40. Bölüm: ''Lütfen?''

4.1K 210 34
                                    

Zayn'in görüşünden,

Ona dokunmak, buz parçasına sarılmak gibiydi. Üşüyordun ama bırakmakta istemiyordun. Zaten karanlık ve soğuğa âşık birinden ne bekleyebilirsiniz ki?

Sabah olduğunu anlamam için göz kapaklarıma inen ve sarıdan turuncuya yelpazelenen güneş ışıkları yetmemişti. Benim için sabah, onun gittikçe düzenli hale giren nefes alışverişleri ve ritimle inip kalkan göğsü ile daha da iyi hale gelmişti.

Sırf karanlık diye geceleri daha çok seven bir adama sabahı sevdirebiliyorsanız, bu güzel bir şeydir. Güzelden de güzel.

Göz kapaklarımı yavaşça araladıktan sonra gözlerimi direkt olarak tek bir noktaya sabitledim. Bir kızla uyumak tuhaftı. Onunla sabahlamak kadar tuhaftı hemde. Pakistan'dayken onun benimle uyuduğunu biliyordum ama ben bir şekilde bilinçsizdim ve bir şey hissetmemiştim. Yani, benimle uyuduğundan habersizdim. Gözlerimi açtığımda yanımdaydı ve ben sebepsiz yere sinirlenmiştim. Hiçbir nedeni yokken.

Şimdi ise, ah- Hayatım boyunca yaptığım en iyi şeylerden birisiydi. Onunla uyumak.

Çıplak göğsümde birleşen elleri ilkte belli belirsiz nefesimi kesse de sonradan kendini alıştırmıştı. Ellerini indirdikten sonra onu sarsmamaya özen göstererek yataktan indim. Dünkü tişörtümü ve pantolonumu yerden alıp tekrar giydim ve son kez onun hala uyuduğundan emin olduktan sonra odadan çıktım.

Merdivenlerden inerken, son anda aklıma gelen bir şeyle geri döndüm ve Destiny'nin kaldığı odanın karşısında olan grafitti odamın kapısını iki kere kilitledim. Nasıl unutabilmiştim ki?

Yeniden merdivenlere yöneldiğimde kafamdan geçen tek şey doktoru arayıp, ona vücut ısısının korunduğunu söylemekti. Nitekim telefonumu bulduğumda arayıp, söylemiştim de.

Karnımda beliren rahatsız edici yanma hissine karşılık mutfağa gitmeye karar verdim. Kapının girişinde durmamı sağlayan, biraz ileride ki banyodan çıkan yarı çıplak Andrea ve bornozunu belinden bağlamaya çalışan Kyla idi.

Siktir.

Benim evimde, benim odalarımdan birinde geceyi ateşli geçirdiklerini düşündükçe midem daha fazla rahatsızlaştı. Bir de dün gece Andrea'nın söylediklerini düşündükçe... Siktir, Andrea.

Kafamı iki yana sallayıp mutfağa girdim ve hemen midemde ki yanmayı durduracak bir şeyler aramaya başladım.

Ne zaman dolaba girdiğinden habersiz olduğum mısır gevreğini kâseye boşaltıp, üzerine az miktarda süt ekledim. Süt sevmezdim.

''Birileri sonunda uyanabilmiş.''

Elinde market torbalarıyla mutfağa giren Scott'a sadece birkaç saniyeliğine baktım ve mısır gevreğime geri döndüm. ''Birilerinin sonunda nefreti dinmiş.''

Göz devirdiğini görmem gerekmiyordu, biliyordum. Gevreği hızlı hızlı mideme indirirken, ''Ah, kes şunu.'' Dedi. Torbaları tezgâhın üzerine bıraktıktan sonra yanıma geldi ve ellerini omuzlarıma dayadı.

''Neyi keseyim?'' dedim, onu görmezden gelerek.

''Bunu,'' dedi. ''Aptal gibi davranmayı hemen kes.''

Biten kâseyi biraz ileri ittirdikten sonra yerimde doğruldum. ''Aptal gibi davranan sensin, Scott.''

''Evet, farkındayım.'' Dedi hemen. ''İmkânsız olarak görülen şeyler hep imkânsızdır, Zayn. Ama bu kez öyle olmadı. Sadece...Ben bunu kabullenemedim ve salakça davrandım. Biliyorum. Üzgünüm.''

İmkânsız olarak görülen şeyler hep imkânsızdır, Zayn. Ama bu kez öyle olmadı.

İmkânsız derken neyi kastettiğini anlayınca ona döndüm. ''Benim bir suçum yok, biliyorsun değil mi?''

Follower // z.mHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin