54 × Choice

3.8K 438 188
                                    

Medya; (G)I-DLE - Hann

Rose kafasını iki yana sallayarak Alice'in konuşmasını bölmüştü. Daha fazla onu dinlemek istemiyordu. "Biliyor musun?" dedi. "Yalnızca git buradan."

Rose, ablasını daha fazla dinlemek istemiyordu. Bu yüzden odadan çıkmak amacıyla kapıya yöneldiğinde, Alice kolundan tutarak onu durdurmuştu. "Beni dinlemelisin Rose. Mavi Taraftan ayrıldık hem de savaş başlar başlamaz. Sen haklıydın kardeşim." Rose kolunu Alice'in elleri arasından kurtarıp, önüne dönmüş ve yüz yüze gelmelerini sağlamıştı. "Bak, hatalıyız. Biliyoruz. Annem ve babam çok pişman. Seni buradan koparmak istedikleri için, seni dinlemeden yargıladıkları ve seneler boyunca hiç seninle iletişime geçmedikleri için. Ama buraya gelemiyorlar. Anla işte, affetmezsin diye korkuyorlar." Alice'in bakışları kısa bir anlığına Yoongi'yi bulmuş, sonra yeniden Rose'ye odaklanmıştı. "Evleneceğini duyduk. Bu yüzden geldim."

"Bu konunun evlenmemle ne ilgisi var?"

"Evliliğinizi biraz erteleyin." Yoongi diliyle kurumuş dudaklarını yalayıp histerik bir gülüş sunmuştu. Alice ise önemsemeden konuşmaya devam etti. "Ailen olmadan evlenmek istemezsin değil mi, Rose? Bir süre benimle eve gel. Ailemizle vakit geçir. Sonra, anne ve babam da uygun görürse düğünü yaparsınız."

Yoongi sert bakışlarını Alice'e yönlendirirken, Rose kafasını iki yana sallamış ve Yoongi'nin koluna sarılmıştı. "Benim ailem Yoongi." Bu cümle Yoongi'nin bakışlarının yumuşamasına ve yüzünde ufak bir tebessüm oluşmasına sebebiyet vermişti. "Ve yalnızca birkaç gün sonra, onunla resmi olarak bir aile olacağız. Düğüne davetlisiniz, gelmek isterseniz kapılar sonuna dek açık fakat şu hayatta en çok değer verdiğim kişiyle geçireceğim en mutlu günü, bir saniye bile ertelemeyeceğim."

Alice diyecek bir şey bulamayıp, Yoongi ve Rose'yi izlerken Rose, az önce yaptığı konuşmanın aksine kendini üzgün ve bitkin istiyordu. Bu yüzden dolan gözlerini saklamak adına başını Yoongi'nin boynuna gömmüş ve mırıldanmıştı. "Yoongi, lütfen beni buradan götür."

Yoongi, bir kolunu Rose'in beline sıkıca sarıp, vampir hızını kullanarak iki saniye içerisinde Rose'in odasında olmalarını sağlamıştı. İkisi de yatağa gelişigüzel uzandıklarında Rose gülümseyerek Yoongi'ye baktı. Yoongi ise genç kızın alnına düşen birkaç saç tutamını geriye itmişti. "Rose," dedi. "Eğer istiyorsan-"

"Hayır, Yoongi." dedi Rose kafasını iki yana sallayarak. "Sadece bir an önce düğün günümüz gelsin istiyorum."

Rose heyecanla konuşunca Yoongi de kıkırdamış ve gözlerini tavana çevirmişti. "Eh, benim gibi mükemmel biriyle evlenecek olman seni heyecanlandırıyor olmalı. Bu, çok normal."

"Hayır, ben yalnızca giyeceğim gelinlik için heyecanlanıyordum." dedi Rose, Yoongi'nin söylediklerine karşın yüzünü buruşturarak. "Bu arada, daha demin içine Jin mi kaçtı?"

***

"Bizi durduk yere neden çağırdı ki?" dedi Jisoo Jennie'nin koluna girerken. Diğer taraflarında da Rose vardı ve Rose sadece omuz silkmekle yetinmişti. "Lisa ve Jungkook nerede?" diye devam etti Jisoo. Arkalarından Jin, Yoongi ve Taehyung geliyordu ama Jungkook ve Lisa yoktu.

"Lisa denize gitti." diye yanıtlı onu Rose. "Jungkook da onunla gitmiş olmalı."

Jisoo kafasını aşağı yukarı sallayarak onu onayladığında Jennie bir süredir içinde tuttuğu fakat söylemek için uygun bir zamanı bulamadığı küçük sırrını, okulun koridorlarında olmalarını umursamadan aniden söylemişti. "Taehyung bana evlenme teklifi etti."

Rose şaşkınlıktan gözleri kocaman olmuş bir şekilde Jennie'ye bakarken Jisoo küçük bir çığlık atmıştı. "Bu ne demek oluyor ya!" dedi sinirle. "Bir tek biz mi kaldık? Yalnızca ben ve Seokjin kaldık!"

house of cards ❅ bts•bp ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin