Uyuyakaldığımı yeni fark ediyordum, gözlerimi aşağıdan gelen sesle açtım.
Boynumu tuttum ve yavaşça yataktan kalktım, gözlerim yeni kalktığım için zar zor açılmıştı. Odanın kapısını hafifçe açtım.
Aşağıdan gelen vurma sesleriyle merakım arttı. Ne oluyordu aşağıda?
Hızlı bir şekilde koridoru geçtim ve aşağı indim. Salonda ses olmadığını duyunca bu sefer bodruma indim.
Vurma sesleri artarken bir tane odanın kapısı hafif açıktı. Vurma sesleri gittikçe artarken kapıyı sessizce açtım.
Kum torbası her vuruşta daha yükseğe çıkarken Ateş kendini tutamıyormuş gibi her geçen saniye daha hızlı vuruyordu.
Altında sadece şort vardı, sırt kaslarında gördüğüm dövme beni ürküttü.
Sol omzundan sağ beline kadar yılan ile resmedilmişti. Yılanın başı gözükmüyordu, ama arkasında yılanın vücudunun yanında bazı şekiller vardı. Onları inceleyemeden Ateş kum torbasını tuttu ve bana döndü.
Saçları terden dolayı ıslaktı, vücudu ise bildiğiniz parlıyordu. Yutkundum ve bakışlarımı başka tarafa çevirdim.
"Uyandırdım mı?" diye sordu, sesindeki şefkatli sese alışıyordum galiba.
"Hayır, sadece aşağıdan ses geliyordu. Ona bakmaya geldim" dedim bakışlarım hala duvarda iken.
Duvarda amma güzelmiş, üstündeki yırtıkta bayağı güzel hava katıyordu.
Yandan bir bakış attım, ellerindeki boks eldivenini çıkarıyordu. "Şey... Nasılsın?" dedim. Salak gibi davranıyordum biliyorum ama sır saklayabilecek bir insan değildim.
Eldiveni çıkartmadan durdu ve bana baktı, bakışları ile beni süzerken ne diyeceğimi bilemedim.
"Yardım edeyim mi?" dedim, gözleri kısılırken yanına gittim ve elini aldım, eldiveni çıkarırken aklımdan tek geçen şey Rüzgar ı öğrenmemiş olmasıydı.
"Galiba olmadı" dedim kendi kendime, eldiveni çıkartmak yerine daha fazla bağlamıştım sanki.
Gülüşü kulaklarıma dolarken başımı kaldırdım.
Başını eğdi ve bana gülümsedi. İstemsizce bende gülümsedim, eldiveni kendisi çıkarırken bakışlarım hareketlerindeydi.
Sağ elindekini de çıkardıktan sonra bakışlarım istemsizce vücuduna gitti.
"Demek yılanın başı buradaymış" dedim ve göğsünü gösterdim. Adamın her yeri dövme idi. Çok sevmezdim ama güzel durmuştu bu adamda.
'Beyinsiz' dedi iç sesim.
Bakışlarını göğsüne indirdi ve bana baktı. Üst dudağını yukarı kıvırdı.
Yavaş bir şekilde eli yanağıma gitti, yumuşak bir şekilde okşarken başımı yere eğdim. İç çekti.
"Beste'm" dedi, sesimi dua eder gibi söylemişti.
"Benden bir şey saklamıyorsun değil mi?" dediğinde bakışlarımı gözlerine çevirdim. Sözlerinde o kadar ciddiydi ki yutkundum.
"Hayır" dedim. Rüzgarın canını gözünü kırpmadan yakardı. Başka insanların canına bir şey gelmesini istemiyordum, benimkine gelsin.
"Emin misin güzelim?" dedi ve alnını alnıma yasladı. Geri kaçmaya çalıştım ama eli ensemi tuttu.
"Ev-et?" dedim titrek bir şekilde.
Bakışlarını gözlerime çıkardı, sonra dudaklarıma bakmaya başladı. Düşündüğüm şeyi yapmayacaktı değil mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benden Kaçamazsın!
Teen Fiction"Benden uzak dur... lütfen!" dedim ağlamaklı sesimle. Dudaklarındaki acı gülümsemem içimi burktu. Ama ondan korktuğum fikrini değiştirmiyordu. "Senden uzak durmak mı? Denemedim mi zannediyorsun?" dedi sert bir sesle. Gözlerinde acı vardı, bunu göre...