Multi: Beste
Okul bitmişti ve sınıftan çıkıyorduk.
"Bugün kız kıza vakit geçirelim ne dersin?" dediğinde Yağmur olumsuz anlamda başımı salladım.
"Gelmek isterdim ama Furkan a bakmam gerekiyor" dediğinde tüyleri ürperdi. Ona kaçamak bir bakış attığımda yüzünün bembeyaz olduğunu gördüm. Yeşil gözleri dopdoluydu sanki.
Kaşlarımı çattım. "Sen iyi misin?" dedim ve durdum. Durmamla birlikte bana döndü ve gülümsedi.
"Hayır sadece... Kendimi çok kötü hissediyorum. Her şey benim suçummuş gibi" dediğinde ona sarıldım.
"Tamam ya kendini niye suçluyorsun? Affettim seni, hem senin yerinde ben olsaydım senin yaptığının aynısını yapardım"
Gülümsedi, tam okuldan çıkıyorduk ki Emre ve çetesi ile karşılaşmamız bir oldu.
"Emre bugün buluşamayacağımızı söyledim sana, Beste ile vakit geçireceğim" dediğinde Emrenin gözleri beni buldu.
Omuzlarımdan bir ürperti hissettim. Bu neydi şimdi?
"Biliyorum, ama sizi benim eve götürmem gerekiyor" dediğinde 'Ne?' der gibi baktım.
"Saçmalama, evimiz şurası zaten kendimiz gideriz" dedi Yağmur.
Emre ellerini ceplerine soktu. "Emir büyük yerden" dedi ve imalı bir şekilde baktı. Yağmur ilk önce kaşlarını çattı, sonra kafası bastı.
"İyi... Tamam gelelim" dedi. "Ne, kimden bahsediyorsun?" dediğimde sırıtıyor gibi yaptı ama korktuğu belliydi.
"Ateş Yılan"
*
"Bu arabaya bineceksin demiştim" dediğinde sinirle ona baktım. "Sen neyden bahsediyorsun? Senin yüzünden mi bindim?" dediğimde omuz silkti.
"Ne olursa olsun bindin değil mi?" dediğinde kaşlarımı çattım.
Evime kadar konuşmadık, eve vardığımızda arabayı durdurdu.
"Yarın sabah aynı saatte bekliyor olacağım" dediğinde ofladım. "Niye peki niye? Bari bunu söyle, o zaman geleceğim" dedim ve bakışlarımı ona çevirdim.
Cevap vermeden önce uzun süre gözlerimin içine baktı. Yutkundum ve bakışlarımı kaçırdım.
"Ateş Yılan... Artık bildiğine göre. Neler yapabileceğini daha görmedin ve görmeni de tavsiye etmem" dedi.
"Niye? Ablam ile çıktıkları için mi?" dedim merakla. Rüzgar bakışlarını benden çekti. "Evet" dedi konuşmayı keserek.
Daha fazla konuşmadan arabadan çıktım ve apartmana girdim. Daireme çıkana kadar araba gitmedi.
Kapıyı açıp içeri girdiğimde ablam içerideydi. Ne olduğunu bilmiyordum ama ağladığını duydum.
"Abla?" dedim merakla. Ayakkabılarımı kenara koydum ve ablamın yanına gittim.
Ablamı hayatımda bu kadar kötü görmemiştim. Gözleri kıpkırmızı olmuştu, saçları dağılmış ve yerlerde kağıt peçeteler vardı.
"Abla?" dedim ve yanına oturdum. Başını kaldırdı ve bana baktı.
Gözleri keskindi. Ne kadar ağlamış olsa da gözleri tam tersini söylüyordu sanki.
"Ne?" dedi. Bu hareketine şaşırmıştım.
"Ne oldu sana?" dediğimde gülmeye başladı. "Ne mi oldu? Hayatımın içine edildi olan o" dediğinde hiçbir şey anlamamıştım.
"Neyden bahsediyorsun abla?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benden Kaçamazsın!
Teen Fiction"Benden uzak dur... lütfen!" dedim ağlamaklı sesimle. Dudaklarındaki acı gülümsemem içimi burktu. Ama ondan korktuğum fikrini değiştirmiyordu. "Senden uzak durmak mı? Denemedim mi zannediyorsun?" dedi sert bir sesle. Gözlerinde acı vardı, bunu göre...