Oha 100K olmuşuz :)) Umarım beğeniyorsunuzdur :))
İyi okumalar :))
O andaki hislerim karmaşıktı, korkuyordum lanet olsun!
O sırada Buket in telefonu tekrardan çalmaya başladı, Buket tereddütle arayana baktı, bakışlarını bana çevirdi.
Gözleri büyümüştü, ablam arıyordu.
Rüzgar Buket in telefonunu aldı ve hızlıca birkaç işlem yaptı. Geriye verdiğinde bakışlarını benden çekmemişti.
"Sakın!" dedi gözlerimin içine bakarak. Yutkundum.
Bakışlarını dudaklarıma indirmişti, birkaç saniye orada oyalanadı ama hemen kendisini toparladı. Rüzgarın hışımla sınıftan çıkmasıyla gözlerim doldu, lanet olası her şeye ağlıyordum artık. Buket bana korkmuş bir şekilde bakıyordu.
Sınıf ise bir şeyler fısıldıyordu.
'Ateş mi? Yılanın başı mı?'
'Saçmalama o kızla birlikte olur mu sence?'
'Kuzeni mi?'
Dediklerinin hiçbirini duymamış gibi yaparak yerime oturdum ve Buket ten özür diledim.
"Ailevi bir mesele" dedim sadece. O ise susmuştu, birkaç dakika hiçbir şey demedi sonra ise bana döndü,
"Ateş Yılan mı?" dedi. Gözlerimi kaldıramadım. "Lütfen, kimseye söyleme.İnsanlar tepeme binecek! Sadece derslerime odaklı olmak istiyorum" dediğimde ellerimi tuttu,
"Sakin ol, bana sonra da anlatabilirsin ama bil ki şuan ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Ateş'in-" fısıldamaya başladı,
"Ünü pekte iyi değil. Adam öldürdüğünü söylüyorlar" dediğinde başımı iki yana salladım.
"O kadar kötü birisi olamaz" dedim ama aklıma Furkan ve ona silah çekişi geliyordu. Blöf mü yapıyordu yoksa gerçekten vuracak mıydı?
Önüme döndüm, o sırada Yağmur koşarak sınıfa girdi ve yanıma geldi.
"Lütfen ablanı aramadığını söyle" dediğinde bakışlarımı masaya diktim.
"Konuşmak istemiyorum" dedim ama içime bir korku yerleşmişti bile. Ateş'e söyler miydi? Bana bir şey yapar mıydı?
Derin bir nefes aldım, her şey yoluna girecekti. Bu durumda ne düşünmem gerektiğini bilmiyordum ama her şey yoluna girecekti.
*
Yemekhane sırasında Yağmur yanımdan ayrılmadı.
Kaşlarımı havaya kaldırdım ve 'Menü' diye yazılan tahtaya baktım. Tavuk ve makarna vardı. Gülümsedim.
Sıra bize geldiğinde her şeyimizi almış yer arıyorduk. Buket'in yanı boştu.
"Buket'in yanına oturalım" dediğimde Yağmur omuz silkti ve beni takip etti. Bukat'in karşısına geçtim, Yağmur da yanıma.
Pınar dudaklarını büzsede Buket'in yanına oturdu.
Buket Pınar'a gözlerini devirdi ve çorbasını içmeye devam etti. "Ee okulu gezdiriyor musunuz?" dedim. Kafamı uzaklaştırmam gerekiyordu.
"Ben gezdirebilirim, güzel yerler var" dedi Buket.
O sırada Pınar'ın yanı, onun arkadaşlarıyla dolmuştu. Yağmur onlarla sohbet edip kahkaha atıyordu.
"Evet gezdirmeni çok isterim" dedim bende.
O sırada gözüm Rüzgarlara takıldı.
Sude, Deniz ve Burçak onların yanına oturmuştu ve gülüşüp duruyorlardı. Yağmur da benim gibi kaşlarını çatmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benden Kaçamazsın!
Teen Fiction"Benden uzak dur... lütfen!" dedim ağlamaklı sesimle. Dudaklarındaki acı gülümsemem içimi burktu. Ama ondan korktuğum fikrini değiştirmiyordu. "Senden uzak durmak mı? Denemedim mi zannediyorsun?" dedi sert bir sesle. Gözlerinde acı vardı, bunu göre...