Destiny'nin görüşünden,
Repliklerimi yerinde söyleyebilmek için verdiğim çaba ile boğuşurken, Bayan Collins'in sesini duydum. ''Mola zamanı!''
Nihayet!
Hızlı adımlarla bulunduğum sahneden inerken, başrol olan çocuk yanıma geldi. ''Aklın sürekli başka yerde. Rolüne adapte olamıyorsun ve bu Bayan Collins'in canını sıkıyor.''
Drama sınıfı boşalırken olduğum yerde durup ona döndüm. ''Neden bahsediyorsun?''
İnce dudaklarını birbirine bastırdıktan sonra kollarını göğsünde birleştirdi. ''Başrolden alınacaksın, Destiny. Demek istediğim şey bu. Eğer son şansını da değerlendiremezsen, yerine balık etli Susan geçecek.''
Susan? Replikleri bir türlü ezberleyemeyip, yedek rolde kalan Susan? Benim yerime?
''Son şans derken?''
''Sanırım Bayan Collins okulun bir kısmına ufak bir gösteri yapmayı planlıyor. Bu da senin son şansın olduğu anlamına geliyor. Yine beceriksiz olursan, korkarım yerine Susan'ı getirecek.''
Gözlerimi sahneye çıkıp yüksek seste replik tekrarı yapan Susan'a çevirdim. Ve...gerçekten, Matt haklıydı. Tekrar ettiği replikler benim repliklerimdi. Yani Bayan Collins benim yerime alacağı oyuncuyu çoktan seçmişti. Ne güzel!
''Ve şey,'' Başrol olan Matt tekrar konuştuğunda dikkatimi ona verdim. ''Biraz çabalar mısın? En azından benim için? Uhm, biliyorsun gösterinin sonunda bir öpüşme sahnesi var ve bunu Susan'la yapmak istemiyorum.''
Gözlerimi devirdim ve omzuna çarptıktan sonra Bayan Collins'e ilerledim. Diğer eğitmenlerle konuşuyordu ve ona doğru geldiğimi görmüyordu. Tam arkasında durduktan sonra beni fark etmesi için sesli bir şekilde boğazımı temizledim. Çıkan gürültü onu rahatsız etmiş olacak ki hemen bana döndü. ''Evet, Carter?''
Bana Carter deme! Diye haykırmak istesem de yapmacık bir şekilde gülümsedim ve yüz ifademi sakin tutmayı başardım. ''Ben özür dilemek istiyorum. Kafam karışık ve drama dersine pek-''
''Kafan son iki haftadır karışık, Destiny. Ve biz iki haftada üç sahneye çalışabildik.''
''Farkındayım Bayan Collins ama-''
''Drama dersinde oldukça iyisin, Destiny. Bunu biliyorum. Ama baloya kadar hazırlamamız gereken bir gösteri var ve başrolümüz olan kişi kafa karışıklığından dolayı oyuna konsantre olamıyor. Ben bekledim, Destiny. Kafa karışıklığının gitmesini bekledim ama olmadı. İki hafta daha bekleyemem, kızım.'' Gözlerinin ardında ki sımsıcak bakışları anlamasam drama sınıfını hemen terk ederdim. Ne yazık ki haklıydı. Çok haklıydı.
Kafamı öne eğdiğimde Bayan Collins'in parmakları çenemi kavradı ve öne eğdiğim kafamı yeniden yukarıya kaldırdı. Gözlerini gözlerime sabitledi. ''Drama sınıfının en gözdesisin, Destiny. Bunu yapabilirsin. Sadece arkamda duran eğitmenlere değil, herkese başarılı olduğunu gösterebilirsin. Yaşadığın şeyleri biliyorum. Kız kardeşini ve bazı maddi sıkıntılarınızı...'' Gitgide kısılan sesinin yumuşaklığı beni sersemletmeye yetse de göz temasını kesmeden onu dinlemeye devam ettim. ''Unutma Destiny,'' Dudağının kenarında minik tebessüm belirdi. ''Bir şey için dik durmazsan, her şey için eğilirsin.''
***
Zayn'in görüşünden,
İki hafta. Aynı monotonlukta ilerleyen hayatımın iki haftası gelip geçmişti. İkinci sömestrin başlamasının üzerinden geçen iki haftada hiç anormal bir durumla karşılaşmamıştım. Birkaç saatliğine okula geliyor, birkaç sikik derse giriyor ve lanet eğitim kurumundan ayrılıyordum. Annemin saçma sorularından kaçış yolum ise St.Cloud'da ki evimde zıbarmak oluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Follower // z.m
FanfictionZayn Malik, Tong Lisesi'nin popüler iki erkek grubunun birinin lideri. Tom Boower ise onun en yakın arkadaşlarından biri olup, günün birinde ondan bir şey ister. Hoşlandığı kızı 'takip' etmesini! · Klasik bir 'kötü çocuk' hikayesi değildir.