Sabah sabah yine annemin sesiyle uyandım. "Berfiiiiinn! " Oha anne sicaydin?! Yorganımı başımdan kaldırarak homurdandim. Zorla yataktan baş ucumda bulunan telefonuma uzandım. 2 mesaj !
'Günaydın sevgilim :) ♥ Bu sabah seni ben birakicam okula. Yarım saat sonra orda olurum. Acele etmene gerek yok. Seni seviyorum :* ' -Barış
Nedense yüzümde bir tebessüm oluştu. Belki de alışıyordum. Buna karşılık bende cevap yazdım.
'Günaydın :) tamam canım ♥''
Acaba fazla mi resmi kaçmıştı? Yok la. Şu wattsap olmasa napardik lan. Birsürü kontör giderdi aq. Ben daha fazla oyalanmadan tuvalete gidip elimi yüzümü yikadim. Aynaya baktım ve içimde kendimi gördüm. Içimde. Bugün çok farklı bir kız olucaktim. Degisicektim. Yeni bir Berfin olacaktım. Önce gidip lanet olası formalarimi giydim. Sonra tekrar tuvalete döndüm. Makyaj çantamla. Çantami açıp önce yüz temizleyici çıkardım, kapatıcı falan. Onların üzerine rimel, hafif eyeliner ve parlaticiyla muhteşem olmuştum. Kusursuz. Kendime bir baktiktan sonra onlardan geriye kalır bir yanım olmadığını fark ettim. Tek bir şey vardı! Onlar fame. Popüler. Aşırı derecede popülerlerdi. Neden bende olmayayım? Farkım ne? Bu karara vardıktan hemen sonra telefonum çalmışti. Barış ! "Geliyorum bitanem." dedim. Cevap vermesine fırsat vermeden kapattım telefonu. Montumu, çantami alıp evden çıktım. Neyseki anneme görünmemistim. Bu makyaj ne filan filan... Kapıyı kapatıp arkami donmemle o muhteşem yüzü görmem bir olurdu. Bana hayret edercesine bakıyordu. Buyulenmis gibiydi. "Bişey mi oldu? " dedim asansöre doğru ilerlerken. "Bişey mi olması gerek? " dedi. "Yiycekmis gibi bakıyorsun da." dedim ve aynı anda asansör tuşuna basmamizla donup kalmamız bir oldu. Bir kaç saniye sonra kendime gelip elimi çektim. Asansör 2 kat asagida olduğu için hemen gelmişti. Bindim, o da arkamdan. "Şey harika görünüyorsun. " dedi gözlerimin içine bakarak. Utanmistim. Eminim yüzüm suan domates kesilmiştir. Ahh! Önüme döndüm hemen. "Yine mi taksiyle? " dedi gülerek. "Hayır. Sevgilim bırakacak. " dedim. Şaşırmışti. Arda'yı göt etmenin verdiği mutlulukla asansörden çıktım. Kolumdan tutup beni kendisine çekti. "Senin... sevgilin mi var?" dedi afallayarak. "Evet. Nolmuş? Vardı. Hala var." bunu hiç beklemiyordu. Da o na ne? "Barışla ayrıldığınızı sanıyordum. " dedi kekeleyerek. "Pardon da sana ne?" dedim kolumu çekerek. Çıkışa ilerledim ve dışarıda Barış'ın arabasını gördüm. Arda'nın nefesini boynumda hissediyordum. Kapıyı açıp çıkışa yöneldim ve arabaya bindim. "Günaydın." dedim gülümseyerek ve yanağına bir öpücük kondurdum. "Günaydın." dedi o da gülümseyerek. "Geç kalicaz. Bugün okulu eksek olur mu?" dedi arabayi calistirirken. "Yarın olsa olur mu? Bugün olmaz." dedim. "Peki. " dedi ve giderken Arda'nın nu tarafa doğru baktığını gördüm. Oh olsun pislik. Hızla yol alıyorduk. "Yavaşlar misin? " dedim. Koltuğa gomulecektim. Hızı biraz düşürdü. "Üzgünüm hayatım ama okula geç kalmak istemiyorsan şimdilik alışsan iyi edersin." dedi ve gaza tekrar kökledi. Allahım şimdi burada ölürsem beni Arda'nın gamzelerine gömün. Saygılar. Bir kaç dakika sonra okuldaydik. Sağ salim dönmüştük ve kusucak gibiydim. Arabadan inince Barış' la ellerimiz tekrar buluştu. Almila ve Arda da Arda'nın arabasindan indi. Arabasına kavuşmuş nihayet. Önüme döndüm ve "Ben bugün eve tek başıma dönücem. Haberin Olsun. " "Neden?" dedi bana dönerek. "Yanlız kalmak istiyorum. " dedim. Ellerimi ellerinden çekip binanın içine girdim. Sınıfa yöneldiğimde kapının biraz ilerisinde Ayça ve Tunç kavga ediyorlardı. Onları öyle görünce kıkırdamama engel olamadım. Onların yanlarına gitsem mi? Ama yok ya yanlız kalsın çifte kumrular. "Deerss booşşş !!!" diye sınıfa daldı Buğra. Buğra sınıfın Şakacı, habercisi, neşe kaynağı. Çok sevimli. Uzun boylu, kumral kivircik saclariyla oldukça tarz görünüyordu. Sevecen. "Ne?" dedi Erdem. Erdem biraz psikopattir ama çoktatlı çocuktur. Iyidir. Sınıfın koruması diye anlayın. Kısaca 'Erdi' deriz. Şok olmuştu. Benim gibi. Şuan içimde kelebekler saçıyordu. "Hoca yok iste. Derste boş. Ama yoklama alınacağı için 5 dakika bekleyin. Idare gelip yoklama alacak. Sonra serbestiz. " dedi. Sınıfta bir uğultu başladı. Doğal olarak tabii. Ayça ve Tunç sınıfa girdiklerinde durumu anlamislardi zaten. Önündeki boş sıraya oturdular. "Siz neden kavga ediyordunuz bakayım? " dedim gülerek. "Tunç beye sor." dedi Ayça. Havada trip kokusu seziyorum falan .s.s.s.s.sss "Ya biz şimdi hastaneden çıktıktan sonra kafeye gittik. Orda biz sevgili olduk falan. " dedi. Sözünü kesip "Vaayy. " dedim. Onların adına çok sevinmistim. "Dün de biz sahildeydik. Bi tane pezevenk buna mesaj attı. " "Ya çocuğa öyle demesene ya." dedi Ayça lafını bölerek. Tunç ona dönüp "Ha bi de savunuyosun ya deli oluyorum Ayça! " dedi. "Herneysee. " dedim aralarına girerek. "Iste tanışmak istiyormuş falan. " dedi. "Bi dakka bi dakka. Bütün olay bu mu?" dedim. "Daha ne olsun Berfin !" diye cirladi Tunç. "Ne var yani? Olamaz mı? " dedim gülerek. Dalga geçiyordum ama Tunç haksizdi. "Siz kadın milleti yok musunuz !" diye kükreyerek kalktı gitti. Ayça'ya baktım. Ve gülmeye başladık. "E ne var yani? " dedi gülerek. "Takma sen onu. " dedim. "Neyse ben kantine iniyorum. Geliyor musun? " dedi. Uykum vardı. "Hayır. Sen git. " dedim. Ceketimi top haline getirip başımın altına koydum. Yastık qalp ben. Çantamdan kulaklığımla telefonumu çıkardım. Kulaklığımi kulağıma takarak şarkı listesini açtım telefondan. Avicii - Hey Brother. Bu şarkı insana huzur veriyordu. O değilde idare hala gelmemişti. Neyse ya. Huzurlu sarkicigimi dinleyerek kendimi uykunun huzurlu kollarına bıraktım.***
Ani bir sarsıntıyla uyandım. Noluyo lan? "Hassiktir ! Depreem !" tam kalmıştım ki kahkahalariyla beni oturttu Barış. Önüme gelen saçlarımı geriye attı. "Sakin ol hayatım. " dedi. Neye gülüyor bu çocuk? "Uyuya kalmissin. Çok tatlı uyuyordun. Ama uykun ağırmis baya." dedi. Homurdanarak, Barış' a bakacak şekilde kafamı sıraya koydum. Gözlerim yavaş yavaş kapanıyordu. Saniyeler sonra gözlerimi açtığımda Barış' ın da benim gibi durduğunu, beni izlediğini gördüm. Gülümsedi. Gülümsedim. Sınıfta tek tük kişiler vardı. Erdi'nin grubu kisacasi. "Benim uykum kaçtı ya." dedim ve ayağa kalktım. Ama Barış mışıl mışıl uyuyordu. Oturup onu seyrettim. Ben neden onu sevemiyordum? Keşke sevgili rolüm gerçek olsaydı. Keşke seviyormus gibi davranmak zorunda kalmasaydim da gerçekten sevseydim. Off !!! Titriyordu. Titriyordu ! Elini tuttum. Ceketimi sıradan alıp üzerine örttüm. Üşüyormuydu? Elimi sıktı. Birseyler mirildaniyordu. Ama anlasilmiyordu. Sicim sicim ter akitiyordu. Noluyordu bu çocuğa?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Popüler Değişim
Teen FictionHarika bi kolejde burs kazanmamla Istanbul'a gitmem bir oldu. Hayatım tamamiyle değişmisti. Ve ben başka bi hayatta başka bi kızdım. (Hikaye adını "Tercih"den "Popüler Değişim" olarak değiştirilmiştir.)