27. Bölüm: ''Zayn vs. William''

5.8K 214 34
                                    

Destiny'nin görüşünden,

Dudaklarımdan çıkan keyifli melodi, dün oldukça huzurlu bir uyku çektiğimin göstergesiydi. Ya da dün gece, Zayn'in eskiye dönüşünün verdiği mutluluk. Bilemiyordum. Şimdiye kadar bana 'Carter' demesi hep sinirime dokunmuştu. Ama dün gece dediğinde... Sevinç sarmaşığı tarafından sarmalanmış gibi hissetmiştim. O kadar iyi gelmişti ki. Sanki bana öyle hitap etmesine çok ihtiyacım varmış gibi.

Sonunda her şey eskisine dönmüştü. Nate ve Xavier dün gece, Lancaster'a dönüş yapmışlardı. Kız kardeşim iyiydi ve çok yakında tedavisinin başlayacak olması, onu bir hayli mutlu ediyordu. Kulüpte ki gizemli olaylar dışında her şey iyiye gidiyordu.

Mutlu olmamam için sebep var mıydı ki? Eh, sanmıyorum.

Kahvaltı masasına şöyle bir göz attım. Eksik yoktu. Maya'nın en sevdiği sosisler kızartılmış, annemin az pişmiş yumurtası hazırdı. Gündelik kahvaltılar ve portakal suyu da tamamdı. Harika!

Islığıma ara vermeden mutfaktan çıktım ve Maya'nın odasına ilerledim. Küçük uykucumuzu uyandırmak güç olsa da, farklı uyandırma yöntemlerim vardı. Dilimle dudaklarımı ıslatıp ıslığımın daha gür çıkmasını sağladıktan sonra odasına girdim.

Onun beni uyandırması için kulak ile boyun aralığıma üflemesi yetiyordu. Uhm, o kısım benim zaafım olan kısımdı. Üflediği için ilk önce irkiliyor, sonra inliyordum. Ah, utanç verici bir özellik! Biliyorum.

Beni uyandırmak için bu yolu denemesi yetiyordu. Sonrasında uyanıyordum zaten.

Ama onu uyandırmanın üç yolu vardı.

İlk önce tatlı bir dille. ''Kahvaltı hazır, bebeğim. Hadi uyan.''

Yatağın karşısında durdum ve onun lafıma karşın mızmızlanmasını ardından da yastığı yüzüne siper almasını izledim.

Pekâlâ. Biraz kaba bir dille. ''Hemen yataktan kalk ve yüzünü yıka, Maya. Kahvaltı hazır.''

Yine o mızmız sesi duyunca dudak büktüm. Üçüncü ve son deneme...

Onun dilinde. ''Aman tanrım! Bu Gumball'ın yeni bölümü mü?''

Yastığı yüzünden çekmesi ile sarsak bir hareketle doğrulması bir oldu. Gözlerini ovuşturarak, ''Hani, nerede?'' dedi.

Sırıtarak onu yataktan indirdim. Cadıya bak sen, Gumball diyince dünyası duruyor!

''Yüzünü yıkarsan sana yeni bölümünü izletebilirim.'' Teklifim karşısında ellerini gözlerinden çekti ve bana baktı. ''Tamam.''

O lavaboya ilerlerken ben, bozulmuş yatağını düzeltmeye başladım. En az benim kadar rahatsız yatıyordu. İleride ki eşlerimize acımadan edemiyordum. Son olarak yastıkları düzeltirken, yanıma gelmişti. Yüzünü havluyla kurulamayı unutmamıştı. Küçükken hep kurulamayı unutur, ıslak bir suratla dolaşır dururdu. Elini tuttuktan sonra odadan çıkardım. Mutfağa ilerlerken, onun hayal kırıklığı ile dolup taştığını biliyordum. Çocukken annemde beni böyle kandırırdı. Kaptan Amerika yayını var deyip, uyandırır sonra bir bakmışım masada zorla reçelli ekmek yiyorum.

''Beni kandırdın,'' dedi ama uysal bir kızdı ve bana kırılmasına rağmen masada ki yerini aldı. Sosisleri görünce tuttuğu nefesini bıraktı. Bu haline kıkırdadım. ''Sanırım affedildim.''

Çatalına sosislerden birini alırken dudaklarını büzdü. ''Bir düşünmem lazım.''

Tatlı haline gülümseyip bardağına portakal suyu doldurmaya başladım. O sırada mutfağa giren annem, ''Günaydın meleklerim,'' deyip ilk benim sonra Maya'nın yanaklarına sulu öpücükler bıraktı. Bu haline artık alışmıştım ama Maya her seferinde yüzünü buruşturarak hoşnutsuzluğunu dile getiriyordu.

Follower // z.mHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin