Destiny'nin görüşünden;
''Merhaba efendim,'' dedi Tessa. Telefonu kulağıma sabitlerken, gevreğimi kaseme boşalttım. Sabahın 9'uydu ve kulübün geçici görevlisi beni aramıştı.
''Merhaba Tess. Ve...kaç kez sana 'efendim' demeyi yasakladım ben?''
Kıkırdadığını duydum. ''Üzgünüm ama bırakamıyorum efen-''
Rahatsız olduğumu belirtmek için öksürdüm.
''Neyse, ne için aramıştın?'' dedim hemen. Genellikle özel müşteriler olduğunda beni arayıp, bilgilendirirdi. Öyleyse...kötüydü çünkü bugün kendimi hiç iyi hissetmiyordum.
''Size iyi bir haber vereceğim, efendim. Artık kulübünüz kurtuldu.''
Ha? Anlayamamıştım. Cevap vermediğimi anlayınca devam etti.
''Şey... Fire With Me'ye bir ortak çıktı. Şimdiden büyük bir para yatırımı yaptı ve kulüpte çalışmalar başladı.''
''Kim?'' diyebildim sadece.
''Elimde henüz somut bir şey yok. Açıkçası kimse bilmiyor. Gizli bir ortak.'' Dedi.
Nasıl yani? Benim kulübüme biri mi ortak olmuştu? Hemen para yatırımı yaptığına göre oldukça zengin ve kim olduğu bilinmeyen biri. İşte bu garipti.
''Bu akşam bir parti düzenleniyor. Size haber vermem istendi.''
''P-peki.'' Dedim ve telefonu kapattım. Ne yapacağımı kestiremez halde kendimi köşeye attım. Kahvaltı umurumda değildi. Bu...ortak kimin nesiydi ve neden batmak üzere olan bir kulübe ortak olmuştu? Paraya en çok ihtiyacım olduğu bu zaman dilimine denk gelmesi ayrı bir konu, neden benim kulübüme – batmak üzere olan kulübüme- ortak olmuştu? Kafamda soru işaretleri oluşurken ve zaman hızla akıp giderken, sıkıntıyla parmaklarımı saçlarımdan geçirdim.
Bu arada, akşamki sürpriz partiye katılıp-katılmayacağım tartışılır bir diğer konuydu.
***
Zayn'in görüşünden;
''Siktir.'' Diye tısladım dişlerimin arasından. Kahvemi ellerimin arasından düşürünce refleks olarak eğildim ve ıslak zeminden boş bardağı alıp, çöp kutusuna fırlattım. Bingo!
''Güzel atıştı.'' Dedi bir ses.
Arkamı döndüm. ''Destiny?''
Bana bakmadı bile. Sadece iki kafeterya görevlisinden iki kahve istedi ve parasını ödedi. Elindeki kahve bardaklarının tekini bana uzatırken gülümsedim ama şaşırmadan da edemedim. Bu kız benden nefret etmiyor muydu? Bu da neyin nesiydi şimdi?
Oturduğu masaya oturdum.
''Ne o, yoksa teklifimi kabul etmeye mi karar verdin, Destiny?'' dedim, tavır takınarak.
Güldü. Güzel bir gülüşü vardı. ''Bir kahve ısmarlamayı buna mı yorumladın hemen? Vay canına!'' dedi sonra.
Kahveyi masaya bıraktım. ''Kararın değişmeyecek, değil mi Destiny?''
Kafasını iki yana salladı. Elbette değişmeyecek seni inatçı.
''Neden o sınıfa geldin? Kimya ile alakan yok...'' dedi kahvesinden bir yudum aldıktan sonra.
Ah.
''Sana bir şey söylemek zorunda değilim?''
Önüne gelen bir tutam saçı kulağının arkasına ittirdi ve hafifçe bir kahkaha attı. ''Pekâlâ, tamam.'' Dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Follower // z.m
FanfictionZayn Malik, Tong Lisesi'nin popüler iki erkek grubunun birinin lideri. Tom Boower ise onun en yakın arkadaşlarından biri olup, günün birinde ondan bir şey ister. Hoşlandığı kızı 'takip' etmesini! · Klasik bir 'kötü çocuk' hikayesi değildir.