Final · 2/3 ·

5.7K 281 130
                                    

Sia - Big Girls Cry ile okumanızı tavsiye ederim. (Multimedia)

***

Kyla'nın görüşünden,

Kabanımın düğmelerini iyice kontrol ettikten sonra eldivenlerimi giydim. Kasvetli şehrin soğuk rüzgarları fena çarpıyordu ve balo gecesine hasta olarak katılmak istediğim en son şeydi.

Keşler gibi bir görüntü verdiğimi emindim ama umrumda değildi, aylardır balo gecesi için hayaller kurmuştum ve şimdi elimin tersiyle hayallerimi çöpe atamazdım.

Neyse ki mesajda ki adrese varabilmem yarım saatimi almıştı. Taksiden inip biraz yürüdüm. Elimde ki minik kağıtta yazan kafenin adını, kafamı kaldırdığımda tam karşımda yuvarlak tabelanın üstünde gördüm

Dark Paradise.

Yüzümü atkımın içine gömüp caddeden karşıya geçtim. Kafenin kapısını iteklediğimde garip bir melodi yükseldi. Yumuşak bir ses falan değildi, kulak tırmalayıcı ve korkutucu bir sesti. Karanlık Cennet isminde ki bir kafeden ne bekleyebilirdiniz ki?

Gözlerimle içeriye taradığımda saniyeler sonra onu gördüm. Adımlarımı hızlandırıp masaya yaklaştım.

"Biraz daha abartamadın mı acaba?" dedi ve bana gözlerini devirdi.

Sandalyemi çektim, atkımı ve eldivenlerimi çıkarıp masaya koydum. Dışarısı ne kadar soğuksa içerisi bir o kadar sıcaktı.

"Berbat görünüyorsun." dedim, nihayet oturabildiğimde. Gerçekten berbattı. Gözlerinin altında şişlikler vardı ve mavi-yeşil irislerinin çevresinde kırmızı damarlar belirginleşmişti.

Yorgun, uykusuz ve dahası...

Bir-iki günde insan bu kadar çökmüş olabilir miydi? Bu kadar bitik bir halde?

"İyi misin?" dedim uzanıp ellerini avuçlarıma alıp. Ne olursa olsun o benim en yakınımdı.

Kurumuş dudakları gerildi. "İyi olmadığımı biliyorsun. Neden bunu soruyorsun?"

Kırılgan ses tonuyla diken diken hissettim. "Haklısın, üzgünüm."

"Bir şey yer misin?"

Kafamı iki yana salladım. Aç değilim. Evden ayrılmadan önce Andrea ile atıştırmıştık.

"Destiny..." gözlerimi gözlerinden ayırmadım. "Nasıl hissediyorsun?"

Omuz silkti. Tanrım, onu böyle görmekten nefret ediyordum.

"Öğrendi mi? Evden ayrıldığımı biliyor mu?" dedi, kapüşonunu indirirken. Birbirine girmiş saçlarını eliyle düzeltti.

"Evet. Beni aradı. Onu biraz suçlamış olabilirim, bilmiyorum. Çok kızgındım o an ve sinirimi ondan çıkardım sanırım. Zaten sonra Andrea onunla konuşmak için ayrıldı."

Kafasını yana çevirdi ama birkaç dakika sonra tekrar bana döndüğünde gözleri dolu doluydu. Kalbimin üzerine bir ağırlık çöktü.

"Yapamıyorum, Kyla." gözyaşlarını durduramadı. Yavaşça ve teker teker döküldü yanaklarına. "Nefret etmek istiyorum. Vazgeçmek istiyorum ama yapamıyorum."

"Bana o kadar çok hakim olmuş ki. Yokluğunda delirecekmiş gibi hissediyorum. Kendini bana o kadar çok alıştırmış ki. Bu...çok güçlü bir şey. Dokunamıyorsun, müdahale etmeye hakkın yok. Bir şey söyleyemiyorsun, dilin mühürlenmiş gibi adeta," hıçkırarak devam etti. "...o kadar kuvvetli ki, beni güçsüz kılıyor. Bitecekmişim gibi, sanki bitecekmiş gibi. Ama bitmiyor,"

Follower // z.mHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin