house of cards ❅ bts•bp ✓

16 × Cry

Medya; Melanie Martinez - Pacify Her

Yazar

Taehyung elindeki kahveyle koridorda öylece yürüyordu. Jennie ve Jimin'i bu aralar sürekli yan yana görüyordu. Ve bunu kaldıramıyordu. O, Jennie'yi seviyordu. Fakat, Taehyung aslında Jennie ile sevgili olmak için uğraşmıyordu. Ne yazık ki, Jennie'nin Jiminden hoşlandığını biliyordu. Tek isteği sevdiği kızın mutlu olmasıydı. Bunu bu yüzden yapacağım, diye düşündü. Sadece Jennie için. Onun bu saçmalıktan kurtulması için..

Bu yüzden çok düşünmeden Jimin'in odasının kapısını çaldı. Jimin, saatin sabahın sekizi olması sebebiyle yarım yamalak giyilmiş bir gömlek ve darmadağınık saçlarla açmıştı kapıyı. Karşısında Taehyung'u görmesi ise bir süre rüyada mıyım diye düşünmesine sebep olmuştu.

"Ne işin var burada?" dedi sinirle Taehyung'a bakarken. Taehyung ise onu umursamadan şaşkınlığından faydalanarak odaya dalmıştı. "Taehyung, defol!" diyerek kapıyı çarptı ve içeriye giren Taehyung'a odakladı gözlerini.

"Konuşmamız lazım." dedi Taehyung sakince.

Jiminse hafifçe gülmüştü. "Sabah sabah belanı mı arıyorsun? Beni uğraştırma, hiç havamda değilim."

"İnsan gibi konuşacağız sadece Jimin," dedi Taehyung. "Tabi sende insanlık denen şeyden hala kaldıysa."

"Sen daha ağır laflar sokuyordun." diyerek koltuğuna yayıldı Jimin. "Neden ilkokul seviyesine döndün aniden?"

"Neden Jennie'yi kullanıyorsun?" dedi Taehyung.

"Anlamadım. Ne?"

"Jimin!" diyerek sesini yükseltti sonunda. "Onu kullandığını biliyorum. Ben onu seviyorum diye yapıyorsun hepsini. Bana acı çektirmek için o kıza kullanma. Onun hiçbir suçu yok. Senin onu sevdiğini düşünüyor."

"Komik olma, Taehyung." dedi Jimin. "Saçmalıyorsun."

"Yıllar önce yaşadığın acıları benden çıkartarak komik olan kişi sensin Jimin."

Jimin gittikçe sinirlendiğini hissederken ayağa kalkmış ve Taehyung'un yakasına yapışmıştı. "Pekala, haklısın. Daha fazla reddetmeyeceğim. Senden intikam almak için her şeyi yapabilirim ve herkesi kullanabilirim. Şimdilik piyon Jennie, daha sonra başkası olur. Umrumda değil. Ama ben istediğimi alacağım." Sonra Taehyung'un yakasını bırakmış ve onu iterek kapıya kadar sürüklemişti. "Şimdi, defol git buradan."

Taehyung, Jimin'in onu kapı dışarı etmesine engel olmamıştı. Jimin, kapıyı suratına kapatmıştı. Taehyung ise yüzündeki acı dolu gülümsemeyle, telefonundaki ses kaydını kapatmıştı.

Jennie

"Benim yanımdayken mutlusun, değil mi?" dedi Jimin kollarını sıkılaştırırken. Kafamı göğsüne yaslamıştım. Saçlarımı okşuyor ara sıra da minik öpücükler bırakıyordu. Tam anlamıyla mayışmıştım.

"Evet," dedim gülümseyerek. "Hiç olmadığım kadar."

Onun da gülümsediğini hissetmiştim. Sonra benden ayrılmış ve göz göze gelmemizi sağlamıştı. "Jennie," diye mırıldandı. "Seni öpebilir miyim?" Aniden sorduğu soruyla kalbim sıkışırken onu sadece küçük bir baş işaretiyle onaylamıştım. Güzelce gülümseyerek bana yaklaştı ve dudaklarını dudaklarımla birleştirdi. İncitmek istemezcesine nazikçe öpüyordu. Kısa süren ama bana kalırsa içinde çokça sevgi barındıran bir öpücüktü bu. Geri çekildiğinde hafifçe gülmüştü.

"Hadi gel, biraz gezelim. Yoksa uyuyakalacaksın."

Utansam da umursamayıp onu onaylayarak elini tutmuştum. Beraber ayağa kalkmış ve yürümüye başlamıştık. İşte, tam da o zaman karşı bankta oturan Taehyung'u fark edebilmiştim.