Multi:BesteNe demekti şimdi bu? 'Senin için?'
"Sanki salağım! Ablası için yaptığını anlamadım" dedim ve kollarımı göğsümde kavuşturdum. Gözlerim kapatıp sakinleşmeye çalıştım.
Öyle bir şey yapsa bile Ateş buna kanıp gider miydi? Bunu düşündüm. Gerçekten uzun bir süre düşünmüşüm ki kafama top geldi.
"Oha!" dedim ve arkamı döndüm. Başım acımaya başlamıştı.
Voleybol oynayan birkaç kişi bana bakıyordu. "Üzgünüz, bilerek atmadık" dedi bir kız. Onun arkasındaki kız kıkırdadı.
Sakin olmaya çalışarak yanımdaki topu eğilip aldım. Bilerek attıklarını bu kadar göstermeselerdi keşke.
Şeytan diyordu ki at şu topu futbol sahasına.
Onun yerine gülümsedim. "Önemli değil" dedim ve topu onlara attım.
Atma becerim olmadığını size söylemiş miydim? Top futbol sahasına gitti. Gülmemek için yanağımın içini ısırdım. Şeytanın dediği nasıl olmuştu ben de bilmiyorum. Amacım bile bu değildi.
"Pardon, topu bile atamıyorum" dedim ve sırıtarak Buket'in yanına gittim.
Onların yerinde olsam arkamdan küfür ederdim. Onların ise ne dediğini duymadan hızla Buket'in yanına vardım.
Buket, aynı benim gibi, kenarda oturmuş etrafa bakıyordu. Bana bakınca güldü ve yer açtı. Yanına çömelip oturdum.
"Arkandan sövdüler herhalde" dedi Buket. Omuz silktim, "Neyse, çok önemli değil"
Bakışlarımı etrafa çevirdiğimde Sinan'ı gördüm, basketbol oynuyordu.
O anki dejavuyu hissettim, hemen kendime gelmeye çalışırken Buket bu halimi fark etmişti. "Sinan ile konuştuğunu gördüm" dediğinde sinirim tekrar gelmişti.
"Nereden tanıyorsun?" diye sordum sinirlerime hakim olmaya çalışarak.
Bana baktı, sonra bakışlarını tekrar futbol sahasına çevirdi.
"Herkes tanır, o da Rüzgar gibi. Pek kimseyle konuşmaz" dediğinde başımı salladım. "Konuşmasın zaten, sinir sadece" dedim. Bu halime kıkırdadı.
"Sinir mi? Ne yaptı da sinirlendin?" diye sordu Buket. Derin bir nefes alıp ona doğru döndüm.
"Üff, boşver. Onu düşünmek istemiyorum bile" dedim. Buket başını anlar gibi salladı.
"Abin nasıl?" diye sordum bir anda, bu soruyu sormam mantıklı mıydı bilmiyordum. Söylediğim anda pişman olmuştum zaten.
Buket istifini dahi bozmadı, "Daha iyi" dedi sadece. Başımı salladım, kendimden utandım o anda. Salak!
"Konuşmaya başladı, bu iyiye işaret" dedi ve konuşmayı kapattı. Ben de bakışlarımı futbol sahasına çevirdim.
İnsanlar heyecanla oynuyordu. Verdiği tepkileri izledim. Sevinçleri, çığlıkları, küfürleri...
Bakışlarım birkaç saniyeliğine basketbol sahasına kaydı. Aklıma Furkan geldi.
Ah Furkan...
Umarım Belçika'da mutlusundur, seni bu duruma soktuğum için özür diliyorum. Ama, şöyle düşünürsem Belçika'da daha fazla şansın var, değil mi?
Basketbolda ünlü bile olabilirsin.
Buna gülümsedim.
Bakışlarım basketbol oynayan insanlara kaymıştı, birisinin bakışlarını üstümde hissettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benden Kaçamazsın!
Teen Fiction"Benden uzak dur... lütfen!" dedim ağlamaklı sesimle. Dudaklarındaki acı gülümsemem içimi burktu. Ama ondan korktuğum fikrini değiştirmiyordu. "Senden uzak durmak mı? Denemedim mi zannediyorsun?" dedi sert bir sesle. Gözlerinde acı vardı, bunu göre...