22 × Black Magic

6.5K 588 317
                                    

Medya; GD & Jennie - Black

Lisa

İsminin Namjoon ve Hoseok olduğunu öğrendiğimiz öğrencileri hızlıca Bay Choi'nin yanına götürdüğümüzde, Hoseok'un yarası için birkaç büyücü ve doktor görevlendirilmişti. Bay Choi onun ciddi bir yara aldığını söylemişti ve anlaşılan bu onu da geriyordu.

"Neler oldu Namjoon," dedi Bay Choi. "Lütfen bize anlat."

Namjoon oldukça yıpranmış görünüyordu. Arkadaşı için çok endişeleniyor olmalıydı. Bu beni üzgün hissettirse de korkum daha ağır basıyordu.

"Mavi Taraf'ın öğrencileri," dedi Namjoon iç çekerek. "Okulumuza saldırdılar. Bir anda oldu ne olduysa. Hiçbir şekilde fark edemedik onları. Önce birkaçı aramıza karışmış. Asıl amaçları her soydan gelen kişilerin içerisindeki en güçlüyü öldürmek. Büyücülerin en güçlüsü, cadıların en güçlüsü.. Bunlar gibi. Hoseok'un yara almasının sebebi buydu. Okulumuzdaki en güçlü büyücü o."

"Nasıl kaçtınız?" dedi Jungkook kaşlarını çatarken.

"Okul müdürümüz Bay Kim sayesinde. Onları fark ettiğimizde kaçmak için bir büyü hazırladık." Sonra boynundaki tılsımı koparıp Bay Choi'ye vermişti. "Bu bir portal tılsımı. Yeterince güçlü bir büyü yapıldığında bir geçit açıyor. O geçitten geçerek kendimizi saniyeler içerisinde ormanınızda bulduk." Derin bir nefes alarak saçlarını karıştırdı. "Bay Kim kazanmamızın imkansız olduğunu söyledi. Yasak olan ölümsüzlük iksirini yapmışlar. Hepsi ölümsüzdü. En güçlü silahlar bile canlarını yakamadı. Okulumuz, tamamen yok oldu. Geriye bir tek biz kaldık. Geçidi açtığımızda bizim sağ salim geçebilmemiz için Bay Kim kendini feda etti."

Jungkook ve ben şaşkınlık dolu gözlerle Namjoon'u izlerken Bay Choi derin bir nefes alarak yerine oturmuştu. Bay Kim, onun çok yakın bir dostuydu ve böylece öldüğünü öğrenmek iyi gelmemiş gibi görünüyordu.

"Buraya sizi uyarmak için gelmek zorundaydık." dedi Namjoon. "Size de saldırırlarsa ve önceden hazırlıklı olmazsak korkarım soyumuzun iyi tarafları sonsuza dek yok olacaktır."

"Ne yapacağız?" dedi Jungkook Bay Choi'ye bakarak. En az benim kadar endişeli gözüküyordu.

"Bunun tek yolu var," diyerek masada duran kahvesinden bir yudum aldı okul müdürümüz. "Ölümsüzlük. Simyacılara ait olan yasak iksiri biz de kullanacağız."

Rose

Okulun düzenlediği yarışmalar bugün başlıyordu. Bugün, cadılar ve büyücüler arasında bir yarışma vardı. Sıralara girdiğimizde derin bir nefes aldım. Her zamannbu yarışmalar için fazlasıyla stresli ve heyecanlı olurdum ama şimdi hiçbir şey hissetmiyordum.

Sıra bana geldiğinde yanımdaki cadı grubundan olan kızı süzdüm. Bana ezici bir bakış atmış sonra da ukala bir gülümsemeyle parkura başlamıştı. Ben de onunla beraber başladım. İlk düzenekte birçok şeyi büyüyle havaya kaldırmalı ve ortaya çıkan taşları toplamalıydık. Gittikçe zorlaşıyordu ve en sonunda neredeyse bizim boyumuzda bir dinozor olan trodon ile savaşmaktı. Bu elbette yapay bir dinozordu yani bize hiçbir zarar veremezdi fakat onu öldüremezsek, yarışı tamamlayamıyorduk.

Elimdeki en güçlü büyüyü hatırlayarak bu sefer ellerimin arasından parlak mavi bir ışık süzmesinin çıkmasına izin verdim. Çıkan ışıklar, bana doğru gelmekte olan dinozorun etrafını sarmıştı. Ellerimi hareket ettirerek mavi ışığın koyulaşarak dinozorun bedenine tamamen yapışmasını sağladım. Bu şey, onu nefessiz bırakacak dahası kendi kanında boğularak ölmesini sağlayacaktı. Çok geçmeden dediğim gerçekleştiğinde yapay dinozor yok oldu ve ben de koşup yarışın bitişindeki zile basarak büyücülerin kazanmasını sağlamıştım. Rakibim olan cadı kız hala dinozor ile uğraşıyordu ve anlaşılan ukala bir cadı olmasına rağmen dinozorlardan o kadar korkuyordu ki, sürekli çığlık atıp duruyordu. Kafamı iki yana sallayarak sırama başkasına verdim. Büyücülerden birkaç kişi beni tebrik ettiğinde kuru birer teşekkür kelimeleri söyleyerek aralarından sıvışmıştım. Zorunda olmasam kesinlikle bu yarışmalara katılmazdım.

Sıradaki kişiler bizim gruptan büyücü bir kız ve cadıların grubundan da Jisooydu. Jisoo'nun kazanacağı kesin gibi bir şeydi. Lisa'nın onu destekleyen cümleler söylediğini görüyordum. Jennie ise büyücülere fark ettirmeden ona kalp yapıyordu. Başımı eğerek ellerimi önümde birleştirdim. Kalbim çok kırılıyordu.

Jisoo ve diğer kız parkura başladığında kafamı yerden kaldırmış ve onları izlemeye başlamıştım. Fakat ilk engeli geçtikten sonra büyücü kız diğer engele yönelmek yerine, Jisoo'ya doğru yönelmişti. Elleri arasından çıkan siyah kıvılcımları gördüğümde panikle bağırdım. "Jisoo, dikkat et!"

Fakat, Jisoo beni duymuyordu. Etrafta bir uğultu oluşmuştu ama çoğu insan hala daha kızın ne yapmaya çalıştığını anlamamıştı. Kız siyah kıvılcımlarını Jisoo'ya yönlendirmeden hemen önce ışınlanarak Jisooyla kızın arasına girdim. Amacım bir kalkan yaparak ikimizi de bu kara büyüden korumaktı. Ama, buna zamanım kalmamıştı. Kızın ölümcül büyüsü bedenime temas ettiğinde tüm kemiklerim aynı anda kırılıyormuş gibi bir acı hissetmiştim ve çığlık bile atamamıştım. Çok acı çektiğiniz zamanlar, sessiz kalırdınız ve ben de öylece yere yığıldım. Garip bir şekilde, intihar etmeye çalışan birisi olmama rağmen şimdi ölmemeyi diliyordum. Gözlerimi tamamen kapandığında, tek düşüncem buydu.

Jisoo

Diğer engele doğru koşmaya devam ederken, rakibim olan büyücü kızı hemen yanımda görmüştüm. Neler olduğunu anlamaya çalışarak kıza bakıyordum ki, Rose birden önüme çıkmıştı. Tam da o anda, Rose'a temas eden kıvılcımları görmüş ve bir çığlık atmıştım. Gözlerim şaşkınlıkla kocaman olurken, kalbim panikten göğüs kafesimi dövüyordu. Rose kollarımın arasına yığıldığında ne zaman ağlamaya başladığımı bilmiyordum. Ölümcül bir yara almıştı. Daha önce bu büyü yüzünden ölen binlerce kişi vardı. Nefes almaya çalışıyordum ama aldığım nefesler hıçkırıklarıma karışıyordu. Herkes etrafımızda bir çember oluştururken Lisa ve Jennie de yanımıza gelmişti. Lisa da benim gibi ağlayarak Rose'u kendi kollarına alırken Jennie beni hızlıca ayağa kaldırmıştı. Bana bir şeyler söylüyordu ama onu duymuyordum. Şoka girmiştim. Sadece Rose'a bakıyor ve onun hep bizimle kalmasını diliyordum. Birazdan uyanacaktı. Birazdan uyanıp Lisa ile oyun oynayacaktı, açken yemek yapmaya üşenip benden yemek pişirmemi isteyecekti. Sonra, Jennie ile beraber büyü derslerine çalışacaktı ve en sonunda dördümüz birlikte film izleyecektik.

Jennie beni omuzlarımdan sarstığında sonunda ona odaklanabilmiştim. "Jisoo." dedi hızlıca. "Jisoo, bana bak. Kendine gelmelisin."

"N-ne.." dedim zorlukla. Kendi sesim bana yabancı geliyordu. "Ne yapacağız?"

"Bildiğin en güçlü," derin bir nefes aldı. Az vaktimiz vardı. "En güçlü iyileştirme büyüsünü."

Yeri ne yapacağımızı anlamış olmalı ki hemen yanımıza gelmişti. Hızlıca cadı şapkamı takarak kitabımı çıkardım. Jennie, Yeri ve benim arama girerek ikimizin de elini tutmuştu. Benimse diğer elimde büyü kitabı vardı. Bu bildiğimiz en güçlü iyileştirme büyüsüydü, aslında bunu okulda bile bilen fazla kişi yoktu ama biz Yeri sayesinde bir şekilde bu büyüye ulaşmıştık, ve üç kişi olduğumuz için işe yarayacağını umut etmekten başka çaremiz yoktu.

Büyüyü yüksek sesle söylemeye başladık. Birincisi işe yaramamıştı. İkincisi de ve üçüncüsü de..

"Olmuyor," dedi Yeri ağlamaklı bir sesle. "İşe yaramıyor."

"Tekrar," dedim bağırarak. "Tekrar deneyelim!"

Lisa ağlıyor ve Rose'un saçlarını okşuyordu. Jennie'nin elini sıktım ve gözlerimi kapatarak büyüyü tekrar yüksek sesle söyledim. Yeri ve Jennie de bana katılıyordu. Bir anda Rose'un etrafını beyaz bir duman sardı ve Rose'un bedenini havaya kaldırdı. Biz şaşkın bir şekilde izlerken Lisa ya da diğerleri görünmüyordu. Bu görüntüyü, büyü yapanlar olarak sadece üçümüz görüyoruk.

Bir anda duman zehirli bir sarmaşık gibi Rose'un göğüs kafesine girmiş kalbini sarmıştı. Kalbini vücudundan dışarı doğru çekiştirdiğinde Yeri hıçkırarak ağlamaya başlamıştı. Yutkundum. Neler olduğunu bilmiyordum ama yine de büyüyü bağırarak söylemeye devam ettim. Rose'un kalbi neredeyse bedeninden tamamen kopuyordu ki bir anda beyaz duman kayboldu ve kalbi tekrar ait olduğu yere dönüp atmaya başladı.

Rose, yaşıyordu.

××××

Garip şeyler oluyor~~

Bölümü nasıl buldunuz? Fikirlerinizi çok merak ediyorummm.

Herkese iyi geceler❤

house of cards ❅ bts•bp ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin