Geri Dönüş

1.9K 93 0
                                    

Selam! Bölüm daha erken gelecekti Ama ben yanlışıkla silmeseydim -_- Çok çok güzel Bir Bölümü sildiğim için kendimi Duvara Surte surte kıvılcım ÇIKARMAK İSTİYORUM !!! İLKİ Gibi güzel Bir bölüm Olmasa Da ikincisi da fena sayilmaz. İyi okumalar...

Bölüm şarkısı:

R5 - Pass Me By

Sabah, dün gece kurduğumuz alarmın "Wiggle Wiggle" melodisiyle uyandım. Saat henüz 8:30'du. Berkcan, Sel,Dodo ve Burak ben daha geç yattıkları için uyanamamışlardı. Kalkıp banyoya gittim. Yüzümü yıkadıktan sonra kurulayıp mutfağa geçtim. Çok güzel bir kahvaltı hazırlayabilirdim! Ama ben neden şimdi buraya geldim ki? Üstümü değiştirmek için odama geçtim. Bugün baya karlıydı. Dolabımdan taytımı ve "Blues" yazan uzun kollu tişörtümü kombinledikten sonra soyundum. Tişörtüm; önü kısa, arkası uzun olanlardandı. Üstümü giyinince salaş bir topuz yapıp dünden kalan makyajımı sildim. Rimel ve dudak parlatıcımı sürdükten sonra siyah montumu giydim. Markete gidecektim çünkü. Mutfağa gidip çayı koyduktan sonra UGG'larımı giyip para ve anahtarı alıp çıktım. Asansörü çağırdım. Gelene kadar da çalan telefonumu açtım. Arda.

"Dur, asansöre biniyorum. Sonra ararım." deyıp yüzüne kapadım. Gelen asansöre binip zemın katı tuşladıktan sonra her zaman ki gibi aynadan kendime baktım. Bal rengi saçlarımla koyu kahve kaşlarım oldukça uyum içindeydiler. Okyanusu andıran gözlerim başka bir hava katıyordu. Tenim zaten beyazdı. Yanii sanırım. 

Asansörden indiğimde dediğim gibi Arda'yı aradım. Tamam ona hala küs olabilirdim, bana az şey yaşatmadı evet ama ona ergenler gibi trip atmayacaktım değil mi?

"Neden aradın?"

"Sana da günaydın"

"Tamam ya akşam gelicem!"

"Onu demeyecektim. Bir dinlesen?"

"Anlat?"

"Akşam yemeğe çıkalım,"

"Evine gelmeyeceğim ama dimi?"

"Kaçışın yok Berfin. Geleceksin. Ama yemeğe de çıkacağız. Hem zaten bugün cuma. Bu arada, sen neden gelmiyorsun okula?"

"Arkadaşlarım geldi Bursa'dan."

"Herneyse. Hafta sonunu da birlikte geçireceğiz."

"Ya sen neden benimle uğraşıyorsun? Neden beni bir yerlere götürmek istiyorsun? Benden nefret etmiyor musun?"

"Akşam seni sekiz de alırım." deyip yüzüme kapattı.

Neden cevap vermedi? Bir dakika! Ben Barış, Tolga, Tunç ve Ayça'yla buluşacaktım bu hafta sonu! İki-üç saat sonra Buraklar gidiyor. 11-11:30 gibi gitseler Tolgahan ve Barışla buluşabilirdim. Tunçları da artık hafta içi. Telefonumu çıkarıp ikisine de grup konuşmasına aldım. "Bu hafta sonu buluşamayız. Sonra anlatırım. Hafta içi birlikteyiz öptüm" yazarak gönderdim. 

Ben bunları planlarken çoktan fırına gelmiştim. İki ekmek alarak eve geri döndüm. 

***

Harika bir kahvaltı sonucu salonda oturuyorduk. Bugün dışarıya çıkmamaya karar verip Tolga Çevik ve Ezgi Mola'nın "Patron Mutlu Son İstiyor" adlı filmini cips eşliğinde izliyorduk. Bu arada, saat 10:45'ti. "Biz de yavaş yavaş toparlanalım," dedi Berkcan. Gitmelerini istemiyordum ama fazla vaktim yoktu benimde. Burak, Selinay ve Doğukan da onaylayınca toparlanmaya başladılar. Bende o sırada evi toplayabilirdim. 

***

Berkcanlar'ı geçirmek üzere hepimiz otoparkta ki karavandaydık. "Kekleri de yanınıza alın," dedim Selinay'a verirken. O da nerye koydu bilmiyorum. 

"Gitme vaktiii" dedi sürücü koltuğundan inen Doğukan. Kollarımı açıp gelmesi durdum. Hemen kollarıma atlayıp kollarını sımsıkı belime sardı. "Kendine iyi bak herşeyiim," deyip kucağına aldı. Bacaklarım yerden kesilince bir anlık boşluğuma gelip küçük bir çığık attım. Başımı boynuna gömerek "Sende Dodişkem." dedim. 

Çok seviyorum.

Doğukan'dan ayrılıp Selinay'a koştum. Birbirimizi sıkıca sardık. Ve onun içinden ne dediğini hissedebiliyordum: Ağlamıycam.

Selinay'ın boynuna sulu bir öpücük kondurduktan sonra ayrılmak zorunda kaldım. Çünkü Berkcan belimden tutup çekmişti. Boynuma sulu öpücükler kondurduktan sonra zar zor ayaklarımı yere basabilmiştim. Arkamı dönüp sıkıca boynuna atladım.

Ağlamıycam. 

Berkcan'ın kollarından zar zor kurtulup Burak'a yöneldim. Burak duygusaldı ve gözlerinde ki dolmuşluğu görebiliyordum. Sanki utanır bir hali vardı. Evet evet, ağlamaktan utanıyordu. Gerçekten mi?! Bu erkekler neden bu kadar ilkel?! Neden ağlamıyorlar?! Allah aşkına ağlamanın neresi utanılcak?! Onlarda bir tuhaf ha. 

Kollarımı nazikçe boynuna sarıp herkeste yaptığım gibi (Sel hariç) parmak uçlarımda yükselip sıkıca sarıldım. Burak kafasına boynuma gömdüğünden nefesi gıdıklıyordu. Parmaklarımı sırtında gezdirince huylandı ve ayrılmak zorunda kaldık. Ayrılamadık. Tam geri çekiliyordum ki Berkcan, Selinay ve Doğukan da daire şeklinde sarıldılar. Herşeylerim. Sizi çok seviyorum.

Popüler DeğişimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin