MULTİ: Rüzgar
Dükkanı kapattım ve anahtarı cebime attım. Telefonum çaldı. Kim olduğuna baktım.
ABLAM
Arıyor...
Uzun bir süre baktım, telefon sustu. Sessize aldım. Cebimin arka kısmına yerleştirdim.
Hiç kimseyi takmadan yürüdüm, sessize almama rağmen beni aradıklarını biliyordum. Cevap vermedim, biraz kafamı dağıtmaya ihtiyacım vardı.
İskeleye doğru yürüdüm, uzundu. Bu iyiydi.
Her attığım adımda sakinleşiyordum ve rahatlıyordum. Biraz düşünmek için sessiz bir yer istiyordum o kadar.
Saate baktım.Altı buçuktu. Tontiş amca yedi de kapat demişti, yarım saat dolaşıp gelecektim o kadar.
Sonra durdum, içim kötü olmuştu. Telefonu aldım.
5 arama Ablam
7 arama Abim
Telefonda bir anda 'abim' yazdı. Korkarak açtım.
"Efendim?" dedim. Sesim ince geliyordu.
"NEREDESİN LAN SEN?" diye kükredi. Yüzümü buruşturup telefonu biraz uzaklaştırdım, sesi duyan herkes bana baktı.
Utangaç bir şekilde sesi kıstım.
"Ben avm deki kitapçı da çalışmaya başladım" dedim, hayatımda ilk defa bu kadar cesurdum.
"Gel sen bi buraya ben seni çalıştıracağım" dedi abim. Hışırtı duydum ve ablamın sesini duydum.
"Beste?" dedi.
"Abla, ben gerçekten özür dilerim. Sadece bir saat, bir saat sonra eve geleceğim. Ben biraz iskelede yürümek istiyorum"
Kendimi azarlarına hazırladım ama onun yerine yumuşak sesiyle cevap verdi.
"Tamam ama sadece bir saat, sonra eve gel. Konuşmamız gerek" dedi. Tamam dedim ve kapattım.
Cebime koydum ve serin havayı içime çekerek yürüdüm. İçim biraz olsa da rahatlamıştı. İskeleye hızlı adımlarla yürüdüm.
İskeleye vardım. Pek görmek istediğim manzara yoktu.
Bizim okuldan bir grup oturmuş bira içiyordu. Ateşin cızırtıları sessizliği yarıyordı. En kötüsü de bizim sınıftan olmalarıydı.
'Boşver istediklerini yapsınlar' dediğinde evet dedim. Ama gördüğüm yüzle biraz moralim bozuldu.
Furkan birayı kafasına dikiyordu ve kahkaha atıyordu, biraz ürkütücüydü. Yanındaki arkadaşı onu durdurdu. Furkan sertçe kolunu çekti ve kafasına dikti.
Bakışlarımı onlardan çektim ve denizin yakınına gidip oturdum. Deniz kokusu muhteşemdi ama biraz da dışkı kokuyordu.
Gözlerimi kapatıp kokuyu içime çektim.
Dalgalar vahşice karaya vuruyordu, hafifçe beni ıslatıyordu. İstemsizce dudaklarımda gülümseme oluşmuştu. Bu duygu mükemmeldi.
Dalgaları izledim, düşüncelerimi benden uzaklaştırdı. Evet biliyorum, düşünmek için gelmiştim ama bu anı mahvedemezdim.
Gözlerimi kapattım. Sesleri duymak istiyordum sadece. O sırada yanımda bir hışırtı duydum. Yavaşça başımı oraya çevirdim.
Benim yaşlarımda bir kızdı, sol kolunu bankın arkasına atmıştı. Kahverengi saçları düz bir şekilde omuzlarına iniyordu, buz gibi mavi gözleri vardı. Etrafa bakıyordu. Şaşkınca ona baktım ama garip kaçar diye başımı çevirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benden Kaçamazsın!
Teen Fiction"Benden uzak dur... lütfen!" dedim ağlamaklı sesimle. Dudaklarındaki acı gülümsemem içimi burktu. Ama ondan korktuğum fikrini değiştirmiyordu. "Senden uzak durmak mı? Denemedim mi zannediyorsun?" dedi sert bir sesle. Gözlerinde acı vardı, bunu göre...