'Ben hamileyim'
Emre buz kesti, gözlerini sonuna kadar açtı ve elindeki buzu indirdi. Yağmur'a bomboş bakarken sözcükler ağzında yuvarlandı.
"Hamide misin?"
Yağmur şaşkın olan oğlana güldü. Komik bir an değildi, sadece sinirleri bozulmuş ve birisi ona dokunsa ağlayacak duruma gelecekti.
"Hamile" dedi Yağmur yutkunarak. Ne yapacağını bilmiyordu, onu terk eder miydi?
Emre gözlerini kapattı. Derin bir nefes aldı. Ayağa kalktı. Yağmur gözlerini kapattı, gözleri dolmuştu. Onu bırakıp gidecekti, değil mi?
Ona sarılan kolları hissettiği zaman ağlamaya başlamıştı.
Emre kızın başını öptü. "Ağlama, sakın" dedi huzurlu bir sesle. İçinde fırtınalar kopsa bile kızın ağlamasını istemiyordu.
"Üzgünüm" dedi ve ağlamasını durdurmaya çalıştı fakat başarılı olamadı.
"Bunun için özür dilemene gerek yok" dedi ve iyice sarıldı.
Yağmur huzuru hissetti, ağlamasını durdurdu ve başını çocuğun göğsüne koydu. Uzun bir sessizlik oldu aralarında.
"Ne olursa olsun, o bebeğe bakarız biz. Bizim hayatımız olacak" dedi iyi yanından düşünmeye çalışarak Emre.
Yağmur yutkundu ve ondan ayrıldı. Yanakları kızarmıştı.
"Be-ben aldırmak istiyorum"
Emre gözlerini kıstı. "Aldırmak mı?"
Yağmur bakışlarını kaçırdı. "Başka çaremiz yok! Daha yeni on sekiz yaşımdayım, hayatımı yaşamak istiyorum. Bebeğimizin olmasını tabi ki isterim ama- erken" dedi. Sesi titremişti, çocuğun böyle bir tepki vereceğini hiç düşünmememişti bile.
"Aldırmayacağız" dedi Emre sert bir sesle. "Bizim suçumuz olan bir şeyi neden bebek çeksin?" dediğinde Yağmur kaşlarını çattı.
"Bebek mutlu olur mu zannediyorsun? Abim bizi gebertir! Bunu biliyorsun değil mi?" dediğinde Emre yutkunmak zorunda kaldı.
"Abin beni öldürecek ne de olsa. Bırak, en azından bu cezayı çektiğim şeyin keyfini çıkarayım" dedi ve kızın karnına dokundu.
Yağmur'un gözleri tekrar dolmuştu. Göz altları silinmekten tahriş olmuştu, yeni gelen göz yaşları o bölgeyi yakmıştı.
"Emre- üzgünüm" dedi ve ayağa kalktı. Emre kızın ince bileğinden tuttu.
Yağmur bakışlarını ona çevirdi.
"Yalvarırım Yağmur" dedi Emre, "Bensiz ona bir şey yapma" dedi ve derin bir nefes aldı. Kızı kendine çekti.
Kızın karnına minik bir öpücük kondurdu.
"Ona bir şey yapma"
Beste'den
"Ateş!" diye çığlık attım korkuyla. Kapıdan içeri girdi, tişörtü kan içindeydi. Korkuyla yanına yaklaştım.
"Neren acıyor?" dedim ve vücudunu süzdüm. O ise tek kaşını kaldırıp ceketini yere attı. "Benim değil, Emre'nin kanı" dediğinde ona olan endişem anında gitmişti.
"Çocuğun canını yakma demiştim ama!" dediğimde bana kısa bir bakış attı.
Kendisini koltuğa attı, elini saçlarını götürüp karıştırdı. "Öyle bir şey dediğini hatırlamıyorum" dedi ifadesiz bir sesle.
Bozulmuş bir şekilde yanına gidip oturdum. Yüzünü inceledim. "Neyse sana bir şey olmamış" dedim ve yüzünü iyice inceledim.
Dudaklarını yukarı kıvırdı, gözlerini kapatıp başını ovmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benden Kaçamazsın!
Teen Fiction"Benden uzak dur... lütfen!" dedim ağlamaklı sesimle. Dudaklarındaki acı gülümsemem içimi burktu. Ama ondan korktuğum fikrini değiştirmiyordu. "Senden uzak durmak mı? Denemedim mi zannediyorsun?" dedi sert bir sesle. Gözlerinde acı vardı, bunu göre...