Ikon - Love Scenario
Rose
Panik tüm vücudumu ele geçirirken, yanımda şok olmuş bir şekilde gözlerini büyütmüş olan Jisoo'ya baktım. Anlaşılan, o bizi yakalayan kişinin kim olduğunu anlamıştı ama ben henüz arkamı dönüp bakamayacak kadar korkak olduğumdan, put gibi yerimde dikilmiş ve elimdeki kan şişelerini camdan aşağı atarsam kurtulup kurtulamayacağımı düşünmeye başlamıştım.
Jisoo, Jennie ve Lisa yavaşça arkalarını döndüklerinde ben de onlara uymak zorunda kalmış, istemeyerek de olsa bize seslenen adama dönmüştüm. Siyah ve nedense bana yumuşak olduğunu düşündüren saçları alnına dökülmüştü. Minik ama keskin gözleri bizi alayla süzüyordu. Teni, vampirlerin içerisinde bile göze çarpacak kadar beyaz ve soluktu. Dilini hafifçe dudaklarında gezdirerek alayla sırıttı. Eğer bir vampir olmasaydı, diş etlerini göstererek kocaman gülümsemesi çok tatlı derdim. Fakat, bunu söyleyemeyecek kadar korkuyordum. Ondan ve diğer vampirlerden.
"Min Yoongi," dedi Jisoo yutkunup, ellerini önünde birleştirirken.
"Jisoo," dedi isminin Yoongi olduğunu öğrendiğim vampir. Ses tonu fazla alaycıydı ve bu daha da korkup, Lisa'nın elini tutarak yerime sinmeme neden olmuştu. "Sizinle burada karşılaşmak ne hoş."
"Burada ne arıyorsun?" dedi Jennie. Her zamanki gibi hepimizden daha cesur davranıyordu. "Senin bir vejetaryan vampir olmadığını sanıyordum."
"Zaten değilim." diyerek omuz silkti. "Ama, birinizin kanının kokusu beni buraya kadar getirdi." Gözlerini benim üzerime odakladığında panikleyerek gözlerimi kocaman açmış ve adımlarımı geriye doğru yönlendirirken arkamdaki masaya çarpmış, birkaç labarotuvar eşyasının yere dökülmesine neden olmuştum.
Kızların bakışlarının odağı da ben olduğumda yutkundum. Jisoo da derin bir iç çekip elleriyle oynamaya başlamıştı.
Yoongi tatlı bir kahkaha attı. "Onu büyücü sanmıştım ama anlaşılan sadece küçük bir sincapmış." Gözlerini tekrar benden çektiğinde, rahat bir nefes alabilmiştim. "Jisoo, sizi zorla götürmemi istemiyorsan saçma bir şeye teşebbüs etme ve ilerle."
Jisoo elindeki şişeleri masanın üzerine bıraktığında, biz de ona uyarak şişeleri koymuştuk. Ellerim biraz titriyordu ama iyi olmaya çalışıyordum. Vampirlerden zaten pek hoşlanmıyordum ama karşımdaki bu adamın fazla güçlü ve tehlikeli bir aurası vardı.
Jisoo önden ilerlediğinde biz de adımlarını takip ettik. Kaçmak gibi bir aptallık yapamazdık, anladığım kadarıyla Yoongi o kadar hızlı davranırdı ki; beş saniye içinde kendimizi gideceğimiz yere sürüklenirken bulurduk. Yoongi, benim arkamdan geliyordu. Bu da gerginliğimi arttırıyordu. Bilerek yapıyor olmalıydı, sonuçta onun diğerlerine korku salmaktan hoşlandığı anlaşılmayacak bir şey değildi.
Koridorun ortasındaki odaya girdik. Oda genişti ve bir köşesinde demir parmaklıklarla örtülmüş ayrı bir bölüm vardı. Doğrusu, vampirlerin binasında böyle bir yer ne arıyordu bilmiyorum ama düşünmek de istemedim. Kızlar parmaklıkların ardındaki bölüme girdiğinde, duraksayıp etrafa bakınmıştım. Çok geçmeden Yoongi beni belimden itti ve kolayca içeriye giriverdim.
"Burayı yeni vampirler için kullanıyoruz. İlk dönüştüklerinde herkese saldırmak istiyorlar. İnsanmış, cadıymış, büyücüymüş fark etmiyor." dedi Yoongi kapıyı kitlerken. "Parmaklıklar çok güçlüdür, ne yaparsanız yapın çıkamazsınız. Büyüyle bile."
"Bize ne yapacaksın?" dedi Jennie soğuk bakışlarını Yoongi'ye yollarken.
"Görevliler gelesiye kadar burada bekleyeceksiniz. Cezanıza onlar karar verecek. En iyi ihtimalle, uzaklaştırılırsınız."
Yoongi bizden uzaklaşıp, odanın en ucundaki sandalyeye oturduğunda iç geçirmiştim. Kafayı yemek üzereydim. Başımıza gelen bu şeyin hiçbir anlamı yoktu. Omuzlarımı düşürerek arkadaki banka oturduğumda, Jisoo da yanıma oturmuştu.
"Lisa," dedi Jisoo, bakışlarını etrafta gezdirirken. "Kalemin var mı?"
Lisa, Jisoo'nun buradan kurtulmak için bir yol bulduğunu düşünmüş olacak ki her zaman yanında taşıdığı, en sevdiği siyah kalemi tereddüt etmeden ona uzatmıştı. Jisoo kalemi elleri arasına aldığında, kapağı açtı ve duvara roman rakamıyla 'bir' yazdı.
"Ne yapıyorsun?" diyerek kaşlarını çattı Lisa.
"Burada kaç gün duracağımızı hesaplamamız gerek dedim."
"Seni var ya.." Lisa sabır dilenerek, Jisoo'nun üzerine yürüdüğünde Jennie onu son anda belinden kavrayarak engellemişti.
"Bir kez olsun düzgün davranın." dedi Jennie bakışlarını Lisa ve Jisoo'ya yöneltirken.
"Ne yapabiliriz ki?" dedim umutusuzca.
Jisoo giydiği büyük kırmızı kazağın bir kolundan minik bir kitap çıkarmış ve bize yaklaşmıştı. "Burada birkaç büyü var, belki işe yarar."
Lisa kitabı hızla eline alıp incelemiş birkaç saniye sonra da dudaklarını büzerek kitabı Jisoo'ya uzatmıştı. "Sanmıyorum, burada sadece aşk büyüsü var."
"İşte bu!" dedi Jennie heyecan içinde. Fısıldayarak konuşsak bile, mutluluğu anlaşılıyordu. "İhtiyacımız olan tam da bu! İçimizden biri Yoongi'yi kendine aşık edecek ve böylece buradan kurtulacağız."
"Ben yapamam," dedi Jisoo. "Şapkam yok, o olmadan aşk büyüsü yapamam."
"Biz senin yerine yaparız." dedim hızlıca.
"Olmaz," diyerek kafasını iki yana salladı Jisoo. "Orada sadece kendine aşık etme büyüsü var, başka insanları başka insanlara aşık etme büyüsünü ikinci dönem öğreneceğiz."
Lisa gözlerini devirmişti. "Neyse ki büyücü değilim. O kan emiciyi bana aşık etseydiniz, bir daha hiçbirinizle konuşmazdım."
"Ben.." dedi Jennie. "Ben de yapamam."
"Neden?"
"Çünkü ben.. Ben şey.. Birinden hoşlanıyorum."
Üçümüz şaşkınlıkla Jennie'ye bakakalırken Jennie gülümsemiş ve omuz silkmişti.
"Ne?" dedi Jisoo. "Kimden? Bize yalan söylemiyorsun, değil mi?"
"Hayır," dedi Jennie hızlıca. "Ben.. Jiminden hoşlanıyorum."
"Ne? Park Jimin'den mi!"
Jisoo bağırdığı için Yoongi hafifçe bizim tarafımıza bakmış sonra da gözlerini devirip elindeki telefona odaklanmıştı.
"Biraz daha bağır istersen," diyerek Jisoo'ya vurdu Jennie. "Tüm okul duymadı henüz."
Sonra üç çift göz bana döndüğünde, bakışlarımı yerle buluşturmuştum. Elbette, bana neden baktıklarını biliyordum.
Ben, Min Yoongi'yi kendime aşık edecektim.
××××
Saçma bir bölüm oldu farkındayım.. Fakat, zor şartlarda yazdım bu yüzden yorum yapmayı es geçmeyin ❣❣
Şu an buraya fotoğraf koyamayacak kadar üşendim, üzgünüm ehe.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
house of cards ❅ bts•bp ✓
FanfictionCadıların, vampirlerin, büyücülerin, kurt adamların.. Aklına gelebilecek tüm garip insanların olduğu bir kent düşün. Burası senin hayal gücünün oluşturduğu kent, bir ütopya. BTS & Blackpink ©nemesislau2018 ✨ Bu kitap kapağı Balaccie'nin Büyü Dükka...