41. Bölüm: En...tahrik edici ceza.'' (II)

6.7K 246 67
                                    

Destiny'nin görüşünden,

Kafamın içi karmakarışıktı. Bir yanım cevapsız sorularla savaş verirken, diğer yanım tamamen boşluktan ibaretti. Sonu gelmeyen bir boşluk sizi nasıl hissettirirdi ki? Boşluk ya da siz ne derseniz o.

Ve şimdi, Zayn ile aynı anda, aynı arabadan inerken boşluğun derinliklerinde kayboluyormuşum gibi hissediyordum. Bahçede oturan, yürüyen, ne kadar insan varsa hepsi aniden irkilmiş gibi oldu ve kafalarını bize doğrulttular. Bakmayan varsa da başkaları tarafından dürtüldü ve uyarıldı.

Bu...saçmaydı. Yani, hadi ama! Ucuz ve basit lise filmlerini aratmayan bir sahneyi yaşadığıma inanamıyordum! Bunu kim isterdi ki! Lanet olasıca film sahnelerinden daha beterdi.

''İnsanlar neden Channing Tatum'u kucağımda taşıyormuşum gibi bakıyor?''

Tıpkı sevgili rolü yapmak zorunda kaldığımız o ana benziyordu. Yine aynı görüntü karşısında şaşkın kalan yüzler. Tamam, belki biraz daha farklı bir görüntü veriyorduk ama...

Zayn, siyah Porsche'sini kontrol ettikten sonra yanımda yürümeye başladığında eşsiz kahkahaları kulaklarıma doldu. ''Sen...ne?''

Omzuna baştan savma bir yumruk geçirdikten sonra yüzümü buruşturdum. Komik olan neydi?

''Üzerimizde ki bakışları tuhaf...Tıpkı Channing Tatum'u kucağımda taşımam kadar tuhaf hemde. Ya da,'' Muzır bakışlarımı Zayn'e çevirdim. ''Yanımda yürüyen popüler bok parçası değil de, Beyoncé'ymiş gibi!''

Aklıma gelen komik görüntüler beni kahkaha atmaya zorladı. Ah, hadi ama! Zayn'in kusursuz yüzünü, Beyoncé'nin vücuduna yerleştirdiğinizi bir düşünsenize! Tanrım! Ömrümün sonuna kadar kahkaha atabileceğim bir manzara olurdu. Ve ben izlemekten hiç sıkılmazdım.

''Espri anlayışının yerlerde süründüğünü söylememe gerek yok sanırım, Carter. Hatırlat da seni bir ara Douglas ile baş başa bırakayım.'' Siyah kaşları hafifçe çatılmıştı ama alaycı bakışlarını bir an olsun üzerimden ayırmamıştı. Douglas...Grubun şaklabanı olandı. Scott ağırbaşlı olanı ve Andrea da kendini beğenmiş olanı. Zayn ise...hepsinin birleşimi gibi bir şeydi. Evet, kesinlikle.

''Ayrıca Channing Tatum dediğin herifi bu okulda sikleyen tek bir kız bile olmaz, bebeğim. Çünkü ben buradayım.'' Bu çocuk özgüven patlaması mı yaşıyordu tanrı aşkına? Channing ve Zayn? Ah.

Üzerinden çeşitli pornografik yapıştırmaları, ruj izlerini ve sayısız telefon numaraları bulunan dolabın kapağını açarken, gayet rahat bir tavır sergiliyordu. Sanki koridorda ki her bir öğrenci dönüp bir kez daha bakmıyor, birbirinden bağımsız fısıldamaları duymuyor gibiydi. Eh, sanırım onun için bir ilk değildi ama benim için öyleydi.

''Eğer gerçekten rahatsız oluyorsan, onlara bakmamaları gerektiğini güzel bir dille söylerim,'' Tek kaşı kaldırdı. ''Ciddiyim.''

Ne demeliydim bilmiyordum. Rahatsız oluyordum. Gerçekten. Ama onun güzel bir dil ile uyarmasının altında ki anlamı bildiğimden kafamı iki yana salladım ve konuyu saçma sapan bir yöne çekmeyi başardım. Her zaman ki gibi.

Başımla dolabını işaret ederek, ''Vay canına, ne kadar çok...hayranın var.'' Dedim.

Sırıtmaya başladığında, egosunu okşadığımı fark edip lanet okudum.

''Bilirsin,'' dedi dolabının kapağını ardına kadar açarak. Dışında ki iğrenç şeylerin yarısı dolabın iç tarafında da vardı. Bedenim sinirden kıvranmaya başlayınca, bozuntuya vermemek için ayağımı zemine vurmaya başladım. Tanrı aşkına, bikinili bir adet Megan Fox şuan tam karşımda, bana sırıtıyordu! Bunun dolabında ne işi vardı?

Follower // z.mHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin