52.Bölüm: YAKICI ÇEKİM

58K 1.7K 211
                                    

Eveeeet yeni bir bölümle herkese merhabaaaa😄

Umarım severek okursunuz😊

*İyi Okumalar*

Elif'den

Gözlerim kapalı, elimi yatak da gezdirdim. Yatağın boş olması kaşlarımı çatmamı sağlamıştı.
Bunu emin kılmak için gözlerimi açıp yatak da döndüm.

Odada yalnızdım. Bakışlarım bu sefer saatte kaydı.

Sabahın 7'nde bu adam nerdeydi?

Gece yanıma ne zaman geldiğini bile anlamamıştım. Sıkıntıyla nefes alıp önüme gelen saçlarımı geriye attım.
Kendime gelmek için ilk önce kısa bir duş alırken arkasından giyinme odasına girdim. Bugün iznim bitmişti.
Düğün için 1 haftalık bir izin almıştım.

Askılıktan duran mavi diz üstü bir elbiseyi gözüme kestirdim. Topuklu ayakkabıyı da karar kılıp elbiseyi giyindim.
Topuklu ayakkabının ipliklerini bileğime sararken önümde bir çift ayakkabı belirdi. Refleks olarak kafamı kaldırırken Demir kravat seçiyordu.

Demek beyefendi evdeydi?

"Sana da günaydın"

Bir günaydın demeyecek kadar aramız kötü müydü?

Demir dalgın yüz ifadesi ile bana dönmüştü. "Efendim? Ne dedin?"
Şaşkınca ona bakarken ona yaklaştım.
"Günaydın demiştim de sen iyi misin?"
Elimi alnına koyup ateşi var mı yok mu diye kontrol ettiğim de ateşi falan yoktu?
Alnında olan elimi tutup dudaklarına götürdü.
"İyiyim sevgilim. Sadece bugün olacak toplantıyı düşünüyordum"

Dalacak kadar düşündüren şey toplantı olamazdı.
Gözlerin de yalana dair birşey yakalamazken gülümsedim.
"Dert etme toplantı çok iyi geçecek hem Kudret bey iyi bir ortak sorun çıkmayacaktır" dediğim de Demir kaşlarını kaldırıp o eridiyim gülüşünü gösterdi.
"Sen varken günün kötü geçmesi imkansız" dediklerine vücudum kızararak tepki göstermişti. Demir şakağımı öpüp derin bir nefes aldığın da gülümsedi.
"Senin de iznin bittiğine göre toplantıya katılıyorsun?" başımla onu onayladım.
"Evet. Evde oturmak gerçekten çok sıkıcı bu bir hafta nasıl geçti bir bilsen?"
Dert yanışım onu güldürmüştü.
"Bence kendini evde oturmayı yavaş yavaş da olsa sevmeye alıştır bir bakarsın çalışmayı bırakırsın"
İmasına gözlerime kısarak karşılık verdim.

Ben ve evde oturmak?

"İmanı anlamadığımı sanma Romeo ama bende evde oturacak göz yok!"

Gülerek söylediğim şeylerin arkasından odadan uçarak kaçtım.
Demir "Elif!!" Diye kükremişti.

Ben şimdi ne demiştim ki?

Topuklularla merdivenlerden koşarak inerken önüme Güneş çıkmıştı.
Onu önüme alıp kenardan Demire baktım.
"Elif o kelimeyi bana söylemeyi kes! Romeo nedir? İnsan sevgilisine aşkım,
Sevgilim der bizim ki Romeo diyor?"
Güneş Demir'in dediklerine kahkaha atıp
"Romeo mu? Elif bunu çok mu aradın? Bence buzdolabı daha iyi olur" dediğinde Demir daha çok kızmıştı.

Güneş'in Demire tepkili olmasını anlıyordum. Dün akşam yemeğin de öldürücü bakışlarını Güneşten ayırmamıştı. Bunun sebebini anlamasam da bu durum hiç normal değildi.
Yine de adayı daha kötü yapmamak için
"Güneş tamam abartmayalım.
Demir sen de abartma ne var yani şimdi?
Sen bence kızmak için yer arıyorsun!"
Hırçın sesimle karşılık verirken Güneş
"Daha fazla bu dramatik sevgili kavgasını çekemeyeceğim ben çıkıyorum" demişti.
El sallayıp benim önümden çekildiğin de Güneşin hazırlandığını görmüştüm.
Dalgalı sarı saçlarını yana savurup bana baktı.

Aşka Tutkun Adam | Tutkun Serisi IHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin