Bölüm 43

213K 8K 4.6K
                                    


Okuyucularım merhaba :))

İyi haftasonları diliyorum, bu arada bölüm hakkında bir şey diyeceğim. Yeni bölüm cumartesi veya pazar geliyor. Neden daha fazla gelmediğini sorarsanız ödevlerim çokluğu ve derslerimin yoğunluğu cevabını veriririm.

Bu arada video yapabilen var mı? Tanıtım videosu yapmak istiyorum da, her kitabım için. Yardımcı olmak isteyen herkese şimdiden teşekkürler

İyi okumalar

Başım düşünmekten ağrıyordu, patlayabilir diye korkuyorum.

Ateş'in beni bu iki seçim arasında bırakması korkunçtu, nasıl böyle bir şey yapabilirdi ki?

Kalbime yumru oturmuş, kaşlarım ise çatılmaktan iz kalmış olabilirdi. Bunları düşünürken ayağa kalktım ve volta atmaya başladım.

Rüzgar mı Furkan mı?

Her ikisi de benim için ayrıydı, onların arasında asla seçim yapamazdım. Eğer beni zorlarsa ne diyeceğimi biliyordum.

Bu düşüncem ile gözlerim doldu, kimsenin hayatı benden önemli değildi. Herkes hayatını yaşamalıydı. Furkan'ın basketbolda büyük bir geleceği vardı, Rüzgar ise soğuk ve sessiz birisi olmasına rağmen derslerinin çok iyi olduğunu biliyordum.

Derin bir nefes aldım ve yüzümü ekşittim, beni öldürsün daha iyi değil mi?

Peki bunu yapar mıydı? Beni öldürür müydü?

*

Salonda oturmuş Ateş'i bekliyordum. Birkaç saatten fazla olmuştu, gecenin on biriydi. Yasemin ise uyumuştu.

Kapının yavaşça açılmasıyla onu gördüm. Kalbimi titreten adamı.

Masmavi gözleri yorgunluktan şişmiş, sert yüzüyle bir şeyler düşünüyor gibiydi. İri cüssesi ile odaya girdiği zaman ayağa kalktım.

Bana baktı, "Uyumamışsın, hasta mısın?" dedi ve bir şey dememe kalmadan yanıma geldi ve alnımı öptü.

"Ateşin iyi" dedi ve gözlerime baktı. Gözlerimin dolu olduğunu görünce baş parmağıyla yanağımı okşadı.

"Ne oldu güzelim?" diye fısıldadı, titrek bir nefes aldım ve ellerini tuttum.

"Ben düşündüm, bana verdiğin seçenekleri" dedim. Gözlerindeki şaşkınlık yerini meraka bıraktı.

"Cevabın?" dedi, söyleyeceğim şeyi tahmin ediyor gibiydi. Gözlerini kısarak bakarken göz yaşlarımı tutamadım.

"Be-eğer birisini öldüreceksen beni öldür. Tüm zararı ben verdim, onların ölmesi değil ben-" sözümü tamamlamama izin vermeden beni sıkıca göğsüne bastırdı.

Saçlarımı ardı ardına öperken, "Sakın!" dedi sert bir şekilde. "Sakın bir daha bunu söyleme!" dedi ve kollarını daha sıkı sarabilirmiş gibi sardı. Canımı yakıyordu.

Ağlamamı durdurmaya çalışırken fısıldadı, "Benim ölümüm olacaksın Beste, sözlerin-" dedi ve beni kendinden uzaklaştırdı.

Sinirli bir ifadeyle gözlerime baktı, "Bir daha kendi canını böyle ortaya koyarsan herkesi öldürürüm, anlıyor musun beni?"

Sert sesine karşılık sustum, hiçbir cevap dahi vermedim. Birkaç saniye boyunca bana baktı ve tekrar sarıldı. Ama bu sefer ki daha az sıkıydı. Canım yanmıyordu ama kalbim yerinden fırlayacak gibiydi.

Benden Kaçamazsın!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin