Bölüm 21 - Mahru

17.2K 868 25
                                    


"Ne zamandan beri bu okuldasın? Seni hiç görmemiştim liseden sonra..." İçimde kalacağına dışarı atayım, deyip merak ettiğim soruları art arda sormaya başladıktan kısa süre sonra Gamze aramıştı. Dersten çıktığını ve yanıma geldiğini söylemek için. El mecbur kafede olduğumu söylemiştim, şimdi olmadı başka zaman illaki karşılaşacak. O yüzden o geldiğinde tek yapmam gereken aralarında oturup konuşmalarını yatıştırmaya yardım etmekti...

"Bu yıl buraya kaydımı aldırmıştım bende. Özeldeydim önceden, devlet okuluna geçmeye çalışıyordum bu yıla kısmetmiş!" deyip yalandan gülmesi hoşuma gitmemişti. "Sen ne zamandan beridir bu okuldasın? Bilseydim önceden daha çok zorlardım bu okula gelebilmeyi." Tabii ya!

"En başından beri bu okulda okuyorum ben zaten Hande. Hatta biz demeliyim, Gamze'de bu okulda."

"Hangi Gamze?" Kaşlarını çatıp hatırlamadığını belli etmek istercesine ciddi sormuştu sorusunu. Hatırlamıyor olması garipti! "Mahru!" Sesin geldiği yöne çevirdiğim bakışlarımdan anlaşılmasını umuyordum, çaresizliğimin... Seslenen Gamze'ydi ve tahminen kafenin girişinde olduğu için yanımda oturan kişiyi görmüyordu. Görseydi böyle mutlu kalamazdı...

"Gamze'm! Gel..."

"Aaa! Gamze! Nasılsın?" Hande gayet rahat bir şekilde tokalaşmak için elini uzattıktan sonra halini hatrını bile sormuştu Gamze'ye. Gamze, suratındaki gülümsemeyi genişletip eline karşılık verdi ve büyük bir sevinçle kucaklaştı. Gözlerim gördüklerine inanmayıp büyük bir şaşkınlıkla olanları izlerken, kulaklarımda duyduklarının etkisinden çıkamıyordu! Bunlar lisede kanlı bıçaklıydı, ne ara böyle arkadaş oldular?

"Hande ya! Ne iyi etmişsin bu okula gelmekle. Ne kadar sevindim anlatamam! Üç yıl oldu değil mi?" Gamze gelmeden önce Hande ile karşılıklı oturuyorduk, Gamze gelince aramızdaki sandalyeye oturmuştu ve Hande'nin elini tutarak samimiyetlerini koruması gözümden kaçabilecek bir detay değildi. "Üç buçuk denebilir... ne de olsa yarım dönem kaldı okulun bitmesine!"

"Değil mi? Ay keşke daha erken gelebilseydin! Nasıl özlemişim seni, zar zor anlaşabilmeyi başarmıştık sonunda(!)" deyip sözleriyle bir imada bulunduktan sonra Hande'nin elini bırakıp bana döndü ve kaşlarını çatıp "Söyleseydin dersten çıkardım ben de!" dedikten sonra benden bir tepki beklediğini anlamıştım. Şaşkınlığımdan ancak çıkabildiğimde ellerimi masaya yerleştirdim ve suratımdaki şaşkınlığı kovup yerine abes kalmayacak bir tebessüm eklemeyi denedim.

"Bende bilmiyordum Gamze, karşılaştık ya sonuçta. Hem... o değilde ben size bir şey soracağım?" deyip ağzımdaki tükürüğü yuttum. Boğazımda ki kuruluk hissi canımı acıtıyordu. "Siz ne ara bu hale geldiniz? Ben sizi en son kanlı bıçaklı biliyordum da..." Ufak bir pot kırmış olmanın utancıyla kızarmış olabilirim ancak Yusuf'un yanında ki gibi domates rengine ulaşamadığımdan eminim.

"Oha Mahru! Senin haberin yok mu?" diye benim en başında vermem gereken tepkiyi şimdi bana gösteren Hande'ye mi şaşırsam yoksa Gamze'nin bana hiçbir şeyden bahsetmeyişine mi şaşırsam, bilemedim! Ortada kalmış bir vaziyette bir Gamze'ye bir de Hande'ye bakıp duruyordum. "Gamze, açıklamayacak mısın?"

"Aslında haklısın şaşırmakta çünkü ben sana bahsedenlerden okul bitti ve mevzu kapandı. Mezuniyet gününde ben gidip helallik almak istedim, sen gelememiştin ama bunun senin gelmemenle alakası yok yanlış anlama." Ellerimi masanın üzerinde birleştirdim ve yavaştan yumruk yapmaya başladım. Yanlış anlamamaya çalışıyordum... hoş, işe yaramıyordu ya!

"İşte helallik almaya gittim. Malum onca sene yüzümüzü gördükçe patırtı gürültü çıkarıyorduk. Allah'ın karşısına bu vaziyette çıkmak içime sinmiyordu..." Bir anda Gamze'nin sözünü bölerek kendisi konunun devamını getirmeye başlayınca bir şey deyipte anlatımlarını bozmak istemedim ve devam etmesine izin verdim. "... Sonra aramızda ki hususu hallettik ve o gün birlikte birkaç saat geçirince aslında ne kadar iyi arkadaş olabileceğimizi farkettik ama nafile... dört yılın sonunda pişman olmak pek işe yaramıyor sonuçta!" deyip söylediklerine kendi kendine gülmeye başlamıştı. Az önce yan masadaki kızları kınıyordum ama aynılarından şu anda benim masamda da vardı.

MAHRU Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin