39 × Brave

4.9K 492 341
                                    

Blackpink - Ddu Du Ddu Du

Yazar

Jimin'in ölü bedeni okulun güvenli bir yerine taşındığında, Taehyung ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Burada oturup geçmişi düşünmek, dostunun yasını tutmak istiyordu fakat ne yazık ki bu mümkün değildi. Savaşın en zor kısımlarına gelmişlerdi. Bitmiyordu. O kadar yorulmuştu ki herkes, bedenen ve ruhen..

"Gidelim." dedi Jungkook, Taehyung'un kollarından tutup yerden kalkmasını sağlarken. Jimin'in bulunduğu odanın tam karşısındaki duvara sırtını yaslamış, oturmuştu. Dakikalardır orada oturuyordu. Jimin'in bulunduğu oda buz gibiydi, bir morg görevi görüyordu.

"Taehyung.." diye mırıldandı Jungkook sıkıntıyla. Kendini berbat hissediyordu. "Taehyung toparlanman gerek." Bunu söylemesi doğru değildi. Taehyung'a toparlanması gerektiğini söylemek yanlış geliyordu. Jungkook, Yoongi'yi kaybetse nasıl hissederdi tahmin bile edemiyordu. Taehyung'un omuzlarından tutarak onu kendine çevirdi. "Jimin'i öldüren şerefsizlerden intikam almamız gerek Taehyung." dedi. "Okulu korumalıyız ve onların kazanmasına izin vermemeliyiz. Jimin'in de istediği bu değil miydi?"

Taehyung uzun süredir ilk defa bir tepki vererek donuk gözlerle kafasını aşağı yukarı salladı. Ardından son kez Jimin'in bulunduğu odaya bakmış, Jungkook ile beraber dışarı çıkmıştı.

Rose

"Sizin için zor olacağını biliyorum." dedi Namjoon. Hepimizi bir araya toplamıştı. Okul arka tarafındaki yarısı çökmüş depoda saklanıyorduk ve birilerinin bizi bulması an meselesiydi. Taehyung ve Jungkook dışında hepimiz burdaydık ayrıyeten Yeri'nin yanında gelen kız da buradaydı. İsminin Joy olduğunu söylemişti yalnızca, başka hiçbir fikrimiz yoktu bu kızla ilgili. Yeri ise garip bir şekilde sessizdi.

"Fakat," diye devam etti Namjoon. "Bu iş çok uzadı. Artık savaş bitmeli. Biz tüm gücümüzü kullanmalıyız."

Namjoon bizi cesaretlendirip, güçlendirmek istiyordu. Ama sesi bile ne kadar yorgun olduğunu kanıtlıyordu. Birbirimize boş gözlerle bakıyor olanlara anlam veremiyorduk. Ne ara buraya gelmiştik, ne ara savaş bu kadar ilerlemişti.. Ne ara, nasıl olmuştu da Jimin ölmüştü?

Sanki bunları yaşayan biz değildik. Bir koltukta oturup, film izlermiş gibi izlemiştik olanları. "Aranızda Mavi Taraf'ı en iyi bilen kişiyim." dedi Joy. Gözlerimiz şaşkınlıkla ona çevrildiğinde, Namjoon'un yorgun olduğunu anlamış olacak ki, işi hemen ele almıştı. Kızdan garip bir aura yayılıyordu. Güçlü olduğu belliydi.

"Neden Mavi Taraf'ı bu kadar iyi tanıyorsun peki?" dedi Yoongi gözlerini kısarak. Kolay kolay herkese güvenmezdi ve şimdi de kolayca birilerine güvenilecek bir zamanda değildik zaten.

Derin bir nefes aldı Joy ve ellerinin arasında tuttuğu, garip bir şekilde daha önce dikkatimizi çekmeyen, ceketini bize uzattı. "Çünkü yıllardır onların içindeyim." Şaşkınlığımızın hala devam ettiği süreçte Yeri en ufak bir tepki bile vermiyordu. Anlaşılan bunları önceden de biliyordu. "Bay Choi'nin üvey kızıyım." Pekala, bunu gerçekten beklemiyordum. Göz bebeklerim kocaman olurken kirpiklerimi kırpıştırarak Joy'u izlemeye başlamıştım. "Beni küçükken evlat edinmişti. Uzun süredir Mavi Taraf'ın içindeyim. Onları tanıyorum. Güçlü olduklarını zaten biliyorsunuz ama bildiğinizden, tahmin ettiğinizden çok daha iyiler. Bu okulun en güçlü öğrencileri siz olduğunuz için muhtemelen onlarla savaşırken fazla güçlük çekmiyorsunuz ama gözlemlediğim kadarıyla diğerleri zorluk çekiyor." İç çekip, Yeri'ye bakmıştı. Ama Yeri sadece yere bakıyor, gözlerini bir an bile ayırmıyordu. "Yeri onlarca kişiyi revire gönderdi. İyileşmeleri uzun sürecek. Mavi Taraf güçlü olabilir ama zayıf yanları da var."

house of cards ❅ bts•bp ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin