Medya; Red Velvet - One of These Nights
Jisoo
"Hey," dedi arkadan bir ses. "Salak mısınız siz? Elinizi kolunuzu sallayarak gidiyorsunuz?"
Evet, sanırım bu yolculuğa bir türlü başlayamıyorduk.
Tanıdık gelen sesle hepimiz arkamıza baktığımızda, görmekten en çok korktuğumuz kişilerle karşılaşmıştık. Bize seslenen Yeriydi ve yanında Yoongi, Rose, Jimin, Hoseok ve Namjoon vardı. Kendimi yaramazlık yaparken yakalanan küçük bir çocuk gibi hissetmeye başlamıştım. Yeri sert bakışlarını bana yollarken, Yoongi de benzer bakışlardan Jungkook'a armağan ediyordu. Yoongi Rose'un elini bırakarak kaşlarını çattı ve Jungkook'a doğru bir adım attı.
"Ne yaptığını sanıyorsun?" dedi Yoongi, Jungkook'un gözlerinin içine bakarak. Jungkook da suçlu hissetmiş olmalı ki, başını yere eğmişti. Ama başka çaremiz olmadığını biliyordu. Hepimiz biliyorduk bu yüzden karşılık vermekte gecikmedi. "Üzgünüm." dedi. "Ama Lisa'yı almalıyım. Bir an önce, ne olursa olsun.. Bana engel olamazsınız."
Yoongi kafasını iki yana salladı. "Onu demiyorum aptal." dedi. Sonra Jungkook'a odaklı bakışlarını bize çevirdi. "Neden bize de haber vermediniz? Bu işte beraber olduğumuzu sanıyordum." Sonra bakışlarını yine Jungkook'a çevirmişti. "Rose'un başına böyle bir şey gelse bana yardım etmez miydin, Kook?"
Bakışlarımı Rose'a çevirdiğimde onun yeri izlediğini görmüştüm. Gözlerinin kenarları kızarıktı ve anlaşılan baya ağlamıştı. Kendimi kötü hissederek yanına gitmiş ve elini tutmuştum. Bana bakarak minik bir gülümseme sundu. "Elbette yardım ederdim." dedi Jungkook hızlıca. "Bu da soru mu?"
"O zaman bizim de yardım etmemize izin vermeliydin." dedi Namjoon söze karışarak. "Orası Mavi Taraf. Oraya gitmek için, içeriye girebilmek için dahası Lisa'yı ve kendinizi oradan sağ salim çıkarabilmek için iyi planlar yapmanız gerekir."
Jin'e baktığımda o da endişeli bakışlarını bana çevirmişti. Mavi Tarafla ilgili pek fazla bilgiye sahip değildik. Onlar her zaman bizim için bambaşka bir dünya olarak kalmışlardı. Ve o dünyayı görmeyi hiç beklemiyorduk. Mavi Taraf'ın böyle bir şey yapacağı önceden tahmin edilebilseydi, belki de her şey daha farklı olurdu.
"Beni takip edin." dedi Yeri. "Size silahlar vereceğim."
Rose
Lisa'nın gidişi beni çok sarsmıştı. Kendime gelememiş ve tüm gece ağlamıştım. Başım çatlıyordu, uyuyamıyor da olduğum için sadece göz yaşlarımın yanaklarımdan süzülmesine izin vermiştim. Yoongi'nin sırtımı ve saçlarımı okşayan ellerini, öpücüklerini hissetmiştim. O da benim yüzümden kötü hissediyordu. Jungkook'a yardım etmesinin en büyük sebeplerinden biri de buydu. Aksi takdirde beni Mavi Taraf'a götürmeyi biraz bile istemediğini biliyordum.
Bazen bir şeyler için çaba göstermek zorunda kalırdık. Hiçbir güzelliğe, hiçbir zafere çiçekli yollardan yürünmezdi. Göz yaşı gerekirdi, verilen emekler boşa gitse bile bıkmadan devam etmeyi gerektirirdi. Bazen, bazı şeyler fedakarlıklar isterdi. Biliyordum ki, şimdi hepimizin Mavi Taraf'a gitmeyi kabul etmesi en büyük fedakarlık örneğiydi. Oradan geriye dönüp dönemeyeceğimizden emin değildim. Kimse emin değildi. Dönebilirsek, bu bizim için çok büyük bir avantaj olacaktı. Onları tanımış olacaktık, onlardan kurtulmanın bir yolunu bulmuş olacaktık... Ve eminim ki, Bay Choi bu sefer gerçekten bizi dövecekti.
Yeri'yi takip ederek, okulun hemen arkasında duran ve yıllardır boş olduğunu düşündüğüm odaya girdik. Yeri çol zeki ve yetenekli birisiydi. Sürekli bir şeylerle uğraşırdı ve burayı keşfetmesine de şaşmamak gerekirdi. Trabzanları yamulmuş demir merdiven basamaklarını hızlıca indik. Yeri bir düğmeye basmış ve etrafın aydınlanmasını sağlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
house of cards ❅ bts•bp ✓
FanfictionCadıların, vampirlerin, büyücülerin, kurt adamların.. Aklına gelebilecek tüm garip insanların olduğu bir kent düşün. Burası senin hayal gücünün oluşturduğu kent, bir ütopya. BTS & Blackpink ©nemesislau2018 ✨ Bu kitap kapağı Balaccie'nin Büyü Dükka...