Bölüm 47

192K 7.1K 3.2K
                                    

"Tekrar!" dedi sert bir sesle. Yorulduğumu göremiyordu, nefes nefese kalmıştım. Saçlarım terden alnıma yapışmıştı, at kuyruğum bozulmuş ve eminim ki yere düşmekten her yerim morarıktı.

"Ateş... Lütfen! Biraz dinleneyim" dedim sesim titrerken. Gözlerini kıstı ve beni süzdü. "Beni yenene kadar hiçbi yere gitmiyoruz"

İki saattir 'antreman' yapıyorduk, bana bazı hareketleri öğreteceğini söylemişti. Ve şimdi de diyordu ki 'beni yen'

"Ama cidden yoruldum" dedim yerdeyken, canımı acıtmadan hep beni yere deviriyordu. Sıkılmıştım artık.

Onu süzdüm, üstünde bol bir tişört ile eşofman altı vardı. O, benim aksime, terlememişti bile. Sadece sinirliydi. Bu ders boyunca hep sinirliydi.

Hiçbir şey anlamadığım için de olabilirdi.

"Beni yeneceksin Beste! Başka yolu yok, gidemezsin" dedi aynı sert ses tonuyla. Hafifçe kaşlarımı çattım, bu ders boyunca gergindi ve ben korkmaya başlıyordum.

"İki saattir çalışıyoruz zaten, bir on dakika ara vermemiz gerek. Okul bile on dakika teneffüs veriyor bize" dediğimde kollarını göğsünde kavuşturdu ve sert bir hoca edasıyla bana bakmaya devam etti.

"Kalk" dedi.

Oflayarak ayağa kalktım. Abartması artık beni bıktırıyordu."Hadi, tekrar. Dersin başındaki hareketi hatırla" dedi, bana doğru koşmaya başladı.

Çığlık attım.

İri bir adamın üstünüze doğru geldiğinizi görürseniz bence siz de çığlık atarsınız. Ondan kaçmaya çalışırken kolumdan tuttu ve beni yere devirdi.

Tabi bu sefer dengemi kaybettim, tam yüzüstü düşecekken Ateş kendisini feda etti. Sert bir şekilde göğsüne çarparken ikimizde yerdeydik.

"Bir yerin acıdı mı?" dedi kaşları çattıkken. Beni süzdü, bir yerimin acımadığını fark ettiğinde belimi sardı.

"Asıl senin canın acıdı mı? Ay, betona düştün! Kafanı vurdun mu?" dedim ve kafasına bakmaya başladım. Tok bir ses çıkmadığı için sadece vücudunun çarptığını fark ettim.

"Hem saldırıyorsun hem de canım yanmasın diye betona kafa atıyorsun... Ben seni çözemiyorum" dedim üstünden kalkmaya çalışırken.

Belimi bırakmadı, "Böyle iyiydik"

Ona kısa bir bakış attım, "Ben gitmek isteyince 'bono yon', senin keyfin gelince 'Boylo oyoydok'"

Sırtım bir anda betonla buluştu. "Dilin fazla uzamış senin" dedi dudaklarıma bakarken. Masmavi gözleri parlıyordu.

Dudaklarımı birbirine bastırdım ve başımı iki yana salladım. "Hıhı" dedim dudaklarımı hareket ettirmeden.

Dudaklarımdan bakışlarını çekti, gözlerini kıstı. Bir anda üstümden kalktı ve elini uzattı. "Tekrar!" dedi aynı sert ses tonuna dönerek.

Elini tuttum, beni tek bir hareketle kaldırdı. Dengmei kurduğum zaman üstümü düzelttim.

"Bana vurabildiğin en sert şekilde vurmanı istiyorum" dedi Ateş ve bileklerimden tuttu, "Ellerini yumruk yap, hadi güzelim"

"Ama ben sana vurmak istemiyorum" dedim ve omuz silktim. "Ya canını acıtırsam?"

Bakışlarını gözlerime çevirdi, uzun bir süre bana baktı. Ne düşündüğünü anlamak zordu. Elimi tuttu ve yumruk haline getirdi.

"Acıtmanı istiyorum"

Hayır anlamında başımı salladım. "Üzgünüm vuramam, sonra 'kolun uzamış' dersin bana" dediğimde sırıtmaya başladı.

Benden Kaçamazsın!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin