Kuzen.

2.6K 110 8
                                    

Barış bir bana bir Baran'a baktı durdu. "Umm... ben seninle... bir şey konuşacaktim... Berfin..." dedi. Barış'in cümlelerini sinir bozucu yutkunmalayariyla kesip kesip duruyordu. Baran'a baktığımda çoktan ayaklanmıştı. Özür dileyen gözlerle Baran'a bakarken o eliyle sorun değil işareti yapıp bizi yanlız bıraktı. "Otursana." dedim nazikçe. Karşıma oturunca direk konuya girdi. "Berfin ben... Üzgünüm. Aptalim tamam mı? Aptalin önde gideniyim. O sözleri söylemem gerekirdi." oaptalinondegideni.net  "Ama dedin?" dedim. O özür dilemeye girişirken sözünü başlamadan kestim. "Bak Barış. Ben bi hata yaptım tamam mı. Senin söylediklerinden oldum. Ben senle çıkarken kendime hakim olamayip Arda'yla beraber oldum." diyemedim. Götüm yemezdi çünkü oky? Oky. "Barış. Herkes hata yapar. O sözler ne kadar ağır olsada seni affediyorum. Birlikte oluruz, ama arkadaş olarak. Ben seni kaybetmek istemem. Bak bu akşam çok sevdiğim kuzenim geliyor, Almanya'dan. Onunla tanıştirirm. Beni bırak." dedim. Evet doğruydu. Bu akşam küçüklükten beri can ciğer olduğum kuzenim Andie (Endi diye okunuyo canimslar) Almanya'dan geliyor! "Sanırım haklısın. Seni unutmaliyim. Sen bana zararlisin. Sadece bana. Belki de arkadaş kalmak en iyisi?" nasıl ya? Bunun şimdi "Ben senden vazgecmem" felan demesi gerekmiyor mu? Hönk. Fazla bozuntuya vermeden kalkıp "Ben kantine gidiyorum. Geliyor musun?" dedim. Aslında şöyle bir saçmalık konusu daha var;
Eski sevgililer arkadaş olamaz mi? Neden birbirlerine düşman gözüyle bakan eski sevgililerle dolu bu ülke? Arkadaş da kalabilirler.
Ve bizde Barış ile öyle kalmaya karar verip kantine gittik.

Andie'nin Ağzından

Yeni bir hayat... Yeni bir başlangıç... Bu sefer farklı olucak bir Istanbul...

Bir ay önceden biletimi aldığım uçaktaydim şuan. Istanbul'a Berfin'lerin yanına gidiyordum. Berfin... Küçüklükten beri nefret ettiğim bir kuzenim.

Yani o'nu kim sever? Hangi aptal?

Benden 1 yaş küçüktü. Doğumundan bu yana ailede ki bütün ilgileri üzerine çeken gıcık bir Berfin'im vardı. Hayır, bu kıskançlık değil. Kıskanilacak bir tarafı yok bir kere. Yelloz!

Şimdi ise kendi ailemin bile benden daha çok ilgi, şefkat, sevgi gösterdikleri Berfin'e gidiyordum. Babası küçük yaşta vefat etmişti. Daha  bir ilgi gördü. Genç kız olunca dışarı çıkıp arkadaşlarımla, hoslandiğim erkeklerle tanıştırdığımda bile herkes benden daha çok onu sevmişti.

Ama intikam vaktiydi! Onun hayatını çalacaktım! Benim çocukluk zamanında göremediğim bütün ilgiyi Berlin'e haram edecektim. Sırf bu yüzden de değil... En büyük nedeni ne biliyor musunuz?

Trish'i benden almasiydi!

Trish... Çocukluğumdan bu yana kadar hala hoşlanmayı sürdürdüğum çocuk... Herşey gayet güzeldi. Flörtüm olduğu zamanlar evime gelmişti. Ateşli, sıcak bir gece geçirdikten sonra çıkmaya adımlar atıyorduk. Bir bebeğin ilk adımları gibi. Taa ki platoniğimi sevgili kuzenim (!) Berfin'le tanıştırana kadar!... Trish hayatımın baharında benden vazgeçip, Berfin'e koşmuştu. Halbuki cadı bir kişiliğini göremiyordu zavallı aşkım. Berfin Türkiye'ye dönünce ilişkileri kesildi. Benim olacak diye sevinirken o, Berfin'i bekledi. 2 yıl? 3 yıl? Usanmadan bekledi. Geri döneceğini umut ederek beklemekten vazgeçmedi. Ne bir kıza el sürdü, ne de yavsadi. Özellikle bana! O yelloz aşkımın gözünü kör etmişti bir kere. Ki bu benim için çok acı verici bir şey.

Şimdi ise intikam vakti...!

Popüler DeğişimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin