Bölüm 17

201K 9.1K 2.3K
                                    

Multi: Yağmur

Hadi bi kıyak yaptım shhdjd ama tabi bu bölüm kısa :((

Iyi okumalar

Kız karşısında duruyordu. Tüm saflığıyla etrafı tarıyordu, kalbi ise her geçen saniye hızlanıyordu. Adamı bulması biirkaç saniyesini aldı ama gözleri kesişti.

Adam hayatında böyle bir şey hissetmemişti. Kızın gözleri parlıyordu adeta. Yavaşça karşısına geçti.

"Ateş abi seninle bir şey konuşmak istiyorum" dediğinde adam gözlerini kapattı. 'Abi' kelimesini hiç duymamış gibi yaptı ve sesinin mükemmelliğini hissetti.

Ama çok sinirliydi, 'Siktiğimin çocukları tek istediğim şeyi bile başaramadılar!'

Ateş kaşlarını çattı. "Ne konuşmak istiyorsun?"

Gergindi, kimsenin onu görmesini istemiyordu, kendisi bile bakmaya kıyamıyorken hem de.

Beste şaşırmıştı, "Şey ama burası gürültülü" dediğinde Ateş ayağa kalktı, kız da hemen kalktı.

Ateş kızın elini tuttu ve tenha olan bir yere götürdü. Hissettiği şey mükemmeldi. Kız odaya varır varmaz elini çekti.

"Ben şey- Ablam hakkında konuşmak istiyorum" dedi. Ateş gözlerini kızdan alamıyordu. Kendisine hakim olmaya çalışıyordu ama çok zordu.

Sadece birkaç kişi vardı, boş bir yere oturdular.

"Neden ayrıldınız gerçekten bilmiyorum ama kavga ettiniz herhalde. Lütfen kavga ne olursa olsun-" sözünü kesti.

"Buraya gelmemeni kimse söylemedi mi?" dedi Ateş sesindeki sinir Besteyi korkutuyordu.

"Ben- söylediler ama-" Ateş yerinden kalktı, "Bir yere gitme" dedi. Sözünün altında bir tehdit hissetmişti.

Ateş gittiğinde Beste biraz bekledi ama dayanamadı ve ayağa kalktı. Tenhaydı ama oradaki insanların bakışları korkutmuştu.

Açık olan odaya girdi ve etrafına baktı. Burası bayıldığında geldiği yerdi.

Tuvalete girmesi gerekiyordu ve geçen seferki kapalı olan kapının kolunu denedi ve açıldı. Odaya girdiği anda yaşadığı şaşkınlık, korku tüm duygular birbirine girmişti.

Duvarda onun resimleri vardı, her türlü hemde... Uyurken, yerken, gülerken, ağlarken... Gözleri korkuyla odayı taradı ve yatağın üzerindeki tişörtünü gördü.

Buradan kaçması gerekiyordu arkasına dönmesi ile birlikte bir şeye çarpıp yere düştü. Genç adam ona sinirli bir şekilde bakıyordu, kaşlarını çatmıştı ve çenesi kasılmıştı.

İkisi de birbirine bakıyordu ama Beste ayağa kalktı.

"Ben-" ne diyeceğini bilemiyordu. Karşısındaki onu aylardır takip eden adamdı, her şeyini bilen, her şeyiyle korkutan...

Adam hiçbir şey demedi. Kız oradan hızlıca ayrıldı, adam ise gözlerini kapattı ve sadece gülümsedi.

"Vakit geldi"

*

Oradan kaçıyordum, bu ülkeden kaçardım belki. Yaşadığım korku ile ne yapacağım hakkında bir fikrim yoktu.

"BESTE!" diye arkamdan bağırdı. İrkildim, hareket dahi edemiyordum. Bana dokundu ve yüzümü ona çevirdi.

"Beste'm" dedi sadece.

"Benden uzak dur... lütfen!" dedim ağlamaklı sesimle. Dudaklarındaki acı gülümseme içimi burktu. Ama ondan korktuğum fikrini değiştirmiyordu.

"Senden uzak durmak mı? Denemedim mi zannediyorsun?" dedi sert bir sesle.

Gözlerinde acı vardı, bunu görebiliyordum. İlk defa duygu duvarlarını indirmişti.

"Aşığım sana! Sana deli gibi aşığım" dedi bağırarak. "Seni her yerde görüyorum, kafamdan atamadığım tek şey sensin"

Duyduklarım gerçek değildi, kafamı iki yana salladım, "İstemiyorum seni!" dedim ve birkaç adım geriledim.

Duygu duvarı tekrar oluştu, en son gördüğüm şey kırgınlıktı. Soğuk ifadesi geri dönmüştü.

Arkama bakmadan boş sokakta koşmaya başladım, nereye gittiğim hakkında bir fikrim yoktu.

"Benden kaçamazsın!" dedi eğlenen sesiyle. Sesi boş sokakta yankılanırken koşmamı durdurdum ve hızlı bir şekilde nefes almaya çalıştım. Nefesimi düzenlediğimde doğruldum.

Sokak ışıkları hafifçe titriyordu. Gölgesi de yavaşça yaklaşıyordu. Gözlerimi kapadım.Ellerimi de arkama koyup duvara yapıştım.

"Seni bulduğumda bir daha benden kaçamayacaksın!" durdu, şimdi tam önümdeydi. Gözlerimi hafifçe açtım.

Karşı caddeden bana bakıyordu. Lambanın altındaydı, ışık titriyordu. Yüzündeki yara izi daha korkutucu geldi.

Bacaklarını iki yana açmış, ellerini ceplerine koymuştu. Bana uzunca bir süre baktı, gözlerini kısmıştı.

"Kendini yorma, hangi deliğe saklanırsan saklan seni bulurum" bacaklarım kendiliğinden hareket etmeye başladı.

Koştum, yorulmuştum ama yine de koştum. Dar bir sokağa girdim, önüme bakmasaydım duvara çarpacaktım.

"Lanet-" diye mırıldandım. Sokak bomboştu. Duvara yapıştım, beni bulmaması için dua ediyordum. Ayak seslerini duyabiliyordum, buraya doğru geliyordu. Sokağın sonunu göremiyordum ama hızla oraya yürüdüm.

Çıkmaz sokaktı.

Arkamı dönecekken elleri belimi buldu. Vücudum kaskatı kesildi, sıcak nefesi kulağıma değiyordu.

Yavaşça fısıldadı,

"Ne kadar uğraşırsan uğraş, benden kaçamazsın! Gölgeden kaçamazsın"

Benden Kaçamazsın!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin