Destiny'nin görüşünden,
Hastanenin iğrenç kokusundan nefret ettiğimi bir kez daha anladım. Koridorları çaresiz ve bakıma muhtaç insanlarla doluyken, hastane kavramından ayrı bir nefret ediyordum. Bazılarına bakılmıyordu bile. Zaten karanlık bir şehrin hastanesinden ne beklenirdi ki.
Kız kardeşim için korkuyordum. Delicesine. Kaybetme korkusunu daha önce on iki defa yaşamıştım. On iki defa Lancaster'dayken bu tür bayılmalar yaşamıştı. Bir daha uyanmayacak diye o kadar çok korktuğum anlar oldu ki. Berbat bir duyguydu.
Şükürler olsun ki, yine beni bırakmamıştı. Maya uyanalı tamı tamına dört saat oluyordu ve bu hastane odasında işkence gibi geçen on sekiz saati saymazsak, daha iyi durumdaydım. En basitinden artık ağlamıyordum. Dört saattir gözümü dahi kırpmadan öylece yatağın yanında ki eski koltukta oturmuş ve onu izliyordum. Dışarıdan bakan biri deli sanabilirdi. Saçlarım dağılmıştı ve yüzüm kim bilir ne haldeydi.
Anneme ayrı bir oda tahsis edilmişti, böyle bir hastanenin diğer hastalar varken anneme ayrı bir oda vermesi her ne kadar garip ötesi gelse de öyleydi. Sakinleştirici almıştı ve o benden daha beter durumdaydı. Elinde ki İncil'i hiç bırakmamıştı. Ağlayarak dua etmişti tüm gece.
''Uyandığını biliyorsun Des, sende dinlen artık.'' Kapının açıldığını ve içeriye Nate'in girdiğini yeni fark etmiştim.
''Ben iyiyim.'' Kurumuş dudaklarım aralandığında, Maya'nın hafifçe yükselip inen göğsünü izliyordum. Onun nefes aldığını bile bilmek o kadar huzur vericiydi ki.
''Dışarıda bekleyen bir sürü insan var, en azından onlara bir görün. Muhtemelen yorulmuşlardır ve evlerine gitmek istiyorlardır.''
Bardan koşarcasına çıktığımda arkamdan kimlerin geldiğini önemsememiştim. Arkamdan bağırıp çağırmışlardı ama o an tek düşünebildiğim kız kardeşimdi. Önüme çıkan ilk taksiye binmiş ve hastaneye gelmiştim. Geldiğimde, bakım ünitesinden henüz çıkarılıyordu ve annem hemen yanı başında ağlayarak sedyeyle birlikte yürüyordu. Normal odaya alınırken bize söylenen tek şey, 'Uyanmasını bekleyeceğiz,'di. Zaten odaya girdiğim gibi bir daha da çıkmamıştım. Gece saat üçe geldiğinde Nate annemi alıp götürmüştü.
''Çıkmak istemiyorum, Nate. Ya bir şey olursa kardeşime?''
''Olmayacak, sarı. Maya uyandı. Şimdi biraz tembellik yapıp güzellik uykusunda ve senin dinlenmen gerekiyor. Dışarıda dünden beri bekleyen bir grup insan var ve onlarında dinlenmesi lazım. Haydi, gel ve onlara gidebileceklerini söyle.'' Haklı olabilirdi. Kimler vardı bilmiyordum ama daha fazla kalmalarına gerek yoktu. Beni kaldırmasına izin verdim. Odadan çıkmak üzereyken, ''İzin ver yüzümü yıkayayım.'' Dedim. Kafasını sallayarak odanın içinde ki lavaboya götürdü. Suyu avuç içlerime doldurduktan sonra yüzüme çarptım. Bir iki kez daha tekrarladıktan sonra aynaya bakmadan çıktım.
Görmeye gerek yoktu, acınası bir haldeydim.
Ve ilk defa odanın içindeki loş ışıktan kurtulup koridorun beyaz ışığına çıktım. Ben çıkınca birkaç kişi ayaklanmıştı. Kyla ve Xavier yanıma gelirken, ''İyiyim,'' diye mırıldandım. Kyla burnunu çekip bana sarıldığında ağladığını fark ettim. Andrea olayından sonra, hastane ortamı ona iyi gelmemişti.
Xavier, ''O iyi olacak ve tekrar twister oynayacağız.'' Dediğinde güldüm. Beni güldürdüğünü görünce o da sırıttı.
Jess'i burada gördüğüme şaşırmıştım ama muhtemelen Kyla haber verir vermez soluğu hastanede almıştı. Ona sarıldıktan sonra asansörün bulunduğu yere gözlerimi çevirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Follower // z.m
FanfictionZayn Malik, Tong Lisesi'nin popüler iki erkek grubunun birinin lideri. Tom Boower ise onun en yakın arkadaşlarından biri olup, günün birinde ondan bir şey ister. Hoşlandığı kızı 'takip' etmesini! · Klasik bir 'kötü çocuk' hikayesi değildir.