Bölüm Şarkısı: Nil Karaibrahimgil-Kırık
Karşıdaki kaldırıma oturup başımı ellerimin arasına aldım. Ya ona birsey olduysa? Tanrım ! Göz yaşlarıma engel olamamıştım ve şimdi gözümden düşen bir kaç damla yaş, saniyeler sonra sele dönüşmüştü.
Dizlerimde bir el hissetmemle başımı kaldırınca ah hayır ! hayırr ! ne yazık ki bu Arda değil. kafamda dikilmiş dadluluk mod: on bir çocuk görmem an oldu. Elinde ekmek poşeti, kafasında ters takılmiş Bulss Cap ile karşımda duran Playboydu. "Iyi misin? " deyip yanıma oturdu. Ağlıyorum sonuçta neden iyi olmayayım ki (!) "Nasıl görünüyorum?" dedim kaşlarimi kaldırarak. "Ah pardon saçma bir soruydu. Noldu sana?" eveet saçma olduğunu kabul eden bir taş daha ...! "A-arda'yi tanıyor musun? Arda Suel? " "Şu ukala veleett?" dedi hatirlamiscasina. Demek tanıyordu! "Hı hı, ukala." gözlerimi devirip devam ettim "O erkek arkadaşım. Yani... sanırım." SANIRIM? "Erkek arkadaşın demeek. " diyip ardından hunharca gülen, adını bile bilmediğim çocuğa baktım. "Ne var? Olamaz mı?" dedim. Sahii... benim gözyaşlarım nerede? "Isin yoksa evimde devam edelim mi?" Hop dedik yaqisikli. Orda stop yanii. "Evinde? Derken?" "Için fesat güzelim. Konuşalım yani. Merak etme yemem seni." oh be rahatladım (!) Ayağa kalkıp elleriyle poposunu silkeledi ve kalkmam için ellerini uzattı. "Gerek yok, kendim kalabilirim." dedim ve ellerini tutmadan kalktım. "Iyi." dedi ve yürümeye başladı. "Evin nerde?" dedim arkasından. "2 yandaki bina." senin ben türkçe hocanın... "Bu arada ben Batuhan. Batu de sen." dedi ve ellerini uzattı. Tokalasmak için !... "Ben Berfin." dedim uzattığı eli sıkarken. " evin önüne gelmiştik. Dışarısi oldukça büyük ve hoştu. Arda'nın ki yanında ev kalırdı. Bizimki ise bunun yanında salondu. Batu Bey kapıyı nihayetinde açınca içeri girdik. Benim hafif başım agriyordu. "Salona geç." demesiyle giriş kattaki salona yoneldim. Icerisi çok hostu. Salonun önünü büyük cam kapliyordu. O camla dışarıyi görebiliyordunuz. Görebiliyordunuz? Hı? Arka bahçeye taraf olduğundan salondan bahsediyoruz .ss havuzu, ve diğer hersey çıplakti. Gözümde çıplakti yanii yanlış anlamayın olom. Havuza bakan büyük koltuğa oturdum, bacaklarimi yanıma aldım. Başımı, mor yastığa dayadim ve Batu gelene kadar düşünmeye başladım. Neredeydi bu çocuk? Ne olmuştu? Başına kötü bir şey mi gelmişti? Aniden nereye çekip gitmişti? Off... offf... bir el omzunda hissedince düşüncelerimden arindim. "Kahve yaptım. Icer misin? " dedi ellerinde tuttuğu kahve bardaklarindan birini uzatirken. Zaten yapmışsın aq daha ne soruyon değişik? "Tabii." dedim uzattığı kahve bardağını alırken. Birde battaniye getirmişti. Cici çocuk .s.s.s. Battaniyeyi bacaklarımin üzerine kapatıp carprazima oturdu. "Dışarıda ne demek istedin? " kahvemden bir yudum aldım ki dilim yandı. "Ayyy ! Yandım !" dilim yandı aneyyy. "Dikkatli iç çok sıcak." "Saol." dedim gıcık olmuş smile yaparak. Tabii öyle bişey varsa sksksksks. Dilim uyuştu lan. "Demek istediğim... Arda bazı sürtükleri buraya getirir. Ama evi tekrar döşedi." NE?! Arda bazı sürtükleri buraya getirir... beynimin içinde sözcükler yankilanmaya başladı. Arda bazı sürtükleri buraya getirir... Arda bazı sürtükleri buraya getirir... Arda... Bazı... Sürtükleri... Buraya... Getirir... Nasıl ya? Şimdi beni de o diğer sürtüklerin listesine mi katmışti? Her yer bulaniklasmisti artık... Bu da gözlerimin dolmasindan kaynaklanmişti doğal olarak. "Ş-simdi beni de... ben... farklı olur sanmıştım?.. Bende diğerleri gibi mi oldum şimdi? " kahveyi önümde duran sehbaya bırakıp ellerimle yüzümü kapatmistim. "Bence sen diğerleri gibi değilsin. Yani onlardan çok farklı bir dünyada yaşıyorsun." ellerimi yüzümden çekip kahvesinin yudumlayan, siftahini hiç bozmadan bana bakan Batuhan'a baktım. "Ama o beni öyle sanıyor." diyip kafamı yastığa gomup. Beni de "En Aptal Tek Gecelik Yatak Sürtükleri" listesine koymuştur. Oysaki ben kendimi çok daha farklı sanmıştım... Ne bileyim? Ama Batuş sayesinde gerçekleri görmüştüm. Bi dakka ! Sutop biç! Bu aptalin evinde ailesi var mı? "Ailen evde mi?!" dedim gözlerimi pörtleterek. "Yok. Onlar yurt dışında." uh uleen. "Bir şeyler yemek ister misin?" dedi. Açtım ama iştahim yoktu. "Umm... Hayır." dedim. Batuhan boş bardaklari alıp mutfak sandığım yere gitti. Ben ise kafamı yastığa gömüp, battaniyeyi imamima kadar çekip tek mutlu olduğum yere, uykunun huzurlu kollarında huzura kavuştum.
***
Kapının siddetle yumruklanmasiyla uyandım. "Batu?" diye bağırdım "Tamam tamam baktım. Kim bu pezevenk?" dedi. Hahahaha. Pezevenk. Kapıyı acmasiyla "Berfin nerde?!" diyen birinin tanıdık sesini duydum. Ardından Arda içeriye girdi. Kollarını bana sımsıkı sardı. "2.kere aynı hissi yaşadım Berfin. Tanrım neden buraya geldin? Kalk eve gidiyoruz." itici pislik. Ellerimle göğsünden ittirip "Ben seninle hiç bir yere gelmiyorum! Ben diğerleri gibi değilim Arda! Senin sandığın kızlardan değilim ve asla olmayacağım! Bunu kafana sok!" Arda anlam veremeden bana bakıyordu. Batuş ise şaşırmış bir şekilde beni dinliyordu. 'O yüzden onun için bebek gibi salya sumuk ağladin güzelim.' bakışı firlatmisti. Gözlerimi devirerek Arda'ya baktım. "Ne diyorsun sen?" dedi. Evet, evet. Bu çocuk, kızlar tarafından geri çevrilmesine alışık olmadigindan alışık değildi. Eee herseyin bir ilki var sonuçta...! "Evde konuşabilir miyiz? " dedi Arda. Hı hı. Tabii canıımm! Seni mi kircam (!)"Çok beklersin. Hem sen nerden buldun beni?" dedim. Bunun üzerine Arda ve Batuhan mal mal bakışınca anladım. Batuş'a dönüp "Helal sana daa (!)" derken artık koltukta oturmuyordum. Arda beni, kafam sırtına gelecek, ayaklarimdan tutmuş bir şekilde kucakladi ve kapıya yöneldi "Eyvallah abicim." eyvallah abicim? Hah ! Batuhan senin kirlilerini ortaya döksün, eyvallah abicim sonra ! eyvallah ya! eyvallah! "Bırak beni! " diye debelinirken çoktan sokağa çıkmıştik. "Bırak yoksa..." "Yoksa ne?" güzel soru! Yoksa ne?! ne?.. ne?... hah! "-Yoksa çığlık atarım! " Arda'nın kahkahasina anlam vermemiştim ve bahçeden kapıya doğru yürüyorduk. Pardon! o yürüyordu! Ne ara gelmiştik lan buraya? Anahtar seslerini duyunca kafamı kaldırıp yere inmek için ne kadar çaba sarf etsemde sonuç: sıfır. Iceriye girip kapıyı kapadı ve mutfağa gelene kadar ıslık öttürüyordu. Ne rahatlik ama! Masaya varınca beni yere indirip sandalyeye oturttu ve karşıma geçti. "Şimdi herseyi en baştan anlatıyorsun. " "Hop dedik! Önce sen!" dedim asi bir tavırla. "Iyi, peki. Ama sonra sen?" dedi parmaklarıyla beni işaret ederek. Kafamı 'tamam' anlamında sallayinca dökülmeye başladı. "Banyodan çıktıktan sonra sen odaya gittin. Bende arka bahçeden sesler duyunca, kurulanmadan arka bahçeye gittim." ne yani bu kadar mı? "Ee? Neden bu kadar uzun sürdü? " dedim vurgu yaparak. "Iıı... Çünkü şey... kulübeye gittim! evet evet, ağaç kulübesine gittim. Orda... ailemle olan şeyleri hatırlayinca duygusala bağladım ve beni bu şekilde görmeni istemedim. Sonra... ummm... annemden kalan bi kaç şey buldum... öyle yani..." Arda'nın söylediklerine ne kadar çok üzülsemde 'En Aptal Tek Gecelik Sürtükler Listesi' ni hala unutmamistim! Soğuk kanlılığımı koruyarak bende anlatmaya başladım. "Seni baya aradım. Sokağa çıktım, kaldırıma oturup beklemeye başladım." ah hadi ama bas baya salya sümük ağlıyordun kızım! iç ses sus ! ona söyleyecek değilim heralde! "Batuhan falan geldi evine gittik. Sonra senin ünlü sürtüklerinden bahsetti bana. Bazen kızları buraya getirip beceriyormuşsun." bunları söylerken bir yandan da ellerimle gözümden düşen damlaları siliyordum. Arda da sözümü kesmeden dinliyordu. "Bende onlardan bir taneymisim..." sonunda kendimi tutamadım ve patladım. "Ben... çok farklıyım sanmıştım gözünde... ama büyük hataymis... beni şehir merkezine tekrar götürür müsün? " hıçkırıklara boğulmuşken Arda yanımda oluverdi. Elleriyle yüzüme gelen saçlarımı çekti ve yavaşça okşamaya başladı. "Saçmalama. Öncelikle sen o listesinin içinde değilsin ve asla olmayacaksin. Sen düşündüğün gibisin, çok ama çok farklısin Berfin. Yanindayken içimdeki gerçek Arda'yı buluyorum. Berfin... lütfen. Benimle çıkar misin? " söyleyecek tek kelime bulamıyordum. Bunları Arda mi söylemişti? "E-evet." dedim. Bir de kekelemesem ! "Tamam ama önce bir şartim var küçük bayan." küçük bayan? evet, küçük bayan. Ben onun küçük bayaniyim! "Neymiş?" "Beni asla birakmayacaksin. Asla. Ve ne yaptığını bilecegim. Erkeklerler de arani uzak tut." klasik erkekler ve takintilarii! "Pekii." artık kesinleşmiş bir şey daha vardı: Onu Asla Ama Asla bırakmayacaktim. "Vee şu liste neyin nesi?" hıh! "Her gece farklı bir kızı beceriyormuşsun. Bende onlardan biriymisim." dedim kafamı öne eğerek. "Ah saçmalama! Batuhan pezevengi söyledi demi?!" Batuhan pezevengi? "Cevap?" konuyu değiştirmeye çalıştığım fazla mi belli oluyor? "Sadece bi kelime. HAYIR. Şu konuyu bir daha açma." 2 şey: bu konu burada açılmamak üzre kapanmıştı ve Batuhan bir pezevenkti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Popüler Değişim
Teen FictionHarika bi kolejde burs kazanmamla Istanbul'a gitmem bir oldu. Hayatım tamamiyle değişmisti. Ve ben başka bi hayatta başka bi kızdım. (Hikaye adını "Tercih"den "Popüler Değişim" olarak değiştirilmiştir.)