağım sonra konuşalım" onunla şuanda konuşursam kavga edecektim ve bunu istemiyordum.
Üstümü değiştirmek için sürgülü dolabı açacağım sırada Demir engel oldu.

"Hayır şimdi konuşacağız!"

Emir dolu sesi ile gözlerimi kapattım.
O hiç değişmeyecekti hep aynı Demir olarak kalacaktı. Yavaşça ona döndüm. "Demir neden benden her şeyi saklıyorun? Buraya gelme sebebimizin tatil olmadığını bilmeme rağmen susuyorum. Neden biliyor musun? Demir'in bir bildiği vardır en iyisi karışmamak diyorum ama zoruma gidiyor biz bir aile isek neden benden bir şeyler saklıyorsun?" kahve gözlerini kapatıp yüzünü sıvazladı. Dudaklarını aralayıp
"Çünkü seni üzmek bu dünyada en son isteğim şey bile değil" dolan gözlerimle ona baktım. "Demir ben hep üzüleceğim ve sen bunu engelleyemeyeceksin" hayat böyle bir şeydi işte. O istemese bile üzülecektim.
Demir bir anda beni kollarının arasına alıp
"Ben yaşadığım sürece buna izin vermeyeceğim" ellerimi beline sardığım yanağımdan şakağıma akan gözyaşına engel olamadım.

Aşka Tutkun Adam | Tutkun Serisi IHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin