Multimedia, Nick!
***
Destiny'nin görüşünden,
'Sakın, adamın sana dokunmasına izin verme.'
'Sakın dudaklarına dokunmasına izin verme.'
'Onlara en son ben dokundum ve bu öyle kalacak. Eğer o adam seni öperse ya da bir başkası... Seni tekrar öpmek zorunda kalırım, beni anladın mı?'
Bir türlü aklımdan kovamadığım cümleler beynimi savaş alanına çeviriyordu. Sanki beynimde milyonlarca insan vardı ve hepsi aynı anda konuşarak, beni delirtmeye çalışıyorlardı.
'Sakın dudaklarına dokunmasına izin verme.'
Ah. Tanrım.
''İşte avın geliyor.'' Dedi çam yarması. Ne? Hayır hayır. Yaşadıklarımın etkisinden çıkamamışken olmaz. Hayır! ''Hemen solunda. Hadi git ve yap şu işi.''
Beni kovarcasına kalabalığın içine iteklediğinde sinirle soludum. Buradan çıkabilirsem yapacağım ilk iş, çam yarmasının suratına sert bir yumruk geçirmek olacaktı. Bunu kesinlikle yapacaktım.
Soluma baktığımda aynı anda iki kişiyi gördüm. Bahsettikleri, çantayı taşıyan adamı ve onun üç-dört metre uzağında bir masada oturmuş, bizi izleyen Zayn'i. Söz verdiği gibi buradaydı. Yakınımda. Verdiği telefonu elimde sıkıca kavradıktan sonra derin bir nefes çekip adama doğru ilerledim.
Evet, beklenilen an gelip çatmıştı.
Adımlarımı seri ve kendimden emin atmaya özen gösteriyordum ki, Zayn'in içinde ki güvenirliği biraz olsun hak edeyim. Hah. Kendimden bir başkasını düşündüğüme inanamıyorum!
Adamın tek bulunduğu masaya geldim ve dikkatini çekebilmek için, ''Merhaba.'' Diye mırıldandım. Oldukça hızlı bir giriş olmuştu, ha?
Beni duymamış gibi önüne bakmaya devam etti. Belki de gerçekten duymamıştı. Daha sesli bir şekilde, ''Merhaba,'' dediğimde bana döndü ama bu o kadar kısa sürmüştü ki hiç bakmasa daha iyiydi diyebilirdim.
''Hey! Sana diyorum?''
''Seni duydum güzelim ama benden bir şey bekleme. İş üzerindeyken sürtük becermem patron tarafından yasaklandı.''
''Daha önce kaba olduğunu söyleyen oldu mu sana?'' Telefonu masanın üzerine bıraktım ve adamın karşısına geçtim. Bu işi halletmeliydim. Başka seçeneğim yoktu.
''Daha kötülerini de söylediler ama yatakta.'' Sırıttığında hem ondan hem kendimden iğrendim. Pekâlâ. Pisliğe bulaşmıştım bir kere. Ve konuyu dağıtmam gerekti. İşin kötü yanı, bunu nasıl yapabileceğim hakkında en ufak bir bilgim yoktu.
''İş üzerindeysen neden bu bara geldin? Biliyorsun ki bu bar-'' Konuşmama izin vermedi. Gözlerini kısarak konuşmayı devam ettiren kendisi oldu. ''Bar büyük çoğunluğun seks ihtiyacını gidermek için var ve bazen de alkol almak için. Evet, bunu senden daha iyi biliyorum güzelim inan bana.'' Çantayı kendine çektikten sonra gözlerini etrafta gezindirdi bir süre. ''Hem neden tek gecelik bir fahişeye işimi anlatayım ki?''
Adamı çözmüştüm bir kere. Bu artı bir puandı benim için. Duygusal yanını göstermekten çekinen erkek kesimindendi ve bu tür erkeklerle nasıl konuşulması gerektiğini az-çok biliyordum.
''Her türlü bahsine varım ki anlatmak için can atıyorsun. Seni engelleyen bir şeyler var, değil mi? Birileri?''
Kaşlarını çattı. ''Hayır.'' Bunu benden çok kendine söylüyor gibiydi ve bu doğru yolda ilerlediğimin kanıtıydı. ''Bunu da nereden çıkarttın şimdi?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Follower // z.m
FanfictionZayn Malik, Tong Lisesi'nin popüler iki erkek grubunun birinin lideri. Tom Boower ise onun en yakın arkadaşlarından biri olup, günün birinde ondan bir şey ister. Hoşlandığı kızı 'takip' etmesini! · Klasik bir 'kötü çocuk' hikayesi değildir.