Uyandığımda kendimi, hastanede yatıyor buldum. Nolmustu bana? Gözlerimi zorlayarak açtığımda karşımda Ayça ve Tunç'u buldum. Arda? "Arda nerde? " dedim kendimi zorlayarak. "Dışarıda. Formlar falan dolduruyor. " dedi Ayça. "Sen? Nasılsın ?" dedi Tunç. "Bu durumda nasıl olabilirim sence? " derken içeriye Arda girmişti. "Neden haber vermediniz bana? " dedi onlara bakarken. Sonunda yanıma geldi ve elimi tuttu. "Nasılsın? " dedi gülümseyerek. Bitanem gibi birsey ekleseydi iyi olabilirdi. Ama ben onun suan hiç birseyiydim. Ayça benim yerime "Bu durumda nasıl olabilir? " dedi. Arda "Daha iyi misin?" dedi. Meleğim de iyi olurdu. "Noldu bana?" dedim. Konusamiyordum. "Baygınlık geçirdin. Tansiyonun düştü. " dedi. O anda annemin gelmesiyle Arda'nın elinin benden çekmesi bir oldu. "Berfin?!" dedi bana bakarak. Yarı telaşlı yarı korkmus yarı da uzgundu. Yanıma geldi ve elleriyle yüzüme düşen bir parça saçımi geriye attı. "Iyi misin bitanem? " dedi. Hissediyordum. Korkuyordu. "Anne. Sıkma. Iyiyim. " dedim. Tunç "Ben gidip doktoru çağırayim. Uyaninca haber verin demişti. Geç bile kaldık" dedi ve gitti. "Noldu? " dedi Arda'ya bakarak. "Tansiyonu düştü. " dedi. Gözünden bir parça yaş geldi. Annem sevgili olduğumuzu sanmışti ki "Biz dışarıya çıkalım" dedi Ayça'ya. "Bencede" dedi ve ikiside çıktılar. "Neden ağlıyorsun? " dedim. Onun gözünden bir damla yaş gelmesine dayanamiyordum. O uzulunce ben daha çok üzülüyordum. Ve sanırım suan benim yüzümden üzülüyordu. "Berfin. Olmuyo. " dedi. "Olamayız biz. Üzgünüm." dedi ve çıktı. Ama... Beni bırakıp gidicek miydi? Gözyaşlarına birkez daha bogulmustum. Sonra annem, doktor, Ayça ve Tunç içeriye girdiler. Annem "Kızım noldu?!" diye telaşlandi. "Canim yanıyor anne. Icim parça parça. " hickiriklara boğuldum. "Bir tarafın mi ağrıyor? Bişey hissediyor musun?" dedi Tunç. "Sol tarafım felç. Hicbirsey hissetmiyorum. Icim yanıyor. " dedim. Hickiriklarimdan hicbirsey duyamiyordum. "Herkes dışarı çıksın lütfen. " dedi doktor. Haklı. Yanlız kalmak istiyorum. "Lütfen herkes çıksın" diye tekrar etti hemşire. Ben dayanamadım. Icim parça pincikti. Herşey boktandi. Arda'nın beni istememesi... anlatamıyorum. Çok kötü! Kolumdaki kablo tarzı şeyleri bir kenara fırlatıp yataktan kalktım. Ayakkabılarımi giyip, cantami aldım ve odadan çıktım. Benim çıktığımi gören annem oturduğu yerden kalkıp "Kızım nereye? " dedi. Telaş! "Yanlız bırakın beni. Akşam eve gelirim. Merak Etme sen beni. " dedim. Asansör zaten bu kattaydi. Binip hastaneden çıktım. Yürümeye başladım. Aslında sizin ne düşündüğünüzü anlayabiliriyorum. Ilk gördüğü adam, ona birlikte olamicagini söylediğinde triplere giriyor diye düşünüyorsunuz. Ama öyle değil. Aşk bu. Karşı koyamazsin. Hem ben böyleyim. Hislerimden vazgecemem. Ama ben, onun beni sevdiğini sanacak kadar aptalim! Bana nasıl yaptı bunu? Bir kızın duygularıyla oynamak... hele ki bu bensem! Senden nefret ediyorum Arda Kıvançoğlu!
*Ama aşiksin befiko niahahahaha*
kes sesini iç ses!
Iç sesim haklı değildi! Olmicakti da! Nefret ediyorum ! derken kendimi sahilde yerde oturmuş ağlarken buldum. Yeter artık! Ben bu değilim! Kimse beni uzememez! Arda da sikimde değil!
Üşümeye başlamıştım. Ceket de yoktu! Cantamin içinden bir şey çıkar diye açtığımda içinden siyah bir mont çıktı! Lanet! Monta tırnaklarımi geçirdim. (Son kez!) sonra yerden kalkıp montu denize attım. Gelen geçen bana deli sıfatıyla bakıyordu. Belki de beni anlayanlar vardı. Off banane mk. Montu atmıştım fakat gozyaslarimdan kurtulamamistim. Noluyordu bana? Suan resmen dépré§ýon stylâ geciriyordum. Artık kendime gelmeliydim. Nolmustu bana? of salak. Gözyaşlarımi elimin tersiyle silip, durağa yürümeye başladım. Yolda giderken şarkı mirildaniyordum. O değilde bu Nil Karaibrahimgil'in Kanatlarim var Ruhumda şarkısı tam olarak ben. Durağa yaklastigimda otobüs kalkmak üzereydi. Koştura koştura bindim ki akbilimi unuttuğumu fark ettim. Napcam lan ben? Önümde duran yakışıklı jojuk bunu fark etmiş olucak ki "Benimkinden kullanabilirsin? " dedi. "Teşekkürler" dedim gülümseyerek ve akbili aldım. Basıp geçtim ve tekrar ona verdim. Arkada 2 boş yer vardı. Ben pencere kenarına o da yanıma oturdu. "Ben Murat " dedi. "Bende Berfin." dedim gülümseyerek. "Memnun oldum Berfin" dedi. "Bende" dedim. "Senden telefon numarani istesem yanlış olur mu?" dedi. Şuan çok iyi espri yapardim ama hiç halimde değilim. "Kusura bakma. " dedim KIBARCA. "Oh, sorun değil. Ben sadece arkadaş olmak istemiştim. " dedi. O sırada telefonum çaldı. arayan: BARIŞ. Şuan konuşmanın hiç yeri değildi. Kapattim. Inince mesaj atarım nede olsa. Bu sefer mesaj attı. 'Müsaitsen biraz konuşabilir mıyız? :( ' off Barış. Nasıl kurtulucam senden!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Popüler Değişim
Teen FictionHarika bi kolejde burs kazanmamla Istanbul'a gitmem bir oldu. Hayatım tamamiyle değişmisti. Ve ben başka bi hayatta başka bi kızdım. (Hikaye adını "Tercih"den "Popüler Değişim" olarak değiştirilmiştir.)