Bölüm ithafi:
@DoctorsMaleficent ♡
Meriç'in zor ısrarlamalarıyla masa da oturmuş kahvaltı ediyorduk. Mantıklı bir çocuktu. Benim aksime o ciddiydi. Yani yeri geldiğinde gülen, yeri geldiğinde ağlayan bir çocuk. Saygılı, dürüst.
Telefonum masa da titreyince elime alıp gelen Wattsap mesajına baktım: Dodomm.
'Fıstıqım'
'He bebeğim'
'2 saat sonra ordayız :*'
'Tamam askom :* Nerden alcam sizi?'
'**** Cafe'yi biliyor musun? Sahilde.'
'He evet, evet. Daha yeni Istanbul'a geldim ve **** isimli bir sürü sahil kafesini biliyorum.'
'Beşiktaş sahiline gel sen.'
'Orda mi bu kafe?'
'Heya. Hadi bay :*'
'Bay :*'
"..." ses bana ithaf ediyordu, fakat ne dediğini anlamamistim. Karşıma baktığımda Meriç bana bir şeyler anlatıyordu. "Hı? Ne? Anlamadım? " dedim telaşlı. "Senin kafan nerde?" dedi alayla. Dil çıkarmak yerine gözlerimi abartılı bir şekilde devirip tabağıma gömüldüm. "Sana birsey sorabilir miyim?" dedim nazikçe. "Evet?" dedi bakışlarını tabağından ayırmayarak. "Beşiktaş sahilinde *** Cafe varmış. Biliyor musun?" derken salatalığım çoktan yere düşmüştü. "Evet. Neden ki?" dedi. Bu sefer bana bakabilmişti. "Hiç. Öylesine." dedim umursamayarak.
Son zeytinimi yedikten sonra Meriç hesabı ödemiş, çıkmıştık. Yaklaşık bir saat geçmişti. "Benim gitmem lazım. Sonra görüşürüz." dedim el sallayarak. Önüme dönecekken Meriç birden beni durdurdu. "Telefon numaranı alabilir miyim?" deyince kafama dank etti. "Ah, tabi." deyip telefon numaramı verdim. "Beni ne diye kaydettin? Bakiyim." diyip kafamı telefona uzattım. Takıntım var bi kere. 'Deli' ismini görünce omzuna bir tane patlattım. "Sil onu." dedim homurdanarak. "Ben kaçtım. Hadi görüşürüz." deyip yanağımdan makas alıp gitti. Sol ayağımı yere vurarak ofladim. Bu çocuk tam bir sinirdi!
Henüz bir saatim vardı. Ortaköy'den yarım saat sonra çıkarsam yetişirdim, heralde. Uzun zamandır kendime birşey almamıştım. Acaba annemi arayıp para mı isteseydim? Bu fikri aklımdan terlikle kovarak yürümeye başladım. D&R, şuan ki ilk hedefim. Hem Burak için de bir iki kitap alırdım. Selinay için kırtasiyeden resimlik bir kaç şey alırım. Geriye Doğukan ve Berkcan kaldı! Doğukan'a bir kazak almam yeterdi. Ama Berkcan biraz zor!
Kaç dakikadan sonra aklıma bir fikir gelince beynim rahatlamisti. Akşam yemeğine çıkartıcaktım! Güzel bir fikirdi, susun.
Yakınlarda nerede D&R var bilmiyordum fakat bir kaç kişiye sora sora tarifi alabilmiştim. Neyse ki oldukça yakinimdaydi. Hızlı adımlarla yürürken içim, hala kardeslerimin gelmesinin mutluluğunu yaşıyordu. Çok heyecanlıydım. Onları çok seviyordum.
Bizim Bursa'da bir grubumuz vardı. 5 yaşından beri. Ben sapanımdan mikrofon yapar, Daha Dün Annemizin şarkısını söylerdim. Berkcan da bana eşlik ederdi. Doğukan bateri çalar, Burak da gitar çalardı. Selinay da gitar çalar, backsing yapardı. O günleri gerçekten özlemişim.
D&R'ye geldiğimde zamanımın kısıtlı olduğunu anlayıp hızla içeri girdim. Kendime kitap almaycaktim, zamanım azdı sonra alırdım.
Ileride ki kitap bölmesine gidip kitaplara baktım. Labirent, Kürk Mantolu Maddona adlı iki kitapta karar verdikten sonra zaman kaybetmeden kasaya yöneldim. Neyse ki sıra yoktu. Ödemeyi halledince poşeti elime alıp dükkandan çıktım. Şimdi de Selinay'ın sırası!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Popüler Değişim
Teen FictionHarika bi kolejde burs kazanmamla Istanbul'a gitmem bir oldu. Hayatım tamamiyle değişmisti. Ve ben başka bi hayatta başka bi kızdım. (Hikaye adını "Tercih"den "Popüler Değişim" olarak değiştirilmiştir.)