Medya; Seafret - Blank You Out
Yazar
Rose, Yoongi'nin donuk ifadesini görerek gülmeyi kesmiş ve kaşlarını çatmıştı. "Neler oluyor, Yoongi?"
"Jungkook," demişti Yoongi iç çekerek. "Geri dönmüş."
Rose'in göz bebekleri şaşkınlıkla büyürken elindeki poşetleri hızla koltuğa fırlatmıştı. "Sen bunu nereden biliyorsun? Ben de dışardaydım, kimseden bir şey duymadım."
"Henüz okula gelmedi ama geliyor." dedi Yoongi. "Hatta şu an gelmiş bile olabilir, emin değilim." Parmakları arasında tuttuğu telefonu Rose'ye göstermişti. "Beni aradı." Rose, Yoongi'nin hüzün ve mutluluk karışımı duygular taşıyan kahverengi gözlerine bakarak tebessüm etmişti. "Onu özlemiş olmalısın, o da seni özlemiştir eminim."
Yoongi derin bir iç çekerek bakışlarını yere indirmişti. "Umarım öyledir."
***
Jennie ve Taehyung bahçedeki bankta oturmaya devam ediyorlardı. Jennie sürekli ciddi olduğunu düşündüğü şeyler anlatıyor Taehyung ise onunla dalga geçmekten çekinmiyordu. Taehyung'a göre Jennie ile uğraşmak çok eğlenceliydi. Bir numaralı hobisi olabilirdi. Jennie bir konudan başka bir konuya geçiş yaparken, Taehyung ellerinden destek alarak geriye yaslanıp, kafasını arkaya atmış bir yandan Jennie'yi dinlerken bir yandan da etrafı izlemeye başlamıştı. Birkaç dakika sonra gözleri bir noktada takılı kaldığında, kaşlarını çatarak doğrulmuştu.
"Hey, Jennie." Jennie konuşmayı seçip Taehyung'a baktığında, Taehyung baktığı noktadan bir kez bile ayırmamıştı gözlerini. "Şuradaki Jungkook mu?"
"Taehyung, dalga geçmeyi keser misin?" dedi Jennie gözlerini devirerek. "Hiç komik değil bu."
Taehyung bakışlarını Jennie'ye çevirip kafasını hızla iki yana sallamıştı. Ardından nazikçe Jennie'nin çenesinden kavrayıp bakışlarını Jungkook'a çevirmesini sağlamıştı. Jennie'nin gözleri kocaman olurken, ikili birbirlerine bakmış ve Jungkook'a doğru koşmaya başlamışlardı.
"Jungkook!" diye bağırdı Taehyung koşarken. Jungkook okula doğru yürümeyi kesip, bakışlarını üç yıldır görmediği arkadaşlarına odaklamıştı. "Jungkook!" diye bağırdı Taehyung bir kez daha. "Sakın oradan ayrılma." Jungkook gülerek başıyla onaylamıştı.
Jungkook, duygusal bir sarılma ve belki de birkaç göz yaşı falan bekliyordu ama konu arkadaşları, özellikle de Taehyung, olduğunda neler olacağını tahmin edemezdiniz. Taehyung Jungkook'un üzerine atlayıp adeta bir koala gibi yapıştığında, Jennie de Jungkook'un diğer tarafına geçip kolunu sıkıca kavramıştı. Aslında, Jennie de Jungkook'un koluna bir koala yavrusu gibi sarılmıştı. Jungkook şaşkınlıktan dudakları açılmış vaziyette bir Taehyung'a bir Jennie'ye bakıyordu. Okuldan birçok kişi etraflarına toplanmış neler olduğunu sorguluyordu ama üçünün de buna odaklanmaya fırsatı kalmamıştı.
Yoongi, Jin, Hoseok, Namjoon, Rose ve Jisoo okulun merdivenlerinden hızla inip kalabalığa karıştığında Taehyung rahatlamış bir şekilde iç çekti. "Endişelenmeyin!" dedi. "Onu yakaladık, hiçbir yere kaçamaz."
"Taehyung," dedi Jungkook bıkkınlıkla. "Kaçma gibi bir niyetim olsa neden okula geleyim?"
Taehyung gözlerini kırpıştırarak Jungkook'a bakmış ardından bacaklarını, Jungkook'un bacaklarından ayırarak sarılmayı kesmişti. Jennie de Taehyung gibi bir iki adım uzaklaşmıştı. "Geri döndüm." dedi Jungkook büyük bir gülümsemeyle dostlarına bakarken. Sonra, gözleri Yoongi'nin gözleriyle buluştuğunda gülümsemesi, olabilirmiş gibi, daha da büyümüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
house of cards ❅ bts•bp ✓
FanfictionCadıların, vampirlerin, büyücülerin, kurt adamların.. Aklına gelebilecek tüm garip insanların olduğu bir kent düşün. Burası senin hayal gücünün oluşturduğu kent, bir ütopya. BTS & Blackpink ©nemesislau2018 ✨ Bu kitap kapağı Balaccie'nin Büyü Dükka...