Bölüm 51

168K 7.2K 4K
                                    


Telefonu tuşlarken bir anda durdum. Kaşlarım çatılırken beynimde çarklar döndüğüne emindim. Ateş kesinlikle bu telefonu dinletiyordu, özellikle o söylediklerimden sonra belki de pür dikkat kesilmişti.

Telefonumu tamamen kapattım. Ateş'e kızgındım, insanların akrabalarını düşünmeden onlara zarar vermesi sinirlerimi bozmuş ve üzmüştü. Kendi dışında kimseyi düşünmüyordu, bencil!

Telefonumu arka cebime soktum, zil çalmış ve bahçedeki herkes sınıflarına gitmişti. Ben de yavaşça okuluma girdim ve kantine gittim.

Kimse yoktu, sadece gülüşen çalışsanlar vardı.

Yanlarına gülümseyerek gittim. "Merhaba, rahatsız ediyorum. Benim telefonumun şarjı bitti. Birisini aramam gerek, olur mu?"

Genç kadın bana telefonunu verirken ona teşekkür ettim. Hızla telefonu tuşlarken heyecan beni germişti.

Ne de olsa biraz konuşup dertleşmek beni rahatlatabilirdi.

Kulağıma götürdüm, birkaç saniye sonra açıldı.

"He gülüm? Seni tanıyor muyum?"

"Ben Beste" dediğimde sessizlik oldu, uzun bir sessizlik hemde. Kaşlarımı çattım, bir şey mi oldu diye soracakken konuşmaya devam etti.

"Bizi ne zaman hatırlayacaktınız Sürüngen Prensesi?" dedi Can alıngan bir sesle. Üzgün bir şekilde iç çektim, "Haklısın Can, sadece buluşup konuşmak istiyordum. Tabi istemiyorsan-" dememe kalmadan sözümü kesti.

"*** Pastanesine gel, sen ısmarlıyorsun valla" dedi ve yüzüme kapattı. Bu haline gülümsedim ve telefonu geri uzattım.

Kantinden çıkarken tek düşündüğüm okuldan nasıl çıkacağımdı. Güvenlikçi izin kağıdı olmadan asla izin vermezdi fakat öğrenciler okulun duvarlarına tırmanıp kaçabiliyorlardı.

Derin bir iç çektim ve etrafı gözledim.

Güvenlikçi, kulübesindeydi. Sırtı bana dönük televizyona bakıyordu.

Sessizce geçmeye çalışsam çok saçma olurdu. Yanaklarımı şişirdim, izin kağıdı almak istemiyordum çünkü her şey Ateş'e bildiriliyordu bu okulda.

Çantamı iyice kavrayıp normak bir şekilde okul bankına oturdum ve okul duvarını ölçerek nasıl tırmanacağımı düşündüm.

Bir 20 dakika sonra başarısızlığım için kendimi tebrik ettim, bu kadarı da pes! Pratik zekamı çalıştırmaya çalışıyordum fakat hiçbir şey aklıma gelmiyordu.

'Belki korkundan dolayıdır' dedi iç sesim.

Buna yutkundum, haklıydı. Korkuyordum aslında, ama ona çok sinirliydim. Hala daha! Buket'in tek akrabasıydı çünkü abisi.

Derin bir nefes alıp aklımdakilerin hepsini çıkarmaya çalıştım. Ne olabilir diye düşünürken gözlerimi açtım.

Güvenlikçi okulun içine doğru giriyordu, girmesi ile birlikte hızla kalktım ve çantamı asarak koşmaya başladım.

Okuldan kaçtığıma inanamıyordum! Üniversite sınavında kesinlikle sıçmıştım.

Okuldan çıktığımda rahat bir nefes aldım, söylediği pastane okula çok yakındı aslında. Buraları pek bilmezdim fakat şansıma sabah dışarı bakarken bahsettiği pastaneyi görmüştüm.

Okuldan uzaklaştığımda içime bir sıkıntı doldu. Dersleri astığıma inanamıyordum, bir de o kaçırdığım konuları deftere geçirecektim!

Benden Kaçamazsın!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin