Bölüm 48

167K 7.4K 3.1K
                                    


Kuzey'in bana hızlı adımlarla yürüdüğünü grdüğümde içim korku ile kaplandı. Ne yapacaktım şimdi? Bedenim sanki felç geçirmişti, hareket edemiyordum.

Beynimi biraz zorladım ve Ateş'in derste ne dediğini hatırlamaya çalıştım.

'İlk ders olduğu için sana sadece savunmayı öğreteceğim, diğer derslerimde karşındakine saldırabileceksin' dedi. Maviş gözleri bir ciddiye bürünmüştü, kızgın hoca edasıyla bana emir verdi.

'Eğer kişi sana soğru geliyorsa ilk yapman gereken kaçmak. Kalabalığa karış ve yok ol ve güvenli bir yere ulaştığında direkt beni ara!'

Bahçe öğlen tenefüssü olmasından dolayı doluydu, yutkundum ve koşar adımlarla kalabalık yer olan çim sahaya koştum.

Okuldaki 10-A ve 10-C nin futbol maçı vardı. Taraftarlar yerlerini almış tezahürat yapıyorlardı.

'10 AAAAAAAAAA' diye bir sınıf bağırırken diğer sınıf onları bastırırcasına bir isim söylüyordu. 'HAKAN COŞKUN HADİ COŞKUN!'

İçime rahatlama dolarken telefonumu cebimden çıkardım. Arkama baktım, sadece birkaç öğenci vardı. Onlarda kendi aralarında gülüşüyordu.

Telefondan tam Ateş'i ararken bir anda telefonum elimden çekildi. Kim olduğuna bakarken Fizik Hocası bana kötü bir bakış attı.

"Size kaç defa söyleyeceğim? Telefon yok! Eğer telefon getirecekseniz de bizim gözümüze sokmayın!" dedi sert bir sesle.

Endişeyle hocaya baktım, "Hocam hemen bir arama yapmam lazım. Söz, ondan sonra telefonumu alabilirsiniz"

Hoca başını iki yana salladı. "Velin gelene kadar bu telefon bende kalıyor"

"Hocam, ciddiyim. Yapmayın. Olayın büyüklüğünü bil-" dememe kalmadan kolumdan sertçe tutuldum. Yutkunarak kolumu tutan kişiye baktım.

Kuzey, hocaya nazik bir şekilde gülümsedi. "Üzgünüm hocam, kız kardeşim hep böyle yapıyor. Biliyorsunuz, hem yeni okul falan. Biraz stresli. Onu almaya geldim o yüzden"

Hoca Kuzey'i süzdü.

"Hocam ben onu tanımıyorum" dedim hemen. Kuzey bana kısa bir bakış fırlattı. "Bu sabah ettiğimiz kavgadan dolayı biraz bana dargın"

Hoca da Kuzey'e inanmamıştı, bakışlarını bana çevirdi. Kafamı iki yana salladım sessizce. Kuzey fark etmeden kaş göz hareketi yaptım.

"Kimliğini göster" dediğinde içime bir rahatlama doldu. Derste kendimi tanıtırken bir abim ve bir ablam olduğunu söylemiştim fakat abimin adının 'Yağız' olduğunu söylemiştim elbette.

Kimliğini çıkardı, "Yağız Görgün" dediğinde içime yumru oturdu. Kimliğe baktığımda abimin adına yazılmış bir kimlik olduğunu fark ettim.

"Yalan söylüyor, abimin adını kullanmış" dediğimde hoca güldü. "Kızım abin ile kavgan büyük ama kardeşler arasında kavga olmaz"

Sonra başını sallayıp telefonu Kuzey'e teslim etti. "İyi, ben Müdür'e haber veririm" dediğinde Kuzey gülümsedi.

"Gerek yok, ben haber verdim. İzin kağıdını da güvenliğe vereceğim" dediğinde kalbimin bu kadar hızlı attığını hissetmemiştim.

Ateş'in dediği ikinci şey geldi.

'Eğer seni yakaladıysa yapman gereken erkekliğine olabildiğince sert vurmak. Ama eğer kız ise saçlarından tutup olabildiğince aşağı çek'

Benden Kaçamazsın!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin