Mutlu yıllar herkese! Finale yaklaştığımız için yine zaman atlaması yaptım arada. Kusura bakmayın. Yazım hatalarım varsa affola.
***
Zayn'in görüşünden,
Kapıyı açan hizmetliye kısa bir bakış attıktan sonra içeriye adımladım.
"Tom sizi odasında bekliyor, efendim."
Merdivenlere yönelirken adımlarım seriydi. Bir an önce söyleyip kurtulmak istediklerim vardı ve fazla düşünmek istemiyordum. Olsun ve bitsin, kanısındaki adımlarımı Tom'un odasına kadar sürdürdüm. Kapıyı tıklayıp içeri girdiğimde yardımcısı olan kızla, onu fazla samimi bir pozisyonda yakaladım.
Şey, gördüm işte.
"Uhm, bölmüyorum ya?"
İkisi bir anda -şaşkınlıkla- bana döndü. Heaven bakışlarını kaçırırken, Tom doğrudan bana bakıyordu. "Ah, hayır." Doğal bir şekilde gülümsedi. "Gelsene."
Onlara doğru yürürken, Heaven Tom'un ellerini bıraktı. "Sizi yalnız bırakayım," Eh, bir zahmet.
Kız odadan çıktığında kafamı Tom'a çevirdim.
"Nasılsın adamım?" Dedi benden önce davranarak. Bu haline güldüm.
"Pek bir değişiklik yok," dedim kendimi tekli beyaz koltuklardan birine bırakırken. Aslında vardı. Büyük bir değişiklik vardı hem de. "Sen nasılsın?"
Ellerini iki yana açtı. "Sanırım dünya üzerinde benden iyisi yok,"
Bunun az önce odadan uçarak çıkan gotik tipli kızla ilgisi var mı? diye sormak istedim. Yaptığım ise sadece bekleyip dudaklarımı birbirine bastırmak oldu.
"Ah, sana göstermek istediğim bir şey var."
Hareketlenmesine karşılık kaşlarımı çattım. "Nedir?"
"Ehm, aslında sana baloda sürpriz yapacaktım ama Heaven beklemememi söyledi ve en azından sana açıklamam gerektiğini söyledi,"
Tekrar hareket ettiğinde dudaklarında inilti yükseldi. Neden bahsettiğini bilmiyordum. Baloda bana ne sürprizi yapabilirdi ki?
"Bana birkaç saniye ver," dedi ve uzun bir soluk verdi. Ellerini tekerlekli sandalyesinin iki yanına yerleştirdiğinde halâ onu izliyordum.
Bu bilimsel bir deneyi izlemek gibiydi. Odak noktanız tamamen karşındakiniz olurdu ve ne yapmaya çalıştığını anlamak, sonucunu beklemek kadar sinir bozucuydu.
Siktir, hayatımda bilimsel-sikik-bir-deney falan izlememiştim ama şuanki durumum bundan farklı değildi.
Tom, bütün ağırlığını ellerine verip bedenini kaldırdığında, saniyeler içinde önümde ayağa kalkan bedeni irileşmiş gözlerle süzdüm.
Tom gülümsedi ve oldukça yavaş olan iki adımını bana doğru attı. Ah. Yürüyebiliyordu? Dostum yürüyebiliyordu!
"Bu harika, Thomas." dedim gülümseyerek. Ayağa kalktım ve sendelemeden önce onu tuttum, yeniden.
Onu tekrar yürürken görmek harika hissettirmişti. Tarifi yoktu. Öyle ki ona sarılmak istiyordum. Ama dengesini kaybedebilirdi bu yüzden boşverdim. Ah sanırım duygusal tarafım uykusundan uyanmıştı. Biraz daha yürüyebildiğini düşünürsem ağlayabilirdim. Ciddiyim. Annem de bunu hep söylerdi. Küçükken evimizin önüne gelen her sokak köpeğini doyurduğumda gelir ve kulağıma fısıldar gibi söylerdi. Çok saf bir kalbin var, Zaynie. Sen tam tersini istesende aslında tertemiz bir kalbin var küçük oğlum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Follower // z.m
FanfictionZayn Malik, Tong Lisesi'nin popüler iki erkek grubunun birinin lideri. Tom Boower ise onun en yakın arkadaşlarından biri olup, günün birinde ondan bir şey ister. Hoşlandığı kızı 'takip' etmesini! · Klasik bir 'kötü çocuk' hikayesi değildir.