44. Bölüm: ''Gerçekler.''

4.4K 251 48
                                    

Finalden önceki son bölüm!

*Kontrol etmeden atıyorum bu yüzden yazım hatalarım varsa affola.

***
Destiny'nin görüşünden,

Berbattı. Kyla ile film izleme fikri gerçekten ber-bat-tı! Ortaya neden böyle bir fikir attığımı bile bilmiyordum.

"Onu kıskandırmaya bayılıyorum! Tanrım, kıskanması kadar seksi bir şey yok,"

Ah kim, Kyla ve Andrea'nın ilişkisinin ayrıntılarını dinlemek ister ki?

Ne? En yakın arkadaşı olmam, onun iğrenç gece öpücüklerini veya korkak Andy'nin fantezilerini bilmek istediğim anlamına gelmezdi. Bu tamamen bana yapılan bir eziyetti.

"Sadece iki saat. İki saat önce onun kollarında çırıl çıplakken-"

Tamda bundan bahsediyordum. "Yeter." Gözlerimi yuvalarından çıkarmak ister gibi zorladım.

Kyla beni umursamadı ve devam etti. "Beni baştan çıkaran dokunuşları-"

"Yeter dedim sana!" Elimdeki mısır kutusunu üstüne fırlattıktan sonra kollarımı göğsümde birleştirdim. Pis bir şekilde sırıtarak, "Sen beni kıskanıyor musun?" Dedi.

Kafamı hiddetle iki yana salladım. "Ah, kapa çeneni."

"Hah!" Kulakları sağır edecek kahkahası odamda yankılandığında laptobu sinirle kapattım. Zaten film izlemiyorduk. Tanrım, çok konuşuyordu ve filmin en önemli yerlerini lanet çenesi yüzünden kaçırmıştım.

Tamam, tepkimin fazla olması Channing Tatum'un sahnelerini izleyemememden kaynaklanıyor olabilirdi.

"Siktir, sen cidden kıskanıyorsun!"

Kıskandığım falan yoktu! Tanrı aşkına onun ultra-düzenli ve ultra-sorunsuz ilişkisini falan kıskanmıyordum! Ellerimin altında ne varsa sırasıyla fırlattım ve en sonunda pes eden o oldu. "Sana çeneni kapamanı söylemiştim!"

Bir şey söylemek için dudakları aralandı ama masanın üzerinde titreyen telefonum buna engel oldu. Ben Kyla'ya bakarken, Kyla hem bana hem masanın üzerinde titreyen telefonuma baktı. "Arayan kişinin Zayn olduğuna yirmi papeline bahse girerim."

Kafasına bir fiske indirdikten sonra masaya uzanıp telefonumu aldım. Bir taraftan belirsiz bir heyecan sarmıştı bedenimi bir taraftan ise sırf Kyla izliyor diye ifadesiz kalmaya çabalıyordum. Ekranda ki numarayı görünce hafifçe kıkırdadım. "Yirmi papelimi hazırla derim ahbap çünkü arayan o değil."

Kyla neşesini kaybetmedi ama hafifçe somurttu. "O halde kim?"

Bilmiyorum, der gibi omuz silktikten sonra ekranı kaydırıp aramayı yanıtladım.

"Merhaba?"

"Hey," bir erkek sesiydi. Nazik birine benziyordu çünkü bunu dedikten sonra gülmesini işitmiştim. Bilmiyorum, bir sapık da olabilirdi veya sarhoş herifin teki.

"Muhtemelen şuan sarhoş biri olduğumu düşünüp telefonu yüzüme kapatmayı planlıyorsun ama sakın bunu yapma," karşıdaki kişi tekrar güldü.

"Aslında kim olduğunu söylemezsen tam olarak dediğini yapacağım ve telefonu kapatacağım?" Sesine benzetebileğim biri yoktu. Nate'in sesi biraz daha kalındı ve Xavier'ın da daha ince. Benimle dalga geçebilecek sersemler bunlardı. Aklım başka birilerine ihtimal dahi vermiyordu.

"Ah pekala, şey," biraz duraksadı. "Ben Thomas Boower. Yani Tom, şey Zayn'in arkadaşı."

Kyla bana anlamsız bakışlarını atarken bende ona karşılık verdim. Thomas? Ya da Tom?

Follower // z.mHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin