Yeniden merhabaa! Finale adım adım artık. Hepinize iyi okumalar!
***
Destiny'nin görüşünden,Özlüyordum. Bu kez daha derinden özlüyordum. Hissedilebilir bir şekilde özlüyordum.
Şaşırtıcı olan şey ise bu kez neyi özlediğimi biliyordum. Bilinmemezlik denen bok çukurunda sadece özlediğimi hissedebiliyordum.
Eski, sessiz, sakin ve rutin hayatımı özlüyordum ben. İnsanların tuhaf bakışları olmadan yürümeyi özlüyordum. Hakkımda ki fısıldaşmalar yerine derslere konsantre olmayı, aslında...ben, eski ben'i özlüyordum. Lancaster'dayken ki kaygısız yaşamımı özlüyordum en çokta.
"Doğru mu duydum, Destiny?"
Drama sınıfının sorumlu öğretmeni, Bayan Collins, tıkanmış bir vaziyette karşımda duruyordu.
Üzgün olduğumu defalarca dile getirmiştim ama Bayan Collins irdelemeye ve durumu daha da zorlaştırmaya devam ediyordu.
"Evet, başrolü Susan'a vermenizi istiyorum."
Gözlerini kırpıştırarak beni izlemeye devam etti.
"İyi ama neden? Baloya üç hafta kalmışken ve her şeyi tamda yoluna koymuşken neden böyle bir karar aldın?"
Ne fark edecekti ki? Yani, gidipte bunun için Zayn'e hesap sorması imkansızdı.
O sıcak, terli ve insanın içinde arsız hisler uyandıran öpüşmenin üstünden iki hafta geçmişti. Her geçen gün çevremdekilerin bakışları daha rahatsız edici hale geliyordu ama bu yalnız olduğumda farkına vardığım bir gerçekti. Zayn benimle birlikteyken ise çevredeki bakışlar normale dönüyordu. Hiçbir şey olmamış gibi davranıyorlardı çünkü Zayn'in gözüne batmak istemiyorlardı. Kim konuşarak canına susamak isterdi ki?
Hem ortada olan bir şey de yoktu.
Bekle, var mıydı?
"Çünkü, ben...böyle istiyorum." İstiyor muydum? Emin değildim sadece Zayn beni sert bir dille uyarmıştı ve ben rol arkadaşım Matt için böyle bir karar almıştım.
"Emin misin, Destiny?" Daha fazla kalmak ve düşünmek istemiyordum. Bu yüzden aceleyle cevapladım. "Evet, efendim."
Başrolü paylaştığım Matt, bana öldürecekmiş gibi bakıyordu. Sanırım onu Susan'la öpüşmek zorunda bıraktığımdandı. Umrumda değildi. Onu Zayn'in yumruklarından koruduğum için bana şükürde bulunması gerekirken böyle davranması komikti.
"Umarım verdiğin karardan pişman olmazsın, tatlım."
Zayn kapının arkasında beliriverdiğinde omuzlarımı dikleştirdim. Gitme vaktim gelmişti, anlaşılan. Kafasıyla bana işaret verdiğinde, "Pişman olmayacağım, efendim. Şimdi izninizle." Diyip, Bayan Collins'e gülümsedim ve o da bana karşılık verdi.
Tam birkaç adım atıp, Bayan Collins'i geçmiştim ki, yeni sorusuyla yerime âdeta çakıldım.
"Erkek arkadaşının kıskançlığı yüzünden, değil mi?"
Yavaşça ona dönerken, Bayan Collins minik bir tebessümle beni karşıladı.
"E-erkek arkadaşım mı?"
Bayan Collins'in kaşları yavaşça havalandı. "Uhm, sen ve Malik. Birliktesiniz, değil mi?"
Ah, hayır. Koridorlardaki öğrencilerden sonra bir de siz mi? Siktir.
Şaşkınlığımı üzerimden atmaya çalışırken Bayan Collins tedirginlikle devam etti. "Yanlış bir şey söylediysem affet, Destiny ama okulun son günlerde tek dedikodu malzemesi, sen ve Malik. Ben... bu yüzden-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Follower // z.m
FanfictionZayn Malik, Tong Lisesi'nin popüler iki erkek grubunun birinin lideri. Tom Boower ise onun en yakın arkadaşlarından biri olup, günün birinde ondan bir şey ister. Hoşlandığı kızı 'takip' etmesini! · Klasik bir 'kötü çocuk' hikayesi değildir.