Buzdolabına umutsuzca bir bakış attım. Hiçbir şey yoktu!
"Off her şeyi yemişler!" dedim ümitsizce ve kapağını sertçe kapattım. Masada oturan sarışına şaşkınca baktım.
"Merhaba" dedim safça. Gözlerini bana çevirdi ve yapay bir şekilde gülümsedi. "Merhaba" dedi.
Bu kızın kim olduğunu hatırlamaya çalışırken bir anda kızardım. Abimin kıyafetlerini de giydiğine göre dün gece getirdiği kişiydi.
"Omlet falan yapar mısın?" dedi ve alayla bana baktı. Ona 'ciddi misin?' bakışımı attım.
"Hizmetçi değilim" dedim ve gözlerimi kıstım. O sırada ablam esneyerek içeri girdi. Bana gülümsedi ve yanağımdan öptü.
"Günaydın" dediğinde başımı salladım. O sırada da sarışına baktı. "Ne bakıyorsun kızım? Maymun mu oynuyor?" dedi ablam alayla ve buzdolabını açıp az olan sütü kafasına dikti.
Sarışın sırıttı. "Sen tam da Yağız'ın kardeşisin" dediğinde ablam gözlerini devirdi. Sarışın bana baktı.
"Sende o bahsettikleri saf kız kardeşsin" dediğinde başımı iki yana salladım. "Hayır!" dedim ve ablama baktım.
"Ben saf değilim" dediğimde ablam düşünür gibi yaptı. "Değilsin" dedi, sonra buzdolabına baktı.
"Hiçbir şey yok"dedi ve bangonun üstünden para aldı. "Bir şeyler alıp geliyorum" dedi ve kapıdan çıktı.
O sırada abim geldi, saçlarını kaşıdı ve uykulu gözlerle bize baktı. "Yemek?" dediğinde başımı iki yana salladım.
"Yok, ablam almaya gitti" dedim. Sarışın gidip abimin belini sardı. Gülümsedi, Yağız abim sırıttı ve bana baktı.
"Arkanı dön" dediğinde yüzümü buruşturdum,
"Abi hala daha yaralısın? Sadece iki hafta oldu" dedim endişe ile.
"Odana" dedi beni takmayarak.Odama çekildim. İğrenç öpüşme seslerini duyuyordum ama kapımı kilitledim.
Okul için yirmi dakika vardı, üstümü hızlıca değiştirdim. Gözlerim istemsizce doluyordu, abim hep bunu yapıyordu, beni takmıyordu. Tek yaptığı beni üzmekti.
İki hafta önce bıçaklanmıştı ve doktor onun dinlenmesi gerektiğini söylemişti. Bende onun için endişeleniyordum. Normal olarak.
Gözlerimi hafifçe kırpıştırdım ve okul çantamı sırtama taktım. Bugün bir şey yemesemde olurdu herhalde. Zaten tek takan ablamdı.
Odamdan çıktım. O sırada ablam gelmişti, bana baktı. "Kahvaltını yap" dediğinde başımı hayır anlamında salladım.
"Bugün canım bir şey yemek istemiyor" dedim, tam kapıdan çıkacakken abim sertçe konuştu.
"Kahvaltını yap!" dedi. Arkamı döndüm, "İstemiyorum" dediğimde yumruklarını sıktı, "Geç otur!" dedi ve boş sandalyeyi işaret etti.
İstemesemde oturdum, yanımda sarışın vardı ve bana kısa bir bakış attı.
"Tam da bahsettiğin gibi" dediğinde abim kısaca gülümsedi ve ifadesiz haline geri büründü. Önüme mısır gevreğini koydum.
"Onunla bir günü mü geçireceksin?" dedi abim. Ona kısa bir bakış attım. "Evet? Seni ilgilendiriyor mu ki?" dedim sertçe.
Ablam ikimize baktı, "Susun artık" dedi ve ağzına peyniri tıktı. Sütü de koyup yemeye başladım.
Ablam bir anda ayağa kalktı. "Geç kaldım!" dedi ve ceketini giydi. Şaşkınca ona baktım, "Nereye?" dediğimde ayakkabılarını ayağına geçiriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benden Kaçamazsın!
Teen Fiction"Benden uzak dur... lütfen!" dedim ağlamaklı sesimle. Dudaklarındaki acı gülümsemem içimi burktu. Ama ondan korktuğum fikrini değiştirmiyordu. "Senden uzak durmak mı? Denemedim mi zannediyorsun?" dedi sert bir sesle. Gözlerinde acı vardı, bunu göre...