Özür dilerim! İki haftadır yayımlayamadım, sınavlar başladı :(( Ama bu hafta bitiyor :))
Umarım çok fazla küfür yememişimdir :/ Sizleri seviyorum.
İyi okumalar
İki saattir okuduğum kitaptan kafamı kaldırdım ve bomboş bir şekilde duvara bakmaya başladım. Bay Darcy'nin aşkı mükemmeldi. Ne kadar soğuk olsa da diğerlerine karşı, Elizabeth'e olan sevgisi beni gülümsetmişti.
Kitabı koltuğun kenarına bırakıp ayağa kalktım. Boynumu hafif esnettikten sonra saçlarımı açtım. Sıkı bir şekilde toplamak canımı acıtmıştı.
Ateş birkaç saatliğine yine gitmişti, bana başka bir telefon vermişti. Samsung'tu, en sevdiğim.
Bu birkaç saat içerisinde üniversite olayını ayarlayabilirdim fakat Rüzgar ile yüz yüze gelmek istemiyordum, benim yüzümden bu kadar acı çekmişti ve ben de ona gidip üniversite için bir toplanma düzenliyoruz diyemezdim.
Ama tabi ki de onu çağıracaktım, saçmalamayalım.
Düşündüm ve aklıma tek bir kişi geldi, Arzu.
Yüzümü hafifçe buruşturdum, onunla konuşmak istemiyordum. Onun için de Sinan ile konuşabilirdim.
Bu fikre gülümsedim.
Telefonumu tam masadan almışken beni dinlediğini hatırladım. Gözlerimi devirdim, sürpriz yapmakta ne kadar zordu!
Sinan'ın telefonu da ben de yoktu aslında. Kaşlarımı çattım, ne yapabilirdim ki?
*
"Kafayı sıyırmışsın" dedi Gürkan bana kaşlarını çatarak.
"Ya lütfen!" dedim yalvararak. "Sadece Sinan ile konuşacağım o kadar, valla! İstersen senin yanında konuşacağım"
Gürkan omuz silkti, "Beni ilgilendirmez de Ateş abinin bu 'sürprize' karşı vereceği tepkiyi hiç merak etmiyorum ve görmekte istemiyorum"
Kollarımı belime koydum. "Bu sürprizi öğrenmeden önce sana söylerim, gidersin Çeşmeye" dediğimde sırıttı.
"Anlaştık" dedi gülerek ve telefonunu bana uzattı.
Sinan'ın telefonunu buldum ve hızlıca çevirdim. Uzun bir çalıştan sonra açtı. "Ne?" dedi uykulu bir sesle.
"Ayy uyuyor muydun?" dedim ve duvardaki saate baktım. Öğlen ikiydi.
"Evet" dedi.
"Çüş! Bu saate kadar uyunur mu?" dediğimde birkaç saniye durdu. Soruma cevap vermedi. "Gürkan'ın telefonu ne alaka Beste?"
Kaşlarımı çattım, "Ben olduğumu nereden anladın?" dedim. Gürkan'a baktığımda nutellayı kaşıkla yiyordu. Bu sorduğum soruya karşılık kaşığını yaladı ve bana göz kırptı.
"Anlaşılıyor merak etme" Onu uyandırdığım için kendimi kötü hissediyordum.
"Şey... Ben sonra arayım istersen? Sen uyumaya devam et" dediğimde derin bir nefes aldığını duydum. "Zaten uyandırdın, bir daha uyuyamam. Ne istiyorsun?" dediğinde ona sürprizimi anlattım.
"Sen kafayı yemişsin" dedi ve yüzüme kapattı. Ağzım açık kaldı ve telefonu kulağımdan çekip gerçekten kapatıp kapatmadığına baktım.
"Yüzüme kapattı, pislik" dedim ve sinirle onu tekrar aradım.
Açtı.
"Ya sen yüzüme nasıl kapatırsın, pislik? Adam akıllı senden bir şey istedim, gelmiş bir de yüzüme kapatıyor!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benden Kaçamazsın!
Novela Juvenil"Benden uzak dur... lütfen!" dedim ağlamaklı sesimle. Dudaklarındaki acı gülümsemem içimi burktu. Ama ondan korktuğum fikrini değiştirmiyordu. "Senden uzak durmak mı? Denemedim mi zannediyorsun?" dedi sert bir sesle. Gözlerinde acı vardı, bunu göre...