Medya; Winner - Fool
Yazar
"Uyandırın şunları."
"Peki, efendim." Kenarda duran mavi ceketli öğrenciler zaten uyanık olan, ya da yeni uyanmış olanları es geçerek Namjoon, Hoseok, Yoongi ve Joy'u uyandırmışlardı. Gruptaki çoğu kişinin ağzı rastgele bir şekilde bir bezle bağlanmış olsa da, bazıları için de uğraşmamış gibilerdi. Belki de özellikle onlarla konuşmak için yapmışlardı.
"Sikeyim," diye mırıldandı Yoongi. "Kim uyandırdı beni?"
"Küfretme lütfen," dedi başlarındaki adam. Hafifçe gülümsüyordu. "Şu an çok sevgi dolu bir anda değil miyiz sizce de? Hep beraber sandalyelere bağlanarak adeta bir sevgi yumağı olmuşsunuz, çok şirin."
"Senin ben-"
Genç adam kafasını iki yana sallayarak, kenarda duran öğrencilerden birine işaret vermiş ve Yoongi'nin ağzının da kapanmasını sağlamıştı. Yoongi bir ara vampir dişlerini çıkarıp öğrencileri ısırmaya kalkmış olsa da zar zor halletmişlerdi.
"Aptal mısın, Jinwoo? Ne yaptığını sanıyorsun, bundan Atlıların haberi var mı?" Joy sinirle bir çırpıda konuştuğunda, Jinwoo gülümsemesini genişleterek Joy'a doğru birkaç adım atmıştı.
"Atlılar mı?" dedi histerik bir şekilde gülerek. "Şuradan şuraya tek başına adım atamayan bir kız ve psikolojisi bozulmuş sevgilisiyle, hala kendini lider zanneden o aptaldan mı bahsediyorsunuz?"
Joy şaşkınlıkla kaşlarını çattığında, göz bebekleri de büyümüştü. "Onların yancısıyken ne zaman böyle düşünür oldun merak ediyorum."
Tekrar güldü Jinwoo. "Uzun zaman olmadı Joy, endişelenme pek bir şey kaçırmış değilsin." Joy'a doğru birkaç adım daha atarak eğilmiş ve eliyle nazikçe Joy'un çenesini kavramıştı. "Ama ihanetin beni yaralamadı desem yalan olur." Joy sinirle çenesini onun parmakları arasından kurtardığında Jinwoo gülümsedi. "Atlıların devri bitti. Destekçileri gittikçe azalıyor. Artık ben varım. Ben ve Mavi Taraf."
Namjoon kafasını yana eğerek gamzelerini ortaya çıkarmıştı. "Peki bundan atlıların haberi var mı?"
Dudaklarını kapatan bir beze sahip olmayanlar çekinmeden gülerken, ağzı bağlı olduğu için Jin boğuk bir kahkaha atmıştı. Jinwoo ise bir kez daha kafasını iki yana sallayarak omuz silkti. "Sizi öldürdüğümde haberleri olacaktır."
Jinwoo vampir dişlerini ortaya çıkarmış ve yanda kendisini bekleyen silahları almak için yönelmişti. Onların, eninde sonunda Mavi Taraf'ı bulmak için buraya geleceklerini biliyordu. Ama diğerleri, özellikle de atlılar, Jinwoo'ya inanmıştı. Yine de işte şimdi buradalardı. Her biri kurtulamayacakları birer iple bağlanmış bir şekilde ölümü bekliyordu.
Jinwoo eline vampirleri öldürmek için harika bir silah olan, kara elmas ağacından yapılmış kazığı aldı. Gözlerini Yoongi'ye dikerek adımlarını ona yöneltti. Öncelikle bu uykucu ve küfürbaz, hala nasıl vampir olduğuna anlam veremiyordu, adamı öldürmek istiyordu. Adımlarını Yoongi'ye yöneltmeye devam ettiğinde Rose ağzı bağlı olmasına rağmen bağırmaya çalışarak, iplerden kurtulmak için çaba göstermeye başlamıştı. Rose'in gözlerinden yaşlar yavaşça süzülmeye başlarken Jinwoo kafasını yana eğerek koyu bakışlarla Rose'i süzdü. Ardından kazığı saplamak için harakete geçti.
Ama son anda, bir el Jinwoo'nun bileğini kavrayarak kazığı Yoongi'ye saplamasını engellemişti. "Sen nasıl-" dedi Jinwoo şaşkınlık ve korku dolu bakışlarıyla.
"Bizi tanımıyorsun değil mi?" demişti Jungkook, Jinwoo'nun bileğini arkaya doğru kıvırarak. Kolundaki kemiklerden çıt sesi duyulduğunda Jinwoo acı dolu bir çığlık atmıştı. "Tanıyor olsaydın, atlılar gibi kuyruğunu bacaklarının arasına sıkıştırıp bir yere saklanmayı seçerdin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
house of cards ❅ bts•bp ✓
FanfictionCadıların, vampirlerin, büyücülerin, kurt adamların.. Aklına gelebilecek tüm garip insanların olduğu bir kent düşün. Burası senin hayal gücünün oluşturduğu kent, bir ütopya. BTS & Blackpink ©nemesislau2018 ✨ Bu kitap kapağı Balaccie'nin Büyü Dükka...